8. Hukuk Dairesi 2013/11105 E. , 2014/9502 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanmadan sonra açılan (Katkı payı alacağı)
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi"nden verilen 06.11.2012 gün ve 122/355 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, evlilik içinde 2002 yılı öncesi ve sonrası tarafların ortak birikimleri ile alınarak davalı adına tescil edilen dava dilekçesinde ada ve parsel numaraları yazılı taşınmazlar ile bir adet aracın mal kaçırma amacıyla boşanma öncesi davalı tarafından satıldığını açıklayarak fazla hakları saklı kalmak ve dava tarihinden itibaren faiz işletilmek üzere 2002 yılı öncesi mallar için 10.000 TL, 2002 yılı sonrası mallar için 5.000 TL. toplamı 15.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 25.03.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 90.000 TL ve 26.000 TL olmak üzere toplam 116.000 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ..., bu iddiaların yerinde olmadığını, 1993 yılı sonu yurt dışı görev dönüşünde yurt dışı kazancıyla ev, arsa ve otomobil aldıklarını, evden ayrıldığı tarihten bugüne kadar geçen süre zarfında, satılan mal varlıkları ve kendi maaşının tamamını çocuklarına harcadığını, ayrıca menkul ve gayrimenkul varlığının bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 116.000 TL katkı-katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 11.11.1986 tarihinde evlenmiş, 20.03.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 17.04.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK"nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM"nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK"nun 202, 4722 s.Yasa"nın 10.m.).
Dosyaya getirtilen tapu kayıtlarının incelenmesinden, davalı ... adına evlilik birliği içinde satın alınan ve boşanma dava tarihi öncesi satılan taşınmazlardan ...
Mahallesi ... ada ... parseldeki 3 numaralı meskenin 24.05.1999 tarihinde tahsisen alındığı ve 23.03.2005 tarihinde satıldığı, aynı yerde ... ada ... parselin 1/2 payının 24.03.1994 tarihinde satın alındığı ve 16.12.2004 tarihinde satıldığı, ... Mahallesi ... ada ... parselin 08.10.1993 tarihinde satın alındığı ve 22.12.2005 tarihinde satıldığı, bu taşınmazlar yönünden taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu ve davacının talebinin katkı payı alacağına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu yapılan ... plakalı araç ise 27.12.2003 tarihinde ... adına satın alınmış ve 02.12.2004 tarihinde satılmıştır. Yine ... adına edinilen ... İlçesi ... Mahallesi"nde ... ada ... parsel 28.03.2005 tarihinde alınıp 14.07.2005 tarihinde satıldıktan sonra aynı yerde ... Mahallesi"nde ... ada ... parsel 14.07.2005 tarihinde satın alınmış ise de 01.11.2005 tarihinde satılmıştır. Araç ve bu iki taşınmazla ilgili edinme tarihleri itibarıyla taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğundan davacının talebi katılma alacağı niteliğindedir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda tespit edilen 163.148,70 TL alacaktan taleple bağlı kalarak 116.000 TL. bakımından yazılı şekilde hüküm kurmuş ise de verilen karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır. Öncelikle toplanan deliller, taraflar arasında başlayan geçimsizlik, erkeğin evi terk ederek açtığı boşanma davasının reddedilmesi, sonrasında kadının boşanma davası açması şeklinde gerçekleşen olayların gelişimi, dosya kapsamı ve özellikle taşınmazların birbirini takip eden alım ve satım tarihlerine göre ... ada ... parseldeki 3 numaralı meskenin mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alındıktan sonra 23.03.2005 tarihinde satılması, 5 gün sonra 28.03.2005 tarihinde ... ada ... parselin alınması ve bu taşınmazın da satıldığı 14.07.2005 tarihinde diğer dava konusu ... ada ... parselin davalı adına edinilmesi karşısında bu üç taşınmazın tasfiyede ayrı taşınmazlar olarak dikkate alınmaları imkanı yoktur. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut malların tasfiyede dikkate alınması gerekmekte ise de her üç taşınmaz da mal rejiminin sona erdiği tarihten önce davalı tarafından dava dışı gerçek kişilere satılarak elden çıkartıldığına göre taşınmazların dosyada belirlenen nitelikleri ve değerleri itibarıyla ilk edinilen ... ada ... parseldeki 3 numaralı meskenin tasfiyede dikkate alınarak, davacı lehine usule uygun şekilde katkı payı alacağı hesabının yapılması, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken edinilen diğer iki taşınmazın ise ikame kuralı gözetilerek ayrıca tasfiyeye ve hesaplamaya katılmamaları gerekir. Mahkemenin hükme dayanak yaptığı bilirkişi raporunda kısmen bu hususa riayet edilerek hesaplama ve alacağın belirlenmesi yoluna gidilmiş ise de üç taşınmaz için de ayrı ayrı alacak hesaplanması doğru olmamıştır. Diğer yandan ... ada ... parselin tamamının katkı payı alacağı hesabında ve tasfiyede dikkate alınması doğru ise de ... ada ... parselin 1/2 payının davalı adına tapuda satın alınmış ve adına tescil edilmiş olmasına rağmen tasfiyede taşınmazın tamamı davalının kabul edilerek hesaplamaya dahil edilmesi ve bu şekilde davalı aleyhine alacak hesabı yapılması da doğru değildir. Bu durumda davacının talebinin mal ayrılığı rejimi döneminde edinildikleri anlaşılan ... ada ... parsalin 1/2 payı, ... ada ... parsel ile ... ada ... parseldeki ... numaralı meskenin tamamı bakımından katkı payı alacağı niteliğinde olduğunun gözönüne alınarak inceleme ve değerlendirme yapılması, katılma alacağına konu edilen ... ada ... parsel ile ... ada ... parselin tasfiyede dikkate alınmaması doğru olacaktır.
