Davacı gösterilmeyen sigortalılık süresinin 2.368 gün olduğuna bu sürenin sigortalılıktan sayılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava davacının davalı B. B.Spor futbol Klübüne ait işyerinde 28.7.1987-22.5.1996 tarihleri arasında kesintisiz olarak futbolcu olarak çalıştığı iddiasına dayalı davalı Kuruma eksik bildirilen çalışmasının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının davalı Klüpte 1.8.1987-22.5.1996 tarihleri arasında 2972 gün kesintisiz olarak çalıştığının kabulüyle davalı Kuruma eksik bildirilen 1772 günlük çalışmanın tebitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işverence kurum kayıtlarına 1.9.1987 tarihinde intikal eden işe giriş bildirgesi ile davacının 1.8.1987 tarihinde işe girdiğinin bildirildiği, 1.2.1988 tarihli bildirge ile 1988 yılı 1. dönemde 30 gün, 2. dönemde 2 gün 4145 sigorta nolu başka bir işyerinden çalışmalarının bildirildiği, 1991 yılı 2. dönemde 30 gün, 3. dönemde 120 gün, 1995 yılı 3. dönem de 120 gün 1996 yılı 2. dönemde 120, 2. dönemde 120 gün davalıya ait 173533 nolu işyerinden çalışmalarının bildirildiği, yine davalı işverence 1992 yılında verilen dönem bordrolarında 1. dönemde 120 gün, 2. dönemde 60 gün, 3. dönemde 120 gün, 1994 yılında 1. dönemde 120 gün 3. dönemde 120 gün davacının sicil nosu yazılmadan çalışmasının bildirildiği ancak sicili nosu belirtmediğinden bu bildirimlerin davalı kurumca kabul edilmediği, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı bildiriminden davacı ile davalı Klüp arasında 28.7.1987- 31.5.1989, 31.7.1989-31.5.1991, 12.7.1991- 31.5.1993, 23.7.1992- 31.5.1993, 1.6.1993- 31.5.1994, 4.7.1994-31.5.1995, 4.8.1995- 31.5.1996 tarihli sözleşmelerin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece dinlenen ancak dönem bordrosu tanığı olup olmadığı anlaşılamayan tanık İ. Y."ın beyanından klüp ile futbolcu arasındaki sözleşmenin bir yıl süreli olması halinde futbolcunun 10 ay süreyle, iki yıllık olması halinde futbolcunun hiç ara vermeden çalıştığı, tanık Ş.Z."in beyanındanda bazı futbolcuların klüpte çalışmalarına rağmen çalışmalarının Bergama Belediyesi tarafından bildirerek sigorta primlerinin Belediye tarafından yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi olup yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurum’ca tesbit edilmeyen
edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurum’ca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Yerleşik Yargıtay görüşü, birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmesi halinde çıkış yok ise ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş
bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmaların hak düşürücü süreye uğramayacağı, çıkış varsa hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağıdır. Bu nedenle işe giriş ve çıkış tarihleri arasındaki kısmi bildirimin aksinin eşdeğer belgelerle ispat edilebileceği kabul edilmelidir.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki delillerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda
hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Oysa ifadeleri hükme dayanak alınan tanıkların davacıyla birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olup olmadığı mahkemece araştırılmadığı gibi 1988 yılındaki çalışmanın bildirildiği 4154 sigorta nolu işyerinin işvereninin kim olduğu konusunda da mahkemece bir araştırma yapılmadığı ve davacının davalıya ait futbol klübündeki çalışmalarının kesintilimi yoksa süreklimi olduğunun da belirlenmediği görülmektedir.
Yapılacak iş, öncelikle 4154 sigorta nolu işyerinin işvereninin kim olduğunu SSK"dan sormak, davalıya ait işyerinin dönem bordroları getirtilerek ihtilaf konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan kişileri tesbit etmek, mahkemece dinlenen tanıkların dönem bordrosu tanıkları olduğunun anlaşılması halinde gerekirse yeniden beyanlarına başvurarak davacının işyerindeki çalışmalarının kesintilimi, kesintisizmi olduğunu 4154 sigorta nolu işyerinin belediyeye ait olduğunun anlaşılması halinde davacının gerçekte fiilen Belediyedemi yoksa futbol klübündemi çalıştığını kesin olarak belirlemek davacının askerlik yaptığı tarihleri ilgili Askerlik Şubesinden sormak hak düşürücü süre olgusunu tartışarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 5.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.