21. Ceza Dairesi 2016/6837 E. , 2016/5374 K.
"İçtihat Metni"... Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.04.2011 gün ve 2011/17536 esas sayı ile ... ve diğer sanıklar (..., ..., ...) hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı,
... Asliye Ceza Mahkemesince 17.04.2012 gün ve 334-284 sayı ile; sanık ..."nın (ve diğer sanıkların), resmi belgede sahtecilik suçundan TCK"nın 37/1 ve 204/1. maddeleri uyarınca 2 yıl, dolandırıcılık suçundan ise aynı Yasanın 157/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına sanık ..."ın yokluğunda (sanık ... ile sanık ... vekilinin ise yüzüne karşı) hükmedildiği,
Hükme ait gerekçeli karar, sanık ... tarafından 27.04.2012 tarihinde tebellüğ edildikten sonra, sanık müdafi tarafından 03.05.2012 tarihinde temyiz dilekçesi verildiği,
Buna rağmen, Dairemizce 19.11.2015 gün ve 3989-5320 sayı ile; “Sanık ..."nın yokluğunda verilip 27.04.2012 günü usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmün yasal süresinden sonra, müdafisi tarafından 03.05.2012 tarihinde temyiz edildiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 315. maddesi uyarınca reddine” karar verilmek suretiyle, incelemenin diğer sanıklar yönünden yapıldığı ve dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün düzeltilerek onandığı, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün ise bozulduğu,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, 18.03.2016 gün ve 2016/98121 sayı ile; sadece ... hakkında verilen kararla ilgili olarak, temyizin süresinde olduğundan bahisle, itiraz yoluna başvurulduğu,
Anlaşılmakla yapılan incelemede;
1-Temyizin süresinde olması nedeniyle, yerinde olduğu görülen İTİRAZIN KABULÜNE,
2-Dairemizin 19.11.2015 gün ve 2015/3989-5320 esas/kabul sayılı kararında yer alan ve sanık ..."ya ilişkin olan “TEMYİZİN REDDİ” KARARININ KALDIRILMASINA,
3-Kararın itiraza konu edilmeyen sair yönlerinin AYNEN MUHAFAZASINA,
4-Sanık ... müdafiinin temyizi nedeniyle, bu sanık hakkında “dolandırıcılık” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından verilen hükümlere hasren yapılan incelemede;
a)Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme ilişkin incelemede;
5237 sayılı TCK"nın 61/9. maddesinde, adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda, bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz, şeklindeki hükmüne aykırı olarak, adli para cezasının alt sınırının 365 günden az belirlenemeyeceği gözetilmeden, temel cezanın 5 gün olarak belirlenmesi isabetsizliği, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle;
5237 sayılı TCK"nun 53/3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yeralan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, fıkranın tamamını kapsar biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ise de, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk da gözetilmek suretiyle, hüküm fıkrasından TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısım çıkartılarak yerine "TCK"nun 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" ibaresi eklenmek suretiyle, sair yönleri eleştiri dışında usul ve yasaya uygun olan hükmün kısmen isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
b)Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme ilişkin incelemede;
Suça konu bonoda borçlu ve kefil imzalarının borçlu ve kefil görünenlerin eli ürünü olması ile bonunun içeriği yönünden bir sahtecilik iddiasının bulunmaması karşısında, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.