23. Hukuk Dairesi 2012/2 E. , 2012/2398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatife toplam 112.907,00 TL ödeme yaptığını, kooperatifce yapı denetim firmasına verilmek üzere her üyeden açıktan para talep edildiğini, müvekkilinin de belli miktarda parayı kooperatif başkan yardımcısının hesabına gönderdiğini, elden verilen para için düzenlenen makbuzda bağış olarak yazıldığını, senet imzalayarak kooperatifin boya işlerini yapan şahısa verdiğini, açıktan alınan paraların kayıtlara geçip geçmediğinin belli olmadığını, kooperatif tarafından satılmış ve iş karşılığı verilmiş dört dairenin paralarının nereye harcandığının belli olmadığını, müvekkiline genel kurul toplantılarında bilgi verilmediğini ileri sürerek, açıktan alınan paraların defterlere işlenip işlenmediğinin, başkan yardımcısının hesabına açıktan yatırılmış paraların, satılan ve iş karşılığı verilen daire bedellerinin defterlere işlenip işlenmediğinin, yapılan iş bedellerinin gerçek olup olmadığının, taşeronlara iş verilirken ve malzeme alınırken ihale yapılıp yapılmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, harcamaların ve kayıtların usulüne uygun olduğunu, genel kurul toplantılarına katılmış olan davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, yönetim ve denetim kurullarının ibra edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasının yerinde olmadığı ve mesnetsiz olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Tespit davaları bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının saptanmasına ilişkin davalardır. Eda davası açılması mümkün olan hallerde, davacının tespit davası açmakta kural olarak hukuki yararı yoktur. HMUK"da açıkça düzenlenmeyen bu kural doktrin ve uygulamada kesin olarak benimsenmiş, 6100 sayılı HMK"nun 106.madde 3 üncü bendinde açıkça düzenlenerek; maddi vakıaların tek başına tespit davasının konusunu oluşturmayacakları bildirilmiştir. Mahkemece bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmek gerekirken aynı sonuca yazılı gerekçelerle varılması isabetsiz ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK 438/son madde uyarınca değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.