Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/13376
Karar No: 2017/9056
Karar Tarihi: 01.11.2017

5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/13376 Esas 2017/9056 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık suçuyla ilgili mahkumiyet hükmünün temyiz edilmesi sonucunda, yapılan incelemede suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı ve vicdani kanının uygunluğuna karar verildiği belirtilmiştir. Ancak kararda, hükümden önce yürürlüğe giren kanunlardaki değişiklikler ve hükümlerde yer alan ibarelerin eksikliği nedeniyle kanuna aykırılık bulunduğu ve hükmün düzeltilerek onanması gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 230. madde 1. fıkra (b) bendi ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/1-a, 50/2 ve 50/6 maddeleri açıklayıcı olarak verilmiştir.
19. Ceza Dairesi         2015/13376 E.  ,  2017/9056 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Ceza Muhakemesinin amacı; sosyal düzenin korunması ile kişilerin hak ve özgürlüklerine saygı arasında bir denge kurulması suretiyle hukuken geçerli kanıtlarla hiçbir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır.
    Ceza Muhakemesi hukukumuz ""delil serbestliği"" ilkesini benimsemiş, delilleri değerlendirmede de hakime tam bir serbestlik tanınmıştır. Delillerin hukuka uygun yöntemlerle toplanması zorunludur.
    Delillerin bir ya da bir kaçının hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmesi hukuka uygun yöntemle elde edilen diğer delillerin yok sayılmasını gerektirecek midir?
    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde sunulan kanıtların kabul edilebilir olup olmadığına karar verme usulünü gösteren ve hangi kanıtların kabul edilebilir olduğunu, hangilerinin kabul edilemez olduğunu belirleyen bir kural olmadığı gibi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de “İç hukukta yeterli hukuki temeli bulunmadan veya hukuka aykırı vasıtalar kullanılarak elde edilmiş materyallerin yargılamada kanıt olarak kullanılması kural olarak, başvurucuya gerekli usulü güvencelerin sağlanmış olması ve materyelin baskı, zorlama ve tuzak gibi yargılamayı lekeleyebilecek nitelikli ve kaynaklı olmaması şartıyla, sözleşmenin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki adil yargılanma standartlarına aykırılık oluşturmaz ” (Chalkley/ Birleşik Krallık [kk] B.No: 6383/100, 26.09.2002)
    Bir delilin, diğer yan delillerle desteklenmemiş olması, mutlak suretle adil yargılanma hakkı bakımından sorun oluşturmaz. Mahkemece hükme esas alınan bir delilin çok kuvvetli olması ve güvenilirliği konusunda herhangi bir risk bulunmaması, destekleyici delillere olan ihtiyacın yoğunluğunu azaltır. Buna karşılık gücü ve güvenilirliği konusunda birtakım şüpheler bulunan bir delilin, suçun sübutu konusunda ulaşılan vicdani kanaat bakımından belirleyici olması halinde, bu durum hakkaniyete uygun yargılanma hakkı bakımından sorun oluşturabilir ” (Güllüzar Erman, B. No: 2012/542 04.11.2014) şeklinde kararlar vermiştir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 230. madde 1. fıkra (b) bendinde ""mahkumiyet hükmünün gerekçesinde dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen deliller ayrıca ve açıkça"" gösterilir denilmek suretiyle hukuka uygun yöntemlerle elde edilen diğer delillerin geçerliliğini koruyacağı benimsenmiştir.
    Temyiz davasına konu olayda her ne kadar 17/05/2012 tarihinde yapılan aramada CMK"nın 119/4. maddesi uyarınca o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi hazır bulundurulmamış ise de; sanığın arama işleminin içeriğine herhangi bir itirazının bulunmaması, mahkeme huzurundaki beyanı ve hükmün münhasıran arama sonucu elde edilen delile dayanmaması karşısında suçun sübutuna ilişkin yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
    Ancak,
    1-Sanık hakkında doğrudan verilen 4 tam gün adli para cezasının 5237 sayılı TCK 52/2. maddesi uyarınca 1 günü 20 TL"den paraya çevrilmesi sırasında aynı kanunun 50/1-a maddesinin gösterilmesi,
    2-Sanık hakkında hapisten çevrilmiş 6000 TL ve doğrudan verilen 80 TL adli para cezasına hükmedildikten sonra taksit uygulanan adli para cezasının tereddüte yer verilmeyecek şekilde gösterilmemesi,
    3-Hükümden önce 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun"un 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK"nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanun"un 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezasının ödenmemesi durumunda TCK"nın 50/6. maddesi uyarınca kısmen veya tamamen hapse çevrileceğinin belirtilmesi,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye uygun olarak, hükmün 3. fıkrasındaki "5237 sayılı TCK"nın 50/1-a maddesi uyarınca" ibaresi ile hükmün 8. fıkrasındaki ""Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde hükmedilen seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmeye başlanmaması veya ödenmeye başlanıp da devam edilmemesi halinde 5237 Sayılı TCK’nun 50/6. maddesi gereğince mahkememizce kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceğinin sanığa ihtarına, (ihtarat yapılamadı)" ibaresinin hükümden çıkarılması, hükmün 5. fıkrasındaki "sanığa verilen" ibaresinden sonra gelmek üzere "80 TL", hükmün 6. fıkrasındaki "sanığa verilen" ibaresinden sonra gelmek üzere "6000 TL" ibaresi eklenmek suretiyle başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi