(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/38963 E. , 2020/9111 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı Belediyenin temizlik müdürlüğü bünyesinde 31/12/1996 yılından 31/10/2014 tarihine kadar değişik alt işverenlerde emekli olana kadar temizlik işçisi olarak çalıştığını, emeklilik nedeniyle işten ayrıldığını, çalıştığı sürece yıllık izin kullanamadığını, her ay iki pazar günü nöbetçi olarak çalıştığını, resmi bayram günlerinde çalıştığını, dini bayramlarda birer gün izin kullandığını ve diğer günlerde çalıştığını ve bu ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, yıllık izin alacağı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacağının davalılardan tahsil edilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davacının kendi işçileri olmadığını, ihale makamı olduklarını, ayrıca 6360 sayılı Kanun"la ... Büyükşehir Belediyesi ile kendilerinin kurulduğunu, daha yeni kurulduklarını, sorumlu tutulmalarının hakkaniyete uygun olmayacağını, eğer sorumluluk varsa Büyükşehir"in sorumlu olması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, dosya kapsamındaki delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının 01/01/1997-31/10/2014 tarihleri arasında aralarında asıl-alt işveren ilişkisi olan davalılar yanında temizlik işçisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle davacı tarafından feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince,”taraflar arasında davacının taleplerinden davalıların sorumlu olup olmadıkları ve sorumlu iseler bunun oranı uyuşmazlık konusudur.12/11/2012 tarihli 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesinin 1.fıkrasında, "..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür." denilmiştir. Buna göre ... il belediyesi ... Büyükşehir Belediyesi"ne dönüştürülmüştür.
Aynı Kanun"un 2. maddesinin 17. Fıkrasında, "... ilinde, ekli (14) sayılı listede belirtilen ... Belediyesinin mahalleleri merkez olmak üzere, aynı listede yer alan köyler ve belediyeden oluşan ... ilçesi ve aynı adla belediye kurulmuştur." denilerek Ekli 14 sayılı listeye göre ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ..., ... ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...mahalleleri ... Belediyesi"nin yetki ve sorumluluk alanını olarak belirlenmiştir. Bu değişiklikler 6360 sayılı Kanun"un 36. Maddesinin 1. Fıkrasında, "1 inci maddesi; 2 nci maddesi; 3 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci ve dokuzuncu fıkraları; 4 üncü maddesi; 5 inci maddesi; 6 ncı maddesi; 7 nci maddesiyle değiştirilen 5216 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi; 5216 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin son fıkrasının yürürlükten kaldırılmasına ilişkin hükmü hariç 13 üncü maddesi; 22 nci maddesi; 25 inci maddesi; 5779 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin değiştirilen ikinci fıkrası hariç 26 ncı maddesi; geçici 1 inci maddesinin altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onüçüncü, onbeşinci, onaltıncı, onyedinci ve yirmidördüncü fıkraları; geçici 2 nci maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü, altıncı, sekizinci ve dokuzuncu fıkraları ilk mahalli idareler genel seçiminde yürürlüğe girer denilmiştir. Bu itibarla söz konusu hükümler 31/03/2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.Öte yandan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 6. Maddesinde, "İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır." hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm iş hukukunda işyeri devri ve bunun iş sözleşmesi üzerindeki etkisini düzenlemektedir.
Ayrıca, 6552 sayılı Kanunla değişik İş Kanunu"nun 112. maddesinde ise," 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları;
Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından,Aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanlara, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı son kamu kurum veya kuruluşu tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir." denilmiştir. Bu hükme göre en son asıl işveren kamu kurumunun sorumluluğu için ya alt işverenin ya da asıl işveren olan kamu kurumunun değişmemesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacının temizlik işçisi olduğu ve alt işveren işçisi olarak 01/01/1997-31/08/2014 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu çalışma döneminde asıl işverenin dava dışı ... Belediyesi, son alt işverenin ise yine dava dışı ... Şirketi olduğu görülmektedir. Davacının daha sonra aynı şekilde yine kesintisiz şekilde alt işveren temizlik işçisi olarak 01/09/2014-31/10/2014 tarihleri arasında çalışmaya devam ettiği, bu dönemde asıl işverenin davalı ..., alt işverenin ise davalı şirket olduğu, davacının 31/10/2014 