Esas No: 2017/2758
Karar No: 2021/1228
Karar Tarihi: 14.10.2021
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2758 Esas 2021/1228 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
1 . Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne, davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine ilişkin karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili; müvekkili şirketin “White Home” işletme adı altında faaliyet gösterdiğini, 2008 yılı içerisinde sanatçı..."ın evinin konsept, iç mimari projelendirme, tadilat ve mobilya yenileme işlemlerinin müvekkili şirket tarafından yapıldığını, 16.01.2010 tarihli Hürriyet Gazetesi ve web adresi ile Instyle Home dergisinin 2010 Şubat sayısında “...” başlıklı yazılarda..."ın evinin iç mimarisi ve konseptinin iç mimar davalılara ait olduğu ve evin bütünüyle davalı şirket tarafından tasarlandığı şeklinde beyanatlara yer verildiğini, işbu beyanatların ilgili yayın kuruluşlarına... ve davalı şirket yetkilileri tarafından verildiğini, bu kapsamda müvekkili şirketin yapmış olduğu restorasyon ve dekorasyonu kendileri yapmış gibi gösterdiklerini, davalıların bu eyleminin müvekkilinin eserden kaynaklanan haklarını ihlal ettiğini ve ayrıca haksız rekabet oluşturduğunu, müvekkilinin davalıların eylemi nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek sanatçı..."ın evinin iç mimari tasarım ve konseptinin müvekkili şirket tarafından yapıldığının tespitine, ayrıca 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK) ilgili maddeleri gereğince 20.000TL manevi ve 10.000TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalılar vekili; müvekkilleri ... ve ...’a husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu yayınların haber ve röportaj kapsamında değerlendirmesi gerektiğini, yayınların hiçbirisinde müvekkili şirketin tek yanlı beyan ve açıklamalarının yer almadığını, dergide yer alan fotoğraflardaki objelerin hiçbirisinin davacı şirket tarafından tasarlanmış ve üretilmiş ürünler olmadığını, aksine sanatçı...’ın evinin 2005 yılında müvekkili şirket tarafından dekore edildiğini ve birçok ürünün müvekkili şirketin tescilli tasarımları olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 11.04.2013 tarihli ve 2010/64 E., 2013/87 K. sayılı kararı ile; davacının yaptığı dekore işlerinin aynen ya da bazı mobilyalarda kaplaması değiştirilmek suretiyle hâlihazır durumun görüntülenerek “In Style Home” isimli dergide yer yer tarafların adlarının belirtildiği, yer yer de ürünlerin “...” imzalı olduğu belirtilmek ve bu dekorasyonun davalı şirket tarafından yapıldığı izlenimi verilmek suretiyle sanatçı... ile yapılan röportajda okuyuculara yansıtıldığı, dergideki görsellerin seçiminin özellikli olması ve on beş sayfalık görsellerin yoğun olduğu haber nitelikli röportajda son iki sayfada bir anlamda davalı şirketin reklamı niteliğinde başlık ve ibareler mevcut olduğu, her ne kadar röportaj sanatçı... ile yapılmış ise de röportaj içerisinde sanatçının sadece son yapılan işle ilgili memnuniyetini belirtir açıklamalar yaptığı, “...” imzalı olduğu belirtilen tasarımlarla ilgili doğrudan sanatçının yönlendirmesi olan bir ibare bulunmadığı, bu hâlde de yapılan işlemlerin yanında önceki dekorasyonların davalı şirket tarafından yapıldığı yolundaki yanlış yönlendirmenin bu davalı tarafından gerçekleştirildiği, sanatçı..."ın evindeki birçok eserin davacı tarafından gerçekleştirilmesine rağmen yapılan haber nitelikli röportaj ve sonuçtaki davalılar açıklamasında davacı tarafın adından hiç bahsedilmediği, eserlerin davalı şirkete ait olduğu izleniminin uyandırıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 10.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davalı şirketten tahsiline; maddi tazminata ilişkin talepler ile davalılar ... ve ... hakkındaki taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 31.03.2014 tarihli ve 2013/17710 E., 2014/6220 K. sayılı kararı ile; “…1- Mahkemece davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş bulunmaktadır. Bu itibarla ve bu davalıların karşı tarafın temyizi üzerine gerekçe bakımından bir temyizlerinin de bulunmamasına göre hukuki yarar yokluğundan davalılar ... ve ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı .... Proje Dan. İç Mim. Mob. Dek. