19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/12218 Karar No: 2014/18163 Karar Tarihi: 16.12.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/12218 Esas 2014/18163 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kefaletnameye dayanarak ticari satıştan kaynaklanan alacak nedeniyle ihtiyati haciz isteyen vekilin talebini reddetti. Kararın gerekçesi olarak, faturaların sadece alacağın ispatına uygun bir belge olmadığı, şirket ortağının şirket borcundan sorumlu tutulamayacağı ve kefalet borcundan kaynaklanan istemin ancak dava yoluyla ileri sürülebileceği belirtildi. Ancak, ihtiyati haciz talebi esnasında sevk irsaliyelerinin de ibraz edilmesi nedeniyle, alacağın varlığına dair kanaat oluşması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği ancak kararın usul ve yasaya aykırı olarak verildiği ifade edildi. İcra ve İflas Kanunu'nun 258. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200. maddesi de kararda belirtilen diğer kanun maddeleri olarak eklenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
İhtiyati haciz isteyen vekili, fatura, sevk irsaliyesi ve kefaletnameye istinaden ticari satıştan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur. Mahkemece, faturaların başlı başına alacağın ispatına elverişli belge olmadığı, borçlu şirket ortağı olarak kabul edilse dahi şirket borçlarından ortağın sorumlu tutulamayacağı, kefaletten kaynaklanan istemin ancak dava yoluyla ileri sürülebileceği, bu nedenle de ihtiyati haciz talep edilemeyeceği gerekçeleriyle istemin reddine karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir. İcra ve İflâs Kanunu"nun 258’nci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir (HMK m.200).Ayrıca İİK’nın 264’üncü maddesine göre ihtiyati haczi tamamlayan merasim çerçevesinde, ihtiyati hacze konu her alacağın genel ilke olarak yargılamayı gerektirebileceği dikkate alınmalıdır. Hukukumuzda kefalet sorumluluğunun ancak dava yoluyla ileri sürülebileceğine dair bir ilke veya kural bulunmamakta olup, şartları gerçekleştiğinde kefil hakkında da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Öte yandan ihtiyati haciz sebebi U.. P..’ın şirket ortağı olmasına değil, yargılama dışı şirket lehine vermiş olduğu kefalete dayalıdır. Bu nedenle şirket ortağının şirket borcundan sorumlu tutulamayacağı şeklindeki gerekçe dosya içeriğine uygun düşmemekte olup, şirket ortağı olmak tek başına kefalet borcundan kurtulmaya olanak tanımaz. Diğer yandan ihtiyati haciz talep edilirken sadece faturalar değil, teslim alan kısmında isim ve imza bulunan sevk irsaliyeleri de ibraz edilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve izah edilen hukuki esaslar çerçevesinde mahkemece yapılacak iş, ibraz edilen delillerin incelenip alacağın varlığına kanaat getirilmesi hâlinde ihtiyati haciz kararı verilmesi, aksi hâlde istemin reddedilmesinden ibaret olup, hangi hukuki ve kanuni esaslara dayalı olduğu da açıklanmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.