18. Ceza Dairesi 2015/32436 E. , 2016/3682 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ..."nın. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 265/1. maddesi gereğince 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve 2012/901 esas, 2013/986 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/07/2015 gün ve 247387 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Anılan Kanun"un 265. maddesinde cebir ve tehditle görevi yaptırmamak için direnme suçu düzenlenmiş olup, kişilerin kamu görevlisine karşı gerçekleştirdikleri cebir ve tehdit içermeyen eylemlerinin suç olarak benimsenmediği, somut olayda, alkollü olan sanığın olay tarihinde yol kontrolü yapan müşteki polis memurlarının dur ihtarına uymayarak kaçması, kovalamaca sonrasında yakalanan sanığın alkolmetre ile yapılan ölçüme göre 2.04 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi, sonrasında adli tıp kurumuna götürüldüğünde alkol ölçümü için üfleme yapmayı ve kan vermeyi reddetmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin cebir ve tehdit içermediği ve görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarının oluşmadığı, trafik zabıtasının dur işaretine uymama, alkollü araç kullanma ve alkol miktarının tespitini kabul etmeme eylemlerinin 2918 sayılı Kanun"da idari yaptırım gerektiren kabahat nevinden eylemler olduğu cihetle, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın 265. maddesinde; “ Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü yer almaktadır.
TCK"nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında, olay günü, sanığın kullandığı araca dur ihtarında bulunulmasına rağmen, durmayıp aracının hızını artırdığı, takip sonucu aracın önü kesilerek durdurulduğu, sanığın bu sefer araçtan inip kaçmaya başladığı, polislerce kovalanarak yakalandığı, kelepçe takılıp araca bindirildiği, alkolmetre testi yapılıp 2.04 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, polis merkezine getirilen sanığın evrakları imzalamaması üzerine adli tıpa götürüldüğü, burada alkolmetreye üflemeyi reddettiği, kan testi yapılmak istendiği ancak bunu da reddettiği biçimindeki eyleminde, tutanak içeriği ve müşteki beyanlarında kamu görevlisine görevini yaptırmamak için gerçekleştirilen cebir veya tehdit eyleminden açıkça bahsedilmemesi karşısında, direnme suçunda aranan cebir veya tehdit unsurlarının gerçekleşmemesine rağmen mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ... hakkında, Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve 2012/901 esas, 2013/986 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan Yasa maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE,
3- Hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 29.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.