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, FSEK 15. maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedilmiş bulunmaktadır. Davacılar tarafından yapılan dekorasyonların eser mahiyetinde olup olmadıkları özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir husustur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi raporunda da bu hususta bir belirleme mevcut değildir. Her ne kadar HUMK"nın 286 ( HMK m. 282 ) maddeleri uyarınca hakim bilirkişi raporu ile bağlı değil ise de bu husus bilirkişinin raporunun serbestçe takdir edileceği anlamında olup hakimin bilirkişi yerine geçerek karar vermesi anlamına gelmez. Kaldı ki, fotoğraflarda görülen hangi mamul veya mamullerin eser mahiyetinde olduğuna dair belirleme de mevcut değildir. Mahkemece, tüm bu hususlar nazara alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak neticesine göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 23.09.2014 tarihli ve 2014/149 E., 2014/221 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ek olarak, mahkemenin uyuşmazlığın çözümünün hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden uyuşmazlık veya uyuşmazlığın bazı kısımları ile ilgili bilirkişiden görüş alınmasına karar verilebileceği, ancak uyuşmazlık hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel bilgi ve hukukî bilgi ile çözümlenebilecek durumda ise o konularda bilirkişi görüşüne başvurulamayacağı, hâkimin uyuşmazlığı gerek mesleki, gerekse genel bilgiler çerçevesinde çözmesi gerektiği, somut uyuşmazlıkta da davacı tarafından oluşturulduğu iddia olunan ve davalı tarafından da bu konuda hiçbir itiraza maruz kalmayan ev içi dekorasyon niteliğindeki birçok işlemin eser niteliğinde olduğu, bu durumun tarafların iddiaları ve savunmaları karşısında ayrıca incelenmesine gerek bulunmadığı, uyuşmazlıkla ilgili gerekçesini açıklayarak karar verme yetkisinin de mahkemenin takdirinde olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı tarafından sanatçı...’ın evinde 2008 yılında yapılan dekorasyonun eser niteliğinde olup olmadığının tespitinin hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektirip gerektirmediği, buradan varılacak sonuca göre yeniden bilirkişi incelemesinin gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Dava, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında eserden kaynaklanan mali ve manevi hakların ihlal edildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
13. Fikir ve sanat eserleri hukukunun en önemli kavramı eserdir. Bir fikri ürünün eser olarak korunabilmesi için, onun FSEK kapsamında eser vasfına sahip olması gerekir. Hangi fikrî ürünün eser olarak kabul edileceği ise FSEK’e göre belirlenecektir. FSEK’in 1. maddesinde eser; “sahibinin hususiyetini taşıyan ve aşağıdaki hükümler uyarınca ilim ve edebiyat, musikî, güzel sanatlar veya sinema eserleri sayılan her nevî fikir ve sanat mahsulüdür” şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre, bir fikrî ürünün FSEK kapsamında eser olarak vasıflandırılabilmesi için, iki unsurun bir arada bulunması gerekir. Bunlar, bir fikrî ürünün sahibinin hususiyetini taşıması ve Kanun’da sınırlı sayıda belirtilmiş olan eser türlerinden birine dâhil olmasıdır.
14. Buna göre, FSEK kapsamında mali ve manevi hak talep edilebilmesi için öncelikle ve bir ön koşul olarak, fikri ürünün sahibinin hususiyetini taşıması ve FSEK’de belirlenen eser kategorilerinden en az biri kapsamında yer alıp almadığı saptanmalıdır. Fikri ürün FSEK anlamında eser niteliğinde ise o zaman mali ve manevi haklara tecavüzün varlığının incelenmesi gerekir. FSEK, eser sahipliğinden doğan hakların korunmasını öngörmekle birlikte, korunan şey aslında o eserdeki hususiyettir. Hususiyetin belirlenmesi fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklarda önemli bir yere sahiptir. Hususiyet kısaca eser sahibinin, eserine kendi fikir, düşünce, duygu ve his dünyasından ve fikri temele dayanan yeteneklerinden kattığı özelliklerdir (Bozgeyik, Hayri: Fikir ve Sanat Eserlerinde Hususiyet, BATİDER, 2009, C. XXV, S. 3, s. 170).
