23. Hukuk Dairesi 2011/3236 E. , 2012/2379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekilinin peşin aidat ödemek suretiyle kooperatife üye olduğunu, ancak davalı kooperatifin müvekiline daire vermediğini ileri sürerek, müvekiline kooperatif içinde ortalama bir daire verilmesini, bu mümkün olmazsa bedelinin ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatif üyesi olduğunu ancak peşin ödemeli üye sayılamayacağını, kendisine tahsis edilmiş daire konusunda ihtilaf bulunmadığını, davacıya verilebilecek bir daire olmadığının bu güne kadar söylenmediğini, müvekkili kooperatifin talebinin muaccel üye aidatlarının ödenmesi yönünde olduğunu, üyeliği devam eden davacının kooperatiften alacak talep etmesinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 1997 yılında davalı kooperatifin yönetim kuruluna 1.100,00 TL ödeyerek kooperatif üyesi olduğu, davacının normal üye olduğunun tespitine karar verildiği ve davalının davacıya verebileceği bir dairesinin bulunmadığı, davalının davacıya tazminat ödemesinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle, talep ile bağlı kalınarak 10.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konut tahsisi bunun mümkün olmaması halinde ortalama bir dairenin bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir.
Davacı öncelikle konut tahsisini talep etmektedir. Mahkemece ilk olarak davacıya tahsis edilebilecek uygun bir konut olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer davacıya verilebilecek bir konut yoksa davacı yararına tazminata hükmedilmelidir.
Kendisine konut tahsis edilemeyen üyenin,kooperatiften tazminat istemine ilişkin davalarda uygulanması gereken tazminat hesaplama ilkeleri, Dairemiz`in en son uygulamalarında aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.
1-Önce,ortaklara tahsis edilen konut veya işyerinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.
2-Davalı kooperatife normal ödemelerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibari ile toplam ödemeler dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.
3-Bundan sonra, yukarıda (l) nolu bentte bulunan değerden (2) nolu bentte bulunan değer çıkartılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktar yararlanma sağladıkları ortaya çıkarılmalıdır.
4-Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentilere (2) nolu bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.
5-Bu saptamalardan sonra, normal ödentilerini ödemiş bulunan bir ortağın yukarıda (2) nolu bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, gene yukarıda (3) nolu bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) nolu bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani, sonuç olarak (4) nolu bentte bulunan miktar (3) nolu bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) nolu bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktar davacı ortağın bu davada kooperatiften istemesi mümkün olan zarar miktarı olacak ve mahkemece (talep de değerlendirilerek) bu miktara hükmedilebilecektir.
Bu durumda, mahkemece davalı vekilinin 08.04.2010 tarihli dilekçesinde davacıya tahsis edilebilecek daire bulunduğu yönündeki beyanı göz önünde bulundurulup davacının terditli istemlerinden ilki üzerinde durularak davacıya tahsis edilebilecek uygun bir konut bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre davacının tahsis istemi hakkında karar verilmesi, aksi takdirde yukarıdaki ilkelere uygun, Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.