17. Hukuk Dairesi 2016/14351 E. , 2017/8628 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili adına kayıtlı ... plakalı aracıyla 03/01/2015 tarihinde ... istikametinden ... istikametine doğru otoyolda seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek aracın ters dönmesi ile aynı yönde seyir halinde ilerleyen başka bir araca, sonrasında bariyerlere çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, aracına davalı şirket bünyesinde 69.000,00 TL değer üzerinden kasko yaptırdığını, bu nedenlerle davalarının kabulüne, davalı şirket tarafından pert kararı verilmiş olan aracın onarılması sonucunda müvekkilinin aracında meydana gelen fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 203,20 TL."lik değer kaybı ile müvekkilinin aracının kullanılmamasından doğan 6.796,80 TL"lik zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı ile müvekkili ... şirketi arasında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111. Maddesi uyarınca sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davaya konu aracın tam ve kusursuz olarak onarımının yapıldığını, davacının araç kiralamış olması nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep ettiğini onarım süresince aracın çalışmamasından doğan kaybın ... teminatı dışında olduğunu, açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi ile yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile; 8.000,00 TL değer kaybı zararından oluşan maddi tazminatın 09/01/2015 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın araç kiralama bedeli zararına ilişkin talebinin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko ... poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun"un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun"un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, ..., vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalada tükecici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun"un 83. maddesinde de taraflardan birinin tükecinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun"un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 sayılı TKHK"nın “Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici maddenin 1. fıkrası ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmünü içermektedir.
Somut olayda dava 08.04.2015 tarihinde açılmış olup, davacı sigortalı davalı kasko şirketinden aracında oluşan hasar bedelini talep etmektedir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup yasanın 3/1-1. maddesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözüm yeri Tüketici Mahkemesi olduğundan, H.M.K."nın 114-115 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 04.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.