
Esas No: 2020/1205
Karar No: 2021/1294
Karar Tarihi: 09.02.2021
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1205 Esas 2021/1294 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliği
Karar tarihi : 31/12/2019
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 23/09/2019 tarihli ve 2019/19550 soruşturma, 2019/12682 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Malatya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 31/12/2019 tarihli ve 2019/5040 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, dosya kapsamına göre, şüphelinin aracıyla seyir halindeyken müştekiye çarparak yaralanmasına sebebiyet vermesi olayına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında, Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 06/07/2019 tarihli genel adlî muayene raporu ile müştekinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığının tespit edilmesi ve müştekinin şikayetçi olmaması sebebiyle Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin oğlunun dilekçesinde, annesinin, kazadan sonra sağlık sorunları yaşaması üzerine götürüldüğü hastanede 12/07/2019 tarihinde boynunda kırık, 31/07/2019 tarihinde ise belinde ve dizinde kırık tespit edilmesini müteakip 03/08/2019 tarihinde vefat ettiğini iddia etmesi karşısında, mağdurun kazadan sonra götürüldüğü belirtilen hastanelerin tespiti ile hastane kayıtlarının getirtilerek, mağdurun ölümü ile kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti bakımından Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan rapor alınması ve illiyet bağı var ise taksirle ölüme neden olma suçunun şikayete bağlı bir suç olmadığı da nazara alınarak, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Malatya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 31/12/2019 tarihli ve 2019/5040 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 03/04/2020 gün ve 94660652-105-44-2775-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ kılınmakla;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; 06/07/2019 tarihinde şüpheli ...’in idaresindeki araçla seyir halinde iken, karşıdan karşıya geçmek amacıyla yola inen yaya olan ...’a çarpması neticesinde ...’ın yaralandığı, soruşturma neticesinde ...’ın alınan ilk kolluk ifadesinde araç sürücüsünden şikayetçi olmadığı gerekçesiyle Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/09/2019 tarih ve 2019/19550 soruşturma 2019/12682 karar sayı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, karara karşı yapılan itirazın Malatya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 31/12/2019 tarih ve 2019/5040 değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği, kaza sonrası ...’ın yaralanması ile ilgili Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesince 06/07/2019 tarihli “ayakta şüpheli FR hattı, btm ile giderilebilir” şeklinde doktor raporu düzenlendiği, ...’ın oğlu müşteki vekilinin kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz ve kanun yararına bozma talepli dilekçelerinde ise “olay günü çekilen film ve grafilere rağmen taburcu edilen ...’ın 12/07/2019"da rahatsızlanarak hastaneye götürüldüğü, boyunda kırık tespit edilerek boyunluk yazıldığı ve eve gönderildiği, 30/07/2019 ve 31/07/2019"da tekrar hastaneye götürüldüğü, bel ve dizkapağı altında da kırık olduğunun anlaşıldığı, yine de yatışının yapılmadığı, 03/08/2019 tarihinde evde iken rahatsızlandığı, ambulansla hastaneye götürüldüğü, yoğun bakıma alındığı, doktorun kırıklar nedeniyle ciğerinde pıhtı attığını söylediği, akşama doğru vefat ettiğinin" bildirildiği, şüphelinin eylemi ile meydana gelen ölüm neticesi arasında illiyet bağının bulunması halinde TCK"nın 85/1. maddesinde düzenlenen taksirle öldürme suçundan soruşturma yürütülmesi gerektiği dikkate alındığında, ölenin kesin ölüm sebebinin ve meydana gelen trafik kazası ile ölüm arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesi bakımından, ölenin kaza sonrası gördüğü tedaviye ilişkin tıbbi belgeler temin edilerek Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas Kurulundan rapor alınması yönünde soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi,
İsabetsiz olup, kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Malatya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 31/12/2019 tarihli ve 2019/5040 değişik iş sayılı kararının CMK"nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 09/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.