Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9816
Karar No: 2014/9433
Karar Tarihi: 12.05.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/9816 Esas 2014/9433 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/9816 E.  ,  2014/9433 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Şile Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 10/04/2013
    NUMARASI : 2011/259-2013/179

    G.. B.. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Şile Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 10.04.2013 gün ve 259/179 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı vekili, vekil edeninin dava konusu 478 ve 480 parsel sayılı taşınmazları, vekil edeni adına kayıtlı 479 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte 22 yıldır aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyet olduğunu, söz konusu taşınmazların malikinin kim olduğunun bilinmediğini, davacı yararına TMK"nun 713/2. maddesinde belirtilen koşulların gerçekleştiğini ileri sürerek dava konusu 478 ve 480 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davacı lehine kazanma koşullarının oluşmadığını, kayıt maliklerinin mirasçılarının tespit edilerek davaya dahil edilmelerini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın ispat olunamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; TMK.nun 713/2. maddesindeki üç hal birbirinden ayrı dava sebebidir. İspat koşulları da farklıdır. Ne var ki; olayları bildirmek taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Mahkemece tapu kütüğünden malikinin kim olduğu anlaşılamayan sebebi benimsenerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan soruşturma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Şöyle ki dava konusu 478 ve 480 parsel sayılı taşınmazlar, tapulama çalışmalarında senetsizden, Hasan oğulları İsmail, Ahmet ve Mustafa mirasçıları adına 15.07.1966 tarihinde tespit edildiği, tutanağın 03.03.1967 tarihinde kesinleşerek tapuya tescilinin yapıldığı görülmektedir. Kayıt maliklerinin ölü olduğu tapu kaydında yazılı bulunduğu üzere, taraf teşkilinin sağlanması bakımından malik ölü Hasan oğulları İsmail, Ahmet ve Mustafa mirasçılarının tespit edilip bu kişilere dava dilekçesinin tebliğ edilmediği taraf teşkilinin sağlanmadığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği gibi, bir davanın görülebilmesi için öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden haberdar edilmesiyle mümkün olur. HUMK"nun 73. maddesinde ; "Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde Hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez," denilmektedir. Madde metninde açıkça görüldüğü üzere taraflar, yöntemine uygun bir biçimde davet edilmedikçe mahkemece karar verilemez. Aynı durum Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 27. maddesinde de; "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler" amir hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddede yer alan "hukuki dinlenilme hakkı" tabiriyle 73. maddesindeki durum ifade edilmiştir. Bu hak, Anayasa"nm 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Bu hak iddia ve savunma hakkı olarak da bilinse iddia ve savunma hakkından daha geniş ve daha üst bir kavram olarak nitelendirilmektedir.
    Somut olayda, Mahkemece, her ne kadar, işin esası hakkında bir karar verilmiş ise de, yargılama sırasında tapu kayıt malikleri Hasan oğulları İsmail, Ahmet ve Mustafa mirasçılarına herhangi bir şekilde tebligat yapılmamış ve taraf teşkili sağlanmamıştır. Böylece, davada taraf sıfatıyla savunma hakkı tanınmamış ve daha ötesi savunma hakkı kısıtlanmıştır. Saptanan bu somut ve hukuki olgulardan da anlaşılacağı üzere davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamaz (HGK"nun 22.02.2012 tarih, 2011/8-763 E., 2012/85 sayılı Kararı).
    Hal böyle olunca; tapu kayıt maliklerinin mirasçılarının kesin bir biçimde saptanabilmesi bakımından veraset belgesinin alınıp dosyaya konulması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması; mirasçılık belgesine göre belirlenecek yöntem ile taraf teşkili sağlanarak davanın yürütülmesi, tebligatlar yönünden 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin gözönünde tutulması, dava dilekçesinin varsa kayıt malikinin mirasçılarına tebliğ ettirilmesi, bu yolla da taraf teşkili sağlanamadığı takdirde ilanen tebliğ yolunun düşünülmesi, böylece taraf teşkilinin sağlanması ondan sonra işin esasına girilerek bir hüküm kurulması gerekir. Bu nedenlerle, taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK. M.297/ç) ve HUMK"nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi