Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/167 Esas 2010/1606 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/167
Karar No: 2010/1606

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/167 Esas 2010/1606 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/167 E.  ,  2010/1606 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, tapulu taşınmazına davalıların müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir.
    Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararı Dairece, dayanak tapu kaydının kadastroda revizyon görüp görmediğinin saptanması, görmüş ise 3402 Sayılı Yasa uyarınca Kadastro Mahkemesine devir kararı verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle görevsizliğe ve dosyanın Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

    -KARAR-
    Dava, tapu kaydına dayalı el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın kabulü hakkındaki mahkeme kararının Dairece, “...taşınmazın içinde bulunduğu Uzungedik köyünde kadastronun yapıldığı ve davacının dayandığı tapu kaydının uygulanıp uygulanmadığının bilinemediğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, 10.08.2007 tarih 1367 sayılı ...Kadastro Müdürlüğünün yazısında ise, tapu kaydının herhangi bir parsele revizyon görmediği belirtilmiştir. Öyle ise, mahkemece yapılacak iş, davacının dayandığı tescil hükmü ile oluşan tapu kaydının haritasının mahallinde keşfen uygulanması ile hangi taşınmaza ait olduğunun saptanması ve buna göre mahkemenin görevinin belirlenmesi zorunludur. Bir kaydın kadastro sırasında uygulanmamış olması tapuyu hukuki kıymetten düşürmez, ancak delil niteliğini taşır. Şayet uygulama neticesinde bir taşınmaza ait olduğu saptanır ise, eldeki dava tarihine göre kadastro tutanağı sonradan düzenlenmiş ise yerel mahkemenin görevinin son bulacağı, 3402 Sayılı Yasanın 25. ve 27.maddeleri hükmü uyarınca kadastro mahkemesine devir kararı verilmek suretiyle davanın karara bağlanması gerekeceği açıktır....” gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozmaya uyulduğu ve 3402 Sayılı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca dosyanın görevsizlikle kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmektedir.
    Ne var ki, mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiş bozma ilamında değinilen hususlar araştırılmadan hüküm kurulmuştur.
    Bilindiği üzere, bozmaya uyulmakla taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşacağı kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, bozma ilamı doğrultusunda mahallinde gerçekleştirilecek keşifte, dayanılan tapu kaydının hangi taşınmaza ait bulunduğunun ve bu taşınmazın kadastro sırasında tutanağının düzenlenerek tespite konu edilip edilmediğinin tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanması, ondan sonra 3402 Sayılı Yasa"nın 25, 26 ve 27. maddeleri kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.