15. Hemen belirtmek gerekir ki, fikrî bir ürün, ancak dış dünyaya aksettirildiği ve üçüncü kişilerin duyularına hitap edecek niteliğe büründüğü takdirde eser niteliğini kazanabilir. Başka bir deyişle insanın düşünceleri değil, bunların dış âleme yansıdığı biçim eser olarak koruma altındadır. Ayrıca eser bir bütün olarak himaye görür; yoksa eserde yer alan veya eserde ifadesini bulan her türlü münferit fikir veya düşünce ayrı ayrı korumaya konu olamayacağı gibi, kural olarak bütünlük arz etmeyen fikir ürünleri de eser olarak nitelendirilemezler.
16. FSEK’te eseri ve eser sahibini tanımlayan kanun koyucu, eser sahibinin haklarını da mali ve manevi haklar olarak ikiye ayırmıştır. Eser sahibine tanınan mali ve manevi haklar mutlak ve inhisari nitelikte olup, sahibine tek başına kullanma ve herkese karşı ileri sürebilme yetkisi sağlar. Eser sahibinin hakları mali ve manevi haklar olarak ayrılmış ise de gerçekte eser üzerindeki bu haklar birbirinden kolayca ayrılamayan, eser sahipliğinden kaynaklanan bir tek mutlak hakkın (telif hakkının) sağladığı çeşitli yetkilerdir (Ateş, Mustafa: Fikir ve Sanat Eserleri Üzerindeki Hakların Kapsamı ve Sınırlandırılması, Ankara 2003, s. 93). Başka bir deyişle mali hakların manevi bir yönü, manevi hakların ise mali bir yönü daima mevcuttur.
17. FSEK"te eser sahibine tanınan mali ve manevi haklar sınırlı sayı yöntemi ile belirlenmiştir. Bu kapsamda eser sahibine tanına manevi haklar; eserin umuma arz yetkisi (m. 14), adın belirtilmesi yetkisi (m. 15/1), eserde değişiklik yapılmasını menetme yetkisi (m. 16 ve m. 17/2) ve eserin aslına ulaşma ve eseri sergileme hakkı (m. 17/1 ve 17/3) şeklindedir. Eser sahibine tanınan mali haklar ise; işleme hakkı (m. 21), çoğaltma hakkı (m. 22), yayma hakkı (m. 23), temsil hakkı (m. 24), işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı (m. 25) şeklinde ifade edilmiştir. Bununla birlikte FSEK’in mali ve manevi hakları düzenleyen hükümlerinden farklı bir bölümde düzenlenseler de pay ve takip hakkı (m. 45), cayma hakkı (m. 58) ve vazgeçme hakkı (m. 60) da FSEK’in eser sahibine tanıdığı haklardandır.
18. Uyuşmazlık konusu itibari ile bu aşamada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenen bilirkişi incelemesi hakkında açıklamalarda bulunmakta fayda vardır.
19. HMK’nın “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller” başlıklı 266/1 maddesi; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.” düzenlemesini içermektedir. Aynı Kanun’un “Bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/2 maddesinde ise; “Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir.” hükmüne yer verilmiş ve 282. madde ile de hâkimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği belirtilmiştir. Buna göre çözümü hukuk bilgisi dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği için bilirkişiye başvurulduğu hâllerde mahkeme, bilirkişi raporunda noksan veya müphem gördüğü hususların tamamlanması veya açıklanması için kendiliğinden veya tarafların itirazı üzerine bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabilecektir. Ancak, mahkemenin bilirkişi raporunu noksan ve müphem bulmadığı (tam ve açık bulduğu), itirazların daha önce incelenmiş veya dava dosyasındaki bilgilerle karşılanması mümkün olduğu hâllerde mahkeme, ek rapor almadan veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmadan bilirkişi raporuna karşı yapılmış olan itirazları kendisi de inceleyebilecektir (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü C. III, İstanbul, 2001, s. 2761).
20. Öte yandan 24.11.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu’nun 3/3 maddesi ile “Genel bilgi ve tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” şeklinde HMK"nin 266/1 maddesine benzer bir düzenleme getirilmiştir.
