Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2383
Karar No: 2021/1227
Karar Tarihi: 14.10.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2383 Esas 2021/1227 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2383 E.  ,  2021/1227 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

    1. Taraflar arasındaki “Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili; müvekkilinin tanınmış “KOMİLİ” ibareli çok sayıda seri markasının bulunduğunu, seri marka kapsamda 2013/00748 sayılı “Komili since 1878" ibareli 29. sınıfta yer alan emtialar için marka başvurusu yaptığını, ancak başvurunun dava dışı şirketlere ait “KOMİLİ” ibareli markalar mesnet gösterilerek “süt ve süt ürünleri (tereyağı hariç), zeytin, zeytin ezmeleri” emtiaları yönünden 556 sayılı KHK"nin 7/1-b maddesi kapsamında kısmen reddedildiğini, oysa müvekkilinin başvurusu ile redde mesnet gösterilen markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını, ayrıca müvekkilinin reddedilen emtialar bakımından “Komili” ibaresi üzerinde kazanılmış hakkının bulunduğunu ileri sürerek Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK kararının iptaline ve müvekkili marka başvurusunun kısmi redde konu mallar bakımından da tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili; davacı başvurusu ile redde mesnet gösterilen markaların 556 sayılı KHK"nin 7/1-b maddesi kapsamında ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 31.03.2015 tarihli ve 2014/151 E., 2015/79 K. sayılı kararı ile; davacı başvurusu ile redde mesnet gösterilen markalar arasında kısmen sescil benzerlik olsa da başvuruda bulunan farklı kelime ve rakamların ve kare şeklinin görsel olarak farklılaştığı, ortalama tüketiciler nazarıyla bakıldığında ilk bakışta herhangi bir iltibas incelemesine gerek kalmayacak şekilde aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadıkları, davacı başvurusundaki ek kelime, rakamlar ve şeklin başvuru ve redde mesnet markaları ayırt edilemeyecek kadar benzer veya aynı olmaktan kurtardığı, bu itibarla 556 sayılı KHK"nin 7/1-b maddesi anlamında markalar arasında aynı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığı, öte yandan reddedilen emtialar bakımından “Komili” ibaresi üzerinde davacının kazanılmış hakkının bulunduğu, marka başvurusu ile kazanılmış hakka dayanak teşkil ettiği ileri sürülen markalarının baskın unsurlarının aynı olduğu, markaların aynı esaslı unsur etrafında oluşturuldukları ve kapsamlarında uyuşmazlık konusu olan “süt ve süt ürünleri (tereyağı hariç), zeytin, zeytin ezmeleri” emtialarının da yer aldığı, bu nedenle davacının önceki markalarından dolayı kazanılmış hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30.03.2016 tarihli ve 2015/8799 E., 2016/3491 K. sayılı kararı ile; “…Dava, TPE YDİK kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dava konusu başvuru “Komili Since 1878” ibaresinden oluşmakta olup, davalı tarafından redde dayanak alınan dava dışı şirketler adına kayıtlı markaların da tek ve esaslı unsurunu “Komili” ibaresi oluşturmaktadır. Her ne kadar, mahkemece dava konusu işaretlerin 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi anlamında mutlak ret sebebi oluşturmayacağı kabul edilmiş ise de, işaretlerin anılan madde kapsamında "aynı" olmamakla birlikte, başvurunun asli ve baskın unsurunun “Komili” kelimesi olması karşısında, başvuru konusu “Komili Since 1878” ibaresinin farklı renk unsuruna sahip olması ve yazım karakterinin bir çerçeve içerisinde bulunmasının işaretlerin "ayırt edilemeyecek derecede benzer" olduklarının kabulünü gerektireceğinden yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 27.09.2016 tarihli ve 2016/315 E., 2016/222 K. sayılı kararı ile önceki gerekçelere ek olarak; ilk kararda 556 sayılı KHK’nin 7/1-b maddesi anlamında davacı başvurusu ile redde mesnet gösterilen markaların benzer olmadığının belirtildiği, ayrıca davacının kazanılmış hakkının bulunduğu ve kazanılmış hak nedeniyle davanın kabulüne karar verildiği, ancak bozma ilamında kazanılmış hak yönünden bir değerlendirmenin yer almadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı tarafından başvurusu yapılan “Komili since 1878" ibareli işaretin, dava dışı şirketlere ait “KOMİLİ” ibareli markalar