tarihinde emekli olarak işten ayrıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere 31/03/2014 tarihinde davalı ... Belediyesi kurulmuş, aynı tarihte ... Belediyesi ... Büyükşehir Belediyesi"ne dönüşmüştür. Dava dışı ... Belediyesi"nin kanuni halefi yine dava dışı ... Büyükşehir Belediyesidir. Davacının da kapsamında çalıştığı dava dışı ... Belediyesi"nin en son hizmet alım sözleşmesi 01/02/2013-31/08/2014 tarihleri arası olup alt işveren dava dışı ... Şirketidir. Bu tarihten sonra ... Belediyesi ayrı bir tüzelkişilik olarak kendi sorumluluğundaki alanla ilgili kendisi hizmet alım sözleşmesi yapmış ve davacı bu kapsamda davalı alt işveren işçisi olarak çalışmaya devam etmiştir. Davacının alt işveren işçisi ve çalışılan asıl işverenlerin farklı olması da dikkate alındığında burada İş Kanunu"nun 6. maddesi anlamında bir işyeri devri söz konusu değildir. Davacının çalıştığı coğrafi alanda ayrı bir tüzelkişi kanunla kurulmuş bulunmakta ve bu tüzelkişi tarafından ayrı bir hizmet alım sözleşmesi yapılmakta ve davacı da bu kapsamda çalışmaktadır. Hem alt işveren hem de asıl işveren değiştiğinden 4857 sayılı İş Kanunu"nun 112. maddesinin uygulanma kabiliyeti de yoktur. Şu halde davacının kıdeminin toplanıp en son asıl işveren ve alt işverenin birlikte sorumluluğuna ilişkin 6360 sayılı Kanun" da özel bir düzenlemede yer almadığından ve 4857 sayılı Kanun"un 112. maddesinin koşulları da bulunmadığından davacının tüm çalışma döneminden davalıların sorumluluğu yoluna gidilmesi doğru olmamıştır.Buna göre davacının 01/01/1997-31/08/2014 tarihleri arasındaki çalışması ... Büyükşehir Belediyesi ile son alt işveren ... Şirketi nezdinde geçtiğinden mevcut davalıların bu dönemden sorumlulukları bulunmamaktadır. Mevcut davalılar davacının yeni iş sözleşmesi ile çalışmaya başladığı 01/09/2014 - 31/10/2014 arası çalışmasından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaktadır. Nitekim 01/01/1997-31/08/2014 tarihleri arası için davacının özlük dosyası da davalılar nezdinde değildir. Davalıların sorumlu oldukları dönem dikkate alınarak davacının alacak talepleri aşağıda değerlendirilmiş, davacının 01/01/1997-31/08/2014 dönemi işverenleri farklı olduğundan hasımda yanılmadan da bahsedilemeyeceğinden davanın tevcih edilmesi ve davaya bu şekilde devam edilmesi davaya taraf ithaline yol açacağından mümkün görülmemiştir.
Bu esaslara göre davacının alacakları değerlendirildiğinde;Davacının davalılar yanında çalışması bağımsız ve toplamda 2 ay olup kıdem tazminatı ve yıllık izin için gerekli 1 yıllık kıdem süresi koşulu sağlanmadığından davacının 01/09/2014-31/10/2014 dönemi için kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanamadığı görülmektedir. “ gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının ortadan kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık işyeri devrinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.İşçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerekmektedir. Bu durumda değişen alt işverenler işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını da devralmış sayılırlar. İş sözleşmesinin tarafı olan işçi veya alt işveren tarafından bir fesih bildirimi yapılmadığı sürece, iş sözleşmeleri değişen alt işverenle devam edeceğinden, işyerinde çalışması devam eden işçi açısından, feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti talep koşulları gerçekleşmiş sayılmaz.
Somut olayda, davacının temizlik işçisi olduğu ve alt işveren işçisi olarak 01/01/1997-31/08/2014 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu çalışma döneminde asıl işverenin dava dışı ... Belediyesi, son alt işverenin ise yine dava dışı ... Şirketi olduğu görülmüştür. Davacının daha sonra aynı şekilde yine kesintisiz olarak alt işverende ... Belediyesi’nde 01/09/2014-31/10/2014 tarihleri arasında çalışmaya devam ettiği, bu dönemde asıl işverenin davalı ..., alt işverenin ise davalı şirket olduğu, davacının 31/10/2014 tarihinde emekli olarak işten ayrıldığı anlaşılmıştır. Davacının ... Belediyesi nezdinde alt işveren yanında çalışmakta iken 6360 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile birlikte 31.08.2014 tarihinde çalışması fesih bildirimi olmaksızın sona erdikten hemen sonra, 01.09.2014 tarihinde davalı alt işverende hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaya devam ettiği, yaptığı işin temizlik işi olduğu, işyerinin ve işinin değişmediği, asıl işveren değişse de altişverenlar arasında işyeri devri bulunduğu anlaşılmış olup davalı son altişverenin feshe bağlı alacaklardan davacının tüm hizmet süresi yönünden sorumlu olduğunun kabulüyle hesaplama yapılması gerekirken, işyeri devri bulunmadığı gerekçesiyle sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi