17. Hukuk Dairesi 2015/6348 E. , 2017/8606 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... Ltd. Şti vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketten alacaklı olduğunu, bu alacağı nedeniyle ... 3.İcra Müdürlüğünün 2011/1470 ve 1471 Esas(Eski No: 2004/3524 E- 2004/3525 E) sayılı takip dosyalarında ilamsız icra takiplerine davalı şirket tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, ... 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/5 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtıklarını, şirketin itirazının iptaline karar verildiği ve tazminata mahkum edildiğini ve anılan kararın kesinleşmiş bulunduğunu, borçlu şirketin takibin başlamasından sonra bilinçli olarak tüm malvarlığını elden çıkarmış bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin alacağının ödenmediğini ve mağdur edilmiş bulunduğunu, bu arada kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre borçlu şirkete kalan bağımsız bölümlerin düşük bedellerle ve danışıklı olarak 3.kişiler adına, hatta bazılarının davalı-borçlu şirketin yetkilileri adına kaçırıldığının anlaşıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin diğer davalı ... adına muvazaalı olarak geçirdiği,aksi düşünülse bile çok düşük bedelle ve bağış niteliğinde işlemle devir gösterdiği belirlenen dava konusu ... ili Merkez ... Mah.1...3 ada
1 parselde kayıtlı D Blok 2.Kat. 7 nolu bağımsız bölüme ilişkin davalılar arasındaki tasarrufun müvekkili yönünden takiplere konu alacakların infazı tarihindeki toplam tutarını karşılayacak şekilde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için geçici veya kesin aciz vesikasının dosyaya sunulmuş olması ve borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiğini, oysaki bu şartların davacının davasında mevcut bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, ayrıca müvekkili şirket ile diğer davalı tapuda 04/08/2008 tarihinde tasarruf işlemi yapmış bulunduklarını, müvekkili şirketin davacıya borcunun tasarruf tarihinden sonra doğduğunu, borcun tasarruf tarihinden sonra doğmuş olması sebebiyle dava şartı bulunmadığını, iptal davasının borcun doğumundan sonra yapılmış tasarruf işlemleri için geçerli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının ... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2011/1470 ve 1471 Esas sayılı dosyasından dolayı İİK.89/1.maddesi gereğince birinci haciz ihbarnamesi göndermiş bulunduğunu, bu dosyalara karşı herhangi bir borcu bulunmadığını bildirdiğini, davacı tarafın ... 5.İcra Ceza Mahkemesinin 2011/1846 Esas sayılı dosyasındaki davanın düşmesi sonucu 10/05/2012 tarihinde işbu tasarrufun iptali davası açmış bulunduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir haciz veya şerh yok iken davalı şirket ile yapılan 24/07/2008 tarihli satış sözleşmesi gereğince 185.000,00 TL. bedelle satın aldığını, aynı gün 81.000,00 TL. ile 39.000,00 TL. olmak üzere toplam 120.000,00TL. ve 30/07/2008 tarihinde 14.000,00 TL. ödemelerde bulunulduğunu, buna ilişkin ödeme makbuzlarını ibraz ettiğini, bakiye tutar için 04.08.2008 tarihinde ... Şubesinden 4.750.000 TL(50.000 TL) Japon Yen"i üzerinden konut kredisi çekildiğini, kredi bedelinin davalı firma yetkilisi ..."nun hesabına yatırmış olduğunu, banka tarafından da gayrimenkul üzerine ipotek konulduğunu beyan ederek, öncelikle davalı şirket hakkında borç ödemeden aciz belgesi alınmamış olmasından dolayı usul yönünden reddine karar verilmesini, esastan ise dava konusu taşınmazı davalı şirkete gerek ödeme makbuzlarına göre nakit, gerekse konut kredisinden yapılan ödemeler yaparak satın almış olmasından dolayı reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davalı şirketten alacaklı olduğuna ilişkin 2004 tarihinde takip başlattığı, dolayısıyla alacağın satış tarihinden önce doğduğunun sabit olduğu, bu durumun satışın muvazaalı olduğunu ispata yetmediği, 2011 tarihli rapora göre davalı şirketin öz sermayesi ve borç ödeme gücü, satılan taşınmazın değeri ve alıcı davalı ..."ın iyi niyetli üçüncü şahıs oluşu ve konut olarak kullanmak amacıyla satın aldığı taşınmazı bu amaçla kullandığı, dosyada var olan haczin alacaklının istemi ile terkin edilmiş bulunduğu anlaşılmakla; ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı 3. kişinin kötü niyetinin ispat edilememiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 04/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.