karşısında “süt ve süt ürünleri (tereyağı hariç), zeytin, zeytin ezmeleri” emtiaları yönünden 556 sayılı KHK"nin 7/1-b maddesi kapsamında ayırt edilemeyecek kadar benzer olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle, mahkemece ilk kararda birbirinden bağımsız iki farklı gerekçeyle davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, mahkemenin sadece bir gerekçesinden bahsedilerek kararın bozulduğu, mahkemenin ikinci gerekçesine ilişkin davalı vekilinin temyiz itirazları hakkında Özel Dairece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, bu itibarla davalı vekilinin mahkemenin ikinci gerekçesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
    IV. GEREKÇE
    13. Yukarıda özetlenen gerekçeden de anlaşılacağı üzere; mahkemenin ilk kararında, 556 sayılı KHK"nin 7/1-b maddesi anlamında markalar arasında aynı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığı ve reddedilen emtialar bakımından “Komili” ibaresi üzerinde davacının kazanılmış hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece 556 sayılı KHK"nin 7/1-b maddesi anlamında markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur. Davalı vekili tarafından mahkemenin her iki gerekçesi de temyiz sebebi yapılmış ancak Özel Dairece mahkemenin “reddedilen emtialar bakımından “Komili” ibaresi üzerinde davacının kazanılmış hakkının bulunduğu” gerekçesi incelenmemiştir.
    14. Mahkemenin davanın kabulüne yönelik iki gerekçesi birbirinden bağımsız ve farklı hususlar içerdiğinden davalı vekilinin mahkemenin “reddedilen emtialar bakımından “Komili” ibaresi üzerinde davacının kazanılmış hakkının bulunduğu” şeklindeki gerekçeye yönelik temyiz itirazlarının da Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir. Zira mahkemece direnme olarak adlandırılan karar, Özel Dairenin bozma kararına karşı oluşturulması gereken bir karar olup, Özel Dairece incelenmeyen bir hususta direnme kararı verilmesi de mümkün değildir.
    15. Bu itibarla Özel Dairece mahkemenin “reddedilen emtialar bakımından “Komili” ibaresi üzerinde davacının kazanılmış hakkının bulunduğu” şeklindeki gerekçesine yönelik davalı vekilinin temyiz itirazı hakkında inceleme yapılarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması karşısında ortada usulüne uygun olarak tamamlanmış bir temyiz incelemesinin bulunduğundan söz edilemez. Dolayısıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297 ve devamı maddelerine uygun olarak tesis edilmiş bir bozma kararının varlığından bahsedilemeyeceği, ilk kararda belirtilen “reddedilen emtialar bakımından “Komili” ibaresi üzerinde davacının kazanılmış hakkının bulunduğu” şeklindeki ikinci gerekçeye yönelik temyiz itirazları karşılanmadığı için Özel Daire kararına uyulmayarak verilen direnme kararı da hüküm ifade etmeyecektir.
    16. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; Hukuk Genel Kurulunun mahkemelerce verilen direnme kararına yönelik temyiz itirazlarını incelediği, her ne kadar Özel Dairece dava konusu markaya yönelik olarak davacının kazanılmış hakkının olduğu yönündeki mahkeme gerekçesi karşılanmamış ve davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları incelenmemiş ise de; Hukuk Genel Kurulunca davalı vekilinin her iki gerekçeye yönelik temyiz itirazların da incelenebileceği, bu itibarla ön sorunun bulunmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de; bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    17. Hâl böyle olunca, mahkemenin ilk kararına yönelik temyiz incelemesinin usulüne uygun olarak tamamlanabilmesi için Özel Daire bozma kararı ile mahkemenin bu karara karşı verdiği direnme kararının kaldırılmasına ve ilk karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30.03.2016 tarihli ve 2015/8799 E., 2016/3491 K. sayılı bozma kararı ile Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 27.09.2016 tarihli ve 2016/315 E., 2016/222 K. sayılı direnme kararının KALDIRILMASINA,
    Davalı vekilinin ilk hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
    Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle Hukuk Genel Kurulu kararının mahkemesince taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise doğrudan Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi