8. Hukuk Dairesi 2018/463 E. , 2019/3471 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
ASIL DAVA : Katkı Payı Alacağı
BİRLEŞEN DAVA : Ziynet Ve Eşya Alacağı
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Ankara 3. Aile Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez de hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş duruşma talebi dava değeri sebebiyle reddedilmiş olmakla dosya incelendi geregi düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Horasan vekili, asıl davada, evlilik birliği içinde edinilen malların 25573 ada 3 parselde 8 nolu bağımsız bölüm, S.S. Dirim Yapı Kooperatifindeki üyelik ile S.S. Denizbükü Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi üyeliği olup, bu taşınmazların değerinin tespit edilmesini istediğini bildirmiş, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalarak 500 TL katkı payı alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Birleşen dava dilekçesiyle, evlilik sürerken davacının ziynet eşyaları ve müşterek konuttaki ev eşyalarına davalının el koyduğunu, 2005 yılında evi terk ederken ev eşyalarını götürdüğünü, dava dilekçesi ekinde sunulan faturalardan da anlaşılacağı üzere davacının yeni eşya almak zorunda kaldığını, 1982 yılında yapılan nişanda 20 adet 22 ayar bilezik, 20 adet cumhuriyet altını takıldığını, davalının, kardeşinin avukatlık ücretini karşılamak için davacıdan bunları ödünç aldığını ve iade etmediğini,düğünde ise 25 adet 22 ayar bilezik, 60 adet cumhuriyet altını takıldığını, bunların da davacının kardeşinin kocası Murat Tengilimoğlu"nun çalıştığı bankaya bu kişi adına kiralanan kasaya konulduğunu, sünnette de 30 adet altın takıldığını, davalının paraya ihtiyacı oldukça bu altınları da kullandığını, sonuçta kalan 22 adet bilezik ve 60 adet altını davacının daha sonra işyerindeki kasada muhafaza ettiğini, davalının, kasanın anahtarını davacının çantasından gizlice alarak, kasada bulunan altınları ve özel evrakları sahiplendiğini açıklayarak, ev eşyalarının aynen, olmazsa dava tarihindeki değerlerinin faiziyle birlikte, 45 adet 22 ayar bilezik ve 80 adet cumhuriyet altının mümkünse aynen, olmazsa dava tarihindeki değerinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, dava değerini 30.000 TL göstermiş, birleşen davasını 02.03.2016 tarihinde 56.443,25 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili, asıl davaya cevap dilekçesinde , davanın reddini, birleşen davaya cevap dilekçesinde ziynetler bakımından kesin hüküm bulunduğunu, kaldı ki yeniden katkı payı davası da açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, öte yandan iddiaların doğru olmadığını, davalının evden ayrılırken hurda yatak odası takımını, kitaplarını, ihtiyaç fazlası üç adet tencere gibi şeyleri aldığını, kadına nişan, düğün dahil 6 adet bilezik, çocukların sünnetinde ise 17 adet küçük altın takıldığını, davalının adına olmayan bir kasadan altın alamayacağını, kaldı ki evin kırılıp döküldüğü konusunda şikayette bulunan davacının, kasasının açılması halinde şikayette bulunmamasının düşünülemeyeceğini, ancak böyle bir şikayette bulunmadığını açıklayarak, birleşen davanın da reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf talebi Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin davacıya düğünde takılan ziynetlerle ilgili alacak talebine yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. (HGK 05/05/2004 tarihli ve 2004/4-249 E., 2004/247 K. sayılı kararı) Evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynetlerin iade edilmemek üzere erkek eşe verildiği vakıasının ispatı halinde, davalı erkek lehine hak çıkacağından, ziynetlerin kadına iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlama yükü de erkek eşe aittir. Öteki deyişle, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkek eşe verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının da kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iade yükünden kurtulur. (HGK 12.04.2017 tarihli ve 2017/2-803 E., 2017/715 K. sayılı kararı)
Somut olaya gelince; davacı vekili, düğünde, 25 adet 22 ayar bilezik, 60 adet cumhuriyet altını takıldığını, bunların da davacının kardeşinin kocası Murat Tengilimoğlu"nun çalıştığı bankaya, bu kişi adına kiralanan kasaya konulduğunu, davalının paraya ihtiyacı oldukça bu altınları da kullandığını, sonuçta kalan 22 adet bilezik ve 60 adet altını davacının daha sonra işyerindeki kasada muhafaza ettiğini, davalının, kasanın anahtarını davacının çantasından gizlice alarak, kasada bulunan altınları ve özel evrakları sahiplendiğini beyan etmiş, İlk Derece Mahkemesi düğünde takılan takıların Ziraat Bankası Samanpazarı şubesindeki davacının eniştesi olan banka görevlisi Murat adına kasaya konulduğu, 2001 yılında bu altınların taraflara teslim edildiği, altınları davalının alıp harcadığının davacı tarafca ispatlanamadığı gerekçesiyle, ziynet alacağı talebini reddetmiş, davacının karara karşı, istinaf yoluna başvurması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından, dosyaya sunulan düğün fotoğraflarına göre davacı kadına 6 bilezik ve 20 adet çeyrek altın takıldığı, ziynet eşyalarının işyeri kasasından davalı tarafından alındığına dair çelişkili ve soyut tanık beyanları dışında dosyaya yansıyan delil bulunmadığı gibi, düğünde takılan altınların davalı erkek tarafından alındığı da davacı tarafça ispat edilmediği, düğünde takılan takılar yönünden İlk Derece Mahkemesince ret kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Davalı vekili 13.07.2015 havale tarihli dilekçesinde, kuyumcu bilirkişi raporunda düğünde 6 bilezik takıldığına yönelik tespitine bir diyeceği olmadığını beyan etmiş, 09.10.2015 havale tarihli dilekçesinde, "...Düğünde 5-6 bilezik takıldığı doğru olup, bilirkişiler tarafından da resimler üzerinde tespit edilmiştir. Ancak 30 yıllık evlilik hayatında altından başka yatırımlar da yapılmıştır. Bu bağlamda da, altın dahil tasarruflarda bir sirkülasyon yaşanmıştır. … bugün itibariyle düğünde takılmış olan bu 5-6 bilezik evlilik birliği içinde tüketilmiştir. ...Bizim de kabul ettiğimiz düğünde takılmış olan 5-6 bilezik yaklaşık 30 yıllık evlilik birliği içinde aile menfaatleri doğrultusunda tüketilmiştir. Bu altınların davalı tarafından sadece kendi menfaatleri için tüketildiğine dair bir kanıt da yoktur. Bu nedenle davacının düğünde takılmış olan bu 5-6 bileziği intikam aracı olarak geri isteme hakkı yoktur. ..." şeklinde beyanda bulunmuş, düğünde takılan 6 adet bileziğin, evlilik birliği içinde aile menfaatleri doğrultusunda harcandığı beyanı ile ziynet eşyalarının davacı kadının istek ve onayı ile bozdurularak harcandığını ispat etmek üzere ispat yükünü üzerine almıştır. Dosya kapsamında, düğünde takılan 6 adet bileziğin, davacı kadına iade edilmemek üzere , kadının isteği ve onayı ile harcandığı hususu da davalı tarafça ispat edilemediğine göre, davacı kadın lehine, düğünde takılan 6 bilezik yönünden, bileziklerin birleşen dava tarihindeki değeri dikkate alınarak, ziynet alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nin 373/1 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK"nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.