Katkı payı alacağının belirlenebilmesi için öncelikle tarafların evlenme tarihinden dava konusu her bir malın edinme tarihine kadar elde ettikleri tüm gelirler dosyaya getirtilmeli, gelirlerden her iki taraf için kişisel harcamalar için bir miktar, koca için TKM’nin 152. maddesine göre de ayrıca bir miktar indirim yapılmalı, tarafların tasarruf edebilecekleri gelirler belirlenmeli ve bu gelirler toplam tasarruf miktarına oranlanarak katkı
payı alacağına esas oranlar bulunmalıdır. Mahkemece bu usulden hareketle yapılan hesaplamalar sonunda davacının katkı payı oranı %67 olarak bulunmuştur. Her ne kadar hesaplama usulü doğru görünmekte ise de taraf gelirlerinin eksik olarak dikkate alındıkları anlaşılmaktadır. Dosyaya gönderilen yazı cevabında davalının 17.9.1991 ile 1.10.1993 tarihleri arasında yurt dışı göreve gönderildiği bildirilmiş ise de bu görev sebebiyle davalının elde ettiği gelirlere ilişkin davalının delil listesinde de yer alan belgeler dosyaya getirtilmemiştir. Davacının çalışmalarını gösteren belgede ise davacının 14.12.1987 tarihinde evlendikten 13 ay sonra işe başladığı, 15.12.1989-13.9.1990 (8 ay 28 gün) ve 15.10.1991-14.10.1993 tarihleri arası aylıksız izin kullandığı, bu dönemlerde gelir elde etmediği, davalının ise kesintisiz evlilik tarihinden itibaren çalışarak gelir elde ettiği, ayrıca iki yıl yurt dışında görevlendirildiği, oradan da ayrıca gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda dosyaya yansıyan taraf gelirlerine göre erkek lehine 2-2,5 kat fazla görünen gelir durumunun, bu bilgiler karşısında erkek lehine daha da artacağı açıktır. TKM’nin 152. maddesine göre kocanın gelirinden evin infak ve iaşesi için de bir miktar düşülmekte ise de Mahkemenin kabulünde olduğu gibi kadının katkısı %67 olarak kabul edilemez.
Katkı payı alacağına ilişkin hesaplamalarda dava konusu taşınmazın dava tarihindeki piyasa sürüm değerinin dikkate alınması yerindedir. Ancak dava tarihi her ne kadar tefrik sonrası dosyanın esasa kaydedildiği 21.04.2009 olarak hesaplamalarda dikkate alınmış ve karar başlığında da bu tarih yazılmış ise de gerçek dava tarihi mal rejiminden kaynaklanan alacakla ilgili davanın boşanma davası ile birlikte açıldığı tefrikten önceki 07.03.2008 tarihidir.
Bu açıklamalar ve tesbitler karşısında uyuşmazlığın çözümü için Mahkemece, evlenme tarihi ile taşınmazların 1993,1994 ve 1999 edinme tarihleri arasındaki her iki tarafın elde ettikleri tüm gelirler dosyaya getirtilmeli, davalının yurt dışı çalışması karşılığı gelirine ilişkin belgeler Dışişleri Bakanlığı Personel Daire Başkanlığı Dış Maaş Şubesinden istenmeli, davacının aylıksız izin kullandığı dönemleri de gözardı etmeden iki tarafın dosyaya yansıyacak çalışma durumları ve gelirleri doğru şekilde belirlendikten sonra eşlerin sosyal statüleri ve mesleki kariyerleri gözönünde bulundurularak herbirinin ayrı ayrı kişisel harcamaları hesaplanmalı, 743 sayılı TKM"nin 152. maddesi uyarınca, davalı kocanın evi geçindirme yükümlülüğü gözetilerek yapması gereken harcamalar hesaplanarak kişisel giderlerine eklenmeli, eşlerin herbirinin ayrı ayrı kişisel gelirlerinin toplam gelirlerden indirilerek her eşin yapabileceği tasarruf miktarları ayrı ayrı saptanmalı, toplam tasarruf miktarı karşısında davacının üç taşınmaz bakımından katkı payı oranı bulunmalı, konusunda uzman bilirkişi vasıtası ile belirlenecek dava konusu üç parça taşınmazın 07.03.2008 dava tarihindeki piyasa sürüm değerlerinin her bir taşınmaz için bulunan bu katkı payı oranları ile çarpılarak davacının toplam katkı payı alacağı hesaplanmalı, bu hesaplamada konunun uzmanı bilirkişilerden katkı oranı ve alacağı ile ilgili gerekçeli ve Yargıtay denetimine açık rapor alınmalı, katkı payı alacağının tayininde hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri, 6098 sayılı TBK’nun 50 ve 51. maddeleri ile ayrıca talep ve tarafların kazanılmış hakları da gözönünde bulundurulmalıdır. Katkı payı alacağı davalarında dava dilekçesinde talep edilen miktara dava, ıslah edilen miktara ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmelidir. Bu hususlar dikkate alınarak davacı lehine üç parça taşınmazla ilgili katkı payı alacağı hesaplanması, iki parça taşınmazla ilgili katılma alacağına ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, ve 1.361,50 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.