14. Hukuk Dairesi 2015/7059 E. , 2015/6313 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2010/504-2013/55
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.11.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı vekili, Hazine adına kayıtlı 2004 sayılı parselde 24.02.1986 tarihli tapu tahsisi belgesi ile verilen 310 m2 yerin 1974 yılından itibaren malik sıfatıyla konut yapmak suretiyle kullanmış olduğunu, İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2006/2015 Esas, 2007/2440 Karar sayılı ve Danıştay 6. Dairesince onanıp kesinleşen ilamı ile halen geçerli olan tapu tahsis belgesine dayanıp 310 m2 yerin iptaliyle davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili, 2004 sayılı parselin imar uygulamasıyla 10.05.2002 tarihinde 30.12.2015 tarihinde 2765 ada 27 sayılı parsele dönüştüğünü, davacı lehine 24.04.1986 tarihinde tapuda "tapu tahsis belgesi" şerhinin olduğunu, ancak imar uygulamasında ilköğretim veya tramvay sahasında kaldığı ayrıca taşınmazın tahsis bedelinin ödenmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu yerin kamu hizmetine ayrıldığı, imar planında konut alanında kalmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Alacağın devri ve borcun üstlenilmesi TBK"nın 183 ila 204. maddelerinde düzenlenmiştir. Alacağın devri, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızasının alınması gerekmez. Alacağın devri, hatta borçlunun muhalefetine rağmen geçerli olarak doğar ve hükümlerin hasıl eder. Borçlunun alacağın devrinden sonraki asıl muhatabı artık alacağı devralan kişidir. Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için alacağın devri işleminden sonra borcunu, alacağı devralan kimseye ifa etmesi gerekir.
Bir dava açıldıktan sonra da sahip olunan tasarruf yetkisi gereği dava konusu olan hak veya malın üçüncü kişilere devri mümkündür. Bu durumda bir dava şartı olan davayı takip yetkisi ortadan kalkmış olduğundan, davanın açıldığı haliyle devam etmesi düşünülemez.
Mahkemece, dava konusunun üçüncü kişiye temliki re"sen dikkate alınacaktır. Ancak hakim, dava şartının ortadan kalkması nedeniyle davayı reddetmeyip davayı veya savunmayı değiştirme yasağının bir istisnası olan HMK"nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanmak üzere diğer tarafa önel verecektir.
Anılan maddeye göre,
1-Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a)İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b)İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
Somut olayda; dava konusu 2765 ada 27 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında karar tarihinden sonra 01.04.2013 tarihinde dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredilmiştir.
Bu durumda yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda mahkemece, taşınmazı devralan İstanbul Büyükşehir Belediyesinin davalı yerine geçeceği nazara alınarak öncelikle belediyenin davada yer almasının sağlanması ve davacıya HMK"nın 125. maddesi gereğince seçimlik hakkının hatırlatılması gerekirken, bu husus gözetilmeksizin davaya devam olunarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Bozma nedenine göre davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının davacı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.