21. Görüldüğü üzere hem HMK hem de 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu gereğince çözümü için hukukî bilginin yeterli olduğu uyuşmazlık konularında bilirkişiye başvurulamayacaktır. Zira hukukî konular, anlaşılabilmesi için hâkimin bilemeyeceği özel ve teknik bilgiye ihtiyaç duyulan konular değildir. Bilirkişi, davadaki hukukî meselede değil, maddi meselede görüşüne başvurulan kişidir.
22. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirket tarafından 2008 yılı içerisinde sanatçı...’ın evinin restorasyon ve dekorasyon işlerinin yapıldığı, anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından sanatçı...’ın evinin ilk olarak 2005 yılı içerisinde öncelikle davalı şirket tarafından restorasyon ve dekorasyon yapıldığı ve bazı eşyaların özel olarak tasarlandığı, aynı evin 2008 yılında bazı restorasyon ve dekorasyon işlerinin de davacı şirket tarafından yapıldığı, yine davacı şirketin yaptığı işlerin de dahil olduğu bazı restorasyon ve dekorasyonların da 2010 yılı içerisinde davalı şirket tarafından yapıldığı görülmektedir.
23. Davacı vekili tarafından sanatçı...’ın evinin restorasyon ve dekorasyon işlerinin müvekkilince yapılmasına rağmen 16.01.2010 tarihli Hürriyet Gazetesinde ve Instyle Home dergisinin 2010 Şubat sayısında “...nde” başlıklı yazıda..."ın evinin davalı şirket tarafından tasarlandığı ve dekore edildiği şeklinde davalı şirket yetkililerinin beyanatlarının müvekkilinin FSEK kapsamında eserden kaynaklanan haklarını ihlal ettiği ve ayrıca haksız rekabet oluşturduğu ileri sürülmüştür. Davacı şirket tarafından sanatçı...’ın evinde 2008 yılı içerisinde; muhtelif duvar kağıdı işlemleri, bazı mobilyaların kumaşının değiştirilmesi, parke işlemleri, alçıpan ve asma tavan işlemleri, seramik ve banyo işçiliği, elektrik tesisatı, muhtelif boya işlemleri ve muhtelif mobilya işlemleri gibi restorasyon ve dekorasyon kapsamında işlemlerin yapıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
24. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; Instyle Home dergisinin 2010 Şubat sayısında “...” başlıklı yazıda yer alan fotoğraflar ile davacı tarafından 2008 yılında yapıldığı iddia edilen işlere ilişkin fotoğraflar karşılaştırılarak davalı şirketin davacıya ait fikri hakkı veya sair mutlak hakkı ihlal ettiğine dair yeterli delil görülmediği kanaatine varılmıştır. Ancak bilirkişi raporunda hangi işlemlerin veya ürünlerin davacı tarafından yapıldığı tam olarak belirlenmediği gibi davacı tarafından yapıldığı iddia edilen işlemlerin veya ürünlerin de FSEK kapsamında eser niteliğinde olup olmadığı tespit edilmemiştir.
25. Her ne kadar HMK’nin 282. (HUMK"nın 286.) maddesi gereğince hâkim bilirkişi raporu ile bağlı değil ise de bu husus bilirkişinin raporunun serbestçe takdir edileceği anlamında olup hâkimin bilirkişi yerine geçerek karar vermesi anlamına gelmemektedir. Somut olayda davacı tarafından yapıldığı iddia edilen işlemlerin veya ürünlerin eser mahiyetinde olup olmadığının tespiti hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konulardan olmayıp özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği için bilirkişiye başvurulması zorunludur.
26. O hâlde; maddi tazminat talebinin reddedildiği ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair hükmün temyiz eden davalı şirket yararına bozulduğu ve manevi tazminat yönünden direnildiği, manevi tazminatın 16.01.2010 tarihli Hürriyet Gazetesi ve web adresi ile Instyle Home dergisinin 2010 Şubat sayısında “...” başlıklı yazılardaki beyanatlar nedeniyle talep edildiği nazara alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp öncelikle sanatçı...’ın evinde hangi işlemlerin veya ürünlerin davacı tarafından yapıldığı tam olarak tespit edildikten sonra yapılan bu işlemlerin eser niteliğinde olup olmadığı, eser niteliğinde işlem veya ürün var ise davacının FSEK’ten kaynaklanan hangi haklarının ihlal edildiği belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
27. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.