20. Hukuk Dairesi 2015/5288 E. , 2016/12007 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 07/07/2014 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkillerinin murisinin maliki olduğu 865 ve 879 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle müvekkillerinin uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 1.000,00.-TL maddi tazminatın tapu kayıtlarının iptaline ilişkin mahkeme kararlarının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili isteğiyle dava açmıştır. Daha sonra 30/12/2014 havale tarihli harçsız ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini toplamda 405.901,20.-TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve 879 sayılı parsel yönünden 361.835,17.-TL maddi tazminatın 03/03/2010 tarihinden; 865 sayılı parsel yönünden ise 44.835,03.-TL maddi tazminatın 24/02/2005 tarihinden, itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Tazminat isteğine dayanak ... Köyü (Mahallesi), 865 ve 879 parsel sayılı sırasıyla 7984,00 m² ve 22300,00 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, tapuda “tarla” vasıflarıyla davacıların murisi ... .. adına kayıtlı iken, Orman Yönetimi tarafından açılan orman tahdidine itiraz ve tapu iptal ve tescil istemli davalar nedeniyle, 865 sayılı parsel yönünden; ... Kadastro Mahkemesinin 14/11/2003 tarih 2002/298 – 2003/240 sayılı kararı ile, taşınmazın krokide (A) ve (D) harfleri ile gösterilen sırasıyla 1079,60 m² ve 1193,06 m² yüzölçümündeki bölümlerinin orman tahdidi içine alınmasına orman olarak Hazine adına tapuya tescillerine; 879 sayılı parsel yönünden ise; ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/2009 tarih ve 2009/46 – 2009/287 sayılı kararı ile taşınmazın krokide (A1), (A2), (B2), (B3) ve (B4) ile gösterilen sırasıyla 10690,40 m²; 813,17 m²; 344,97 m²; 495,95 m² ve 192,53 m² yüzölçümündeki bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile bu bölümlerin orman vasfıyla Hazine adına tescillerine karar verilmiş, verilen bu kararlar Yargıtay denetiminden geçerek sırasıyla 24/02/2005 ve 03/03/2010 tarihlerinde kesinleşmişlerdir.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481 , 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde 1.000,00-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 30/12/2014 havale tarihli dilekçe ile 405.901,20-TL’ye yükseltmiş ise de, ıslah harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece, yukarıda belirtilen kanuni düzenleme gereğince, ıslah harcını tamamlamak üzere davacılara süre verilip harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden aksi halde dava dilekçesinde gösterilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken harcı yatırılmayan ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 12/12/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.