Hukuk Genel Kurulu 2021/586 E. , 2021/1229 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. Direnme kararı, davacı vekilinin ve davalı ...’un temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca usulden bozulmuş, Mahkemece usulden bozma kararına uyularak neticede davanın reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili; davalılardan ...’un ... Turizm Endüstri A.Ş.’nin önceki denetim kurulu üyesi olduğunu, diğer davalıların ise şirketin önceki yönetim kurulu başkan ve üyeleri olduklarını, davalıların 2009 yılında yapılan şirket genel kurulunda istifa nedeniyle görevlerinin sona erdiğini, yeni yönetim kurulu üyelerinin şirket kayıtları üzerinde yaptıkları incelemeler sonucunda elde ettikleri bilgiler ışığında önceki yönetim ve denetim kurulu üyelerinin usulsüz işlemlerini 6762 sayılı TTK’nın 341. maddesi gereğince denetim kuruluna bildirdiklerini, davalı yönetim kurulu üyelerinin kuruluş sermayesini kaybeden ve hiçbir mal varlığı olmayan ... Turizm İşletme İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin 1/2 hissesini 200.000,00TL ödeyerek şirket adına satın alınmasına karar verdiklerini, yasal olarak müflis durumda bulunan şirketin 1/2 hissesinin alınması nedeniyle verilen zararın sürekli arttığını, davalı denetçinin ise bu konudaki görevini yerine getirmediğini ve genel kurulu bilgilendirmediğini, bu nedenle şirket zararından dolayı davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000TL’nin avans faiziyle ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile şirkete verilmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini 438.151,61TL olarak ıslah etmiştir.
Davalılar Cevabı:
5. Davalılar; yönetim kurulu ile denetim kurulunun diğer üyelerine dava açılmadığını, davacıların kötü niyetli olduklarını, ayrıca yönetim ve denetim kurulunun ibra edildiğini ve bu nedenle dava açılamayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 19.03.2012 tarihli ve 2010/364 E., 2012/205 K. sayılı kararı ile; önceki yönetimin ibra edildiği, ayrıca davacı tarafından davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08.05.2013 tarihli ve 2012/10126 E., 2013/9344 K. sayılı kararı ile; “…Dava, TTK"nın 309"uncu maddesi uyarınca açılmış tazminat davası olup, mahkemece yönetim ve denetim kurulunun ibra edildiği, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, ibra hukuki niteliği itibariyle menfi bir borç ikrarıdır. İbra edilen işlemler hakkında sonradan maddi bir hataya dayanılmadan ibradan dönülerek ibraya konu işlemler hakkında dava açılması mümkün değildir. Ancak, ibranın borçtan kurtarıcı sonucu doğurabilmesi ibraya konu işlemlerin açıkça ortaya konulması, bilinmesi ve tartışılmasına bağlıdır. Somut olayda ise mahkemece hükme dayanak yapılan genel kurullarda alınan ibra kararlarının, davaya konu işlemlerin açıkça görüşülerek, tartışılarak alınıp alınmadığı hususu üzerinde durulmamıştır.
Ayrıca, anonim şirketlerde yönetim ve denetim kurulu üyelerinin görevleri sırasında sebep oldukları zarardan sorumlu olması için öncelikli koşul, zararın olmasıdır. Zarar gören, bu zararının varlığını kanıtlamalıdır. Zararın varlığı sabit ise, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin zarardan sorumlu olduğu karine olarak kabul edilir. TTK 338 ve 359"uncu maddeleri uyarınca yönetim ve denetim kurulu üyeleri, ancak kendilerine bir kusur izafe edilemeyeceğini kanıtlayarak bu sorumluluktan kurtulabilirler.
Somut olayda, üç mali müşavirden alınan bilirkişi raporunda davalıların hisse devrini almaya karar verdikleri şirketin hukuken iflas durumunda bulunduğu, davacı şirketin hisse devri nedeniyle zarara uğradığı belirlenmiş ise de, alınan rapor somut uyuşmazlığın çözümü noktasında yetersizdir.
Bu itibarla, mahkemece oluşturulacak bir bilirkişi heyetinden dava dışı şirketin hisselerinin satın alınması işleminin davacı şirket açısından zararlandırıcı bir işlem olup olmadığının değerlendirildiği yeni bir rapor alınarak, şirketin hisse devri nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı belirlenerek, aksini ispat yükünün davalılarda olduğu nazara alınarak, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda ibranın da borçtan kurtarıcı bir işlem niteliğinde olup olmadığı tartışılarak, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 03.07.2014 tarihli ve 2014/155 E., 2014/360 K. sayılı kararı ile önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu Kararı:
11. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2018 tarihli ve 2017/11-105 E., 2018/1936 K. sayılı kararı ile; dava tarihinde yürürlükte bulunan yasal düzenlemeler karşısında davalılar aleyhine sorumluluk davası açılabilmesi için gerekli olan dava şartının bulunmadığı, bu dava şartının tamamlanmasının mümkün olduğu, bu durumda genel kurulda davalılar hakkında dava açılması yönünde alınmış bir karar var ise ibrazının sağlanması, yoksa anılan eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa 6100 sayılı HMK"nin 54. ve 115/2 maddeleri gereğince uygun süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı usulden bozulmuştur.
12. Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 09.02.2021 tarihli ve 2019/379 E., 2021/50 K. sayılı kararı ile; Hukuk Genel Kurulunun usulden bozma kararına uyularak dava şartının tamamlanması için davacı tarafa süre verilmiş, dava şartının tamamlanması sonrasında Özel Dairenin bozma kararına da fiilen uyularak yapılan araştırma neticesinde tekrar davanın reddine karar verilmiştir.
13. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kuruluna gelen uyuşmazlık, davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin davaya konu işlemler nedeniyle ibra edilip edilmedikleri ve buradan varılacak sonuca göre anılan işlemler nedeniyle sorumlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
15. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle, Hukuk Genel Kurulunun tamamlanabilir dava şartı nedeniyle usulden bozma kararı sonrasında mahkemece usulden bozma kararına uyulduktan ve dava şartı tamamlandıktan sonra Özel Dairenin bozma kararına da fiilen uyularak yapılan araştırma neticesinde tekrar davanın reddine karar verilmesi karşısında bu karara yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılacağı hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
16. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 429/3 maddesi gereğince mahkemelerce verilen direnme kararlarının temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılması gerekmektedir. Aynı husus Yargıtay Kanunu’nun 15. maddesinde de belirtilmiştir.
17. Bununla birlikte 17.04.2013 tarihli ve 6460 sayılı Kanun ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 429. maddesine eklenen dördüncü fıkra ile davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine alt mahkemece verilen kararın temyiz incelemesinin de her hâlde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılacağı belirtilmiştir. Yapılan bu değişiklikle kanun koyucu tarafından Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna yeni bir görev verilmiş, direnme kararlarının temyiz incelemesinin yanında davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine mahkemece verilen kararın temyiz incelemesinin de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda yapılması öngörülmüştür.
18. Öncelikle belirtilmelidir ki, HUMK’un 429/2 (HMK’nın 363/2) maddesinde bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemler açıklanmıştır. Buna göre; mahkeme, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip, dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağı hususunda karar verecektir. Yargıtay’ın bozma kararına uyulmayarak direnme kararı verilmesi hâlinde bu karara yönelik temyiz incelemesi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılacaktır.
19. Diğer taraftan, direnme kararlarının hukuksal niteliklerinin doğal sonucu ve gereği olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yapacağı inceleme ve değerlendirme, bozma üzerine mahkemelerce verilmiş direnme kararlarına ve direnilen noktaya münhasır olduğundan, özel olarak bu bakımdan da mahkemenin açıkça ve usulünce direnme ya da uyma kararı vermesi bir zorunluluktur.
20. Bu itibarla bir direnme kararından söz edilebilmesi için, Özel Dairenin bozma kararı ile mahkemenin bozulan ilk hükmü ortadan kalktığından ve geçerliliğini yitirdiğinden, direnme kararında, önceki bozulan hükmün yeniden yazılması ve özellikle önceki bozulmuş olan kararın tekrar edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkeme, eski kararını aynen direnme kararına geçirdikten sonra, sadece eski kararının gerekçesini yasal sınırlarda genişletmek yetkisini haizdir (HUMK m. 429/3). Dolayısıyla gerçek anlamda bir direnme kararının varlığını kabul için; mahkeme, bozma kararından sonra hiçbir inceleme yapmaksızın karar vermeli, sonuçta bozulan ilk kararındaki hükmü oluşturmalı, kararının gerekçesinde de temel olarak ilk kararının gerekçesindeki mantıktan ayrılmamalıdır.
21. Görüldüğü üzere mahkemenin kararına yönelik temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılabilmesi için ya bu kararın direnme kararı olması ya da davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine mahkemece verilen bir karar olması gerekmektedir. Bunlar haricinde mahkemece verilen kararların temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılması söz konusu değildir.
22. Somut olayda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun tamamlanabilir dava şartı nedeniyle usulden bozma kararı sonrasında mahkemece usulden bozma kararına uyulmuş ve dava şartı tamamlandıktan sonra Özel Dairenin bozma kararına da fiilen uyularak yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde tekrar davanın reddine karar verilmiştir. Ortada verilmiş bir direnme kararı bulunmadığından davacı vekilinin bu karara yönelik temyiz itirazlarının Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
23. Bu durumda dosya üzerinde Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılacak bir işlem bulunmadığından mahkemece verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya, Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Hukuk Genel Kurulunun usulden bozma kararı üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE 14.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.