Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/13445 Esas 2014/18226 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13445
Karar No: 2014/18226
Karar Tarihi: 17.12.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/13445 Esas 2014/18226 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Menfi tespit davası açan taraf, icra takibi nedeniyle imzalanan protokol ile borcun ödenmesini kararlaştırdıklarını ancak borcun ödenmesine rağmen davalının icra takibine devam ettiğini belirtmiştir. Davacı, şimdilik 24.000 USD borçlu olmadığının tespitine ve birleştirilen davada da şimdilik 76.000 USD borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, asıl ve birleşen dava kısmi menfi tespit davaları olduğu için bu yön gözetilmeden hüküm kurulduğunu belirterek hükmü bozmuştur. Ayrıca, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde öngörülen tazminat ve yargılama giderleri açısından ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği vurgulanmıştır.
İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi, icra dosyasında yer alan tutanak, belge ve kayıtlarda gerçeğe aykırı beyanda bulunan veya geciktiren veya gerçeğin açıklığa kavuşmasını engelleyen borçlu, alacaklı veya ilgililerin tazminat ödemeye mahkum edilmesini ve yargılama giderlerinin kendilerine yüklenmesini öngörmektedir.
19. Hukuk Dairesi         2014/13445 E.  ,  2014/18226 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya (Kapatılan) 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 29/01/2014
    NUMARASI : 2013/167-2014/50

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacılar vekili; davalının müvekkilleri aleyhine başlattığı icra takibi nedeniyle taraflar arasında imzalanan protokol ile 200.000 USD"nin belirli vadelerle ödenmesi halinde borcun sona ereceğinin kararlaştırıldığını, 200.000 USD"nin ödenerek ibraname alınmasına rağmen davalının icra takibine devam ettiğini belirterek müvekkillerinin davalıya şimdilik 24.000 USD borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada da; aynı icra takip dosyası nedeniyle şimdilik 76.000 USD"lik bölüm yönünden borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; asıl ve birleşen davanın reddine, % 20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
    Mahkemece; dava konusu 04.10.2011 tarihli protokol ile taraflar arasında yeni bir borç ilişkisi kurulmayıp tamamen eski borcun ödenmesine ilişkin hükümler içerdiği, bu haliyle BK anlamında borcun yenilenmediği, davacının yaptığı ve davalı tarafça icra dosyasına bildirilen ödemeler düşüldükten sonra bakiye borcun halen devam ettiği, verilen tedbir kararının infaz edildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine, dava konusu 78.260 TL"nin % 20"si oranında kötüniyet tazminatının davacılardan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Asıl ve birleşen dava kısmi menfi tespit davalarıdır. Kural olarak kısmi menfi tespit davası açılamaz. Mahkemece bu yön gözetilmeden asıl ve birleşen dava hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Kabule göre de; birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruduğundan ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Mahkemece esas yönünden asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı hüküm kurulmasına rağmen İİK.nun 72. maddesinde öngörülen tazminat ve yargılama giderleri bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmaması da usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.