Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8876
Karar No: 2014/9421
Karar Tarihi: 12.05.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/8876 Esas 2014/9421 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/8876 E.  ,  2014/9421 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gölbaşı (Ankara) Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 10/10/2012
    NUMARASI : 2010/892-2012/835

    M.. Ç.. ve E.. Ç.. ile G.. B.., Hazine ve A.. B.. aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Gölbaş (Ankara) Asliye Hukuk Mahemesi"nden verilen 10.10.2012 gün ve 892/835 sayılı hükmün Yarıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın vekil edenlerinin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, vekil edenlerinin dedeleri ve babaları tarafından 1952 yılından bu yana imar ve ihya ettiklerini, taşınmazın zilyetliğini baba Halil Çakır’ın ölümüyle vekil edenlerine geçtiğini, ölümünden sonra da zilyetliğin aynen sürdüğünü açıklayarak 536 parselde bulunan 1/3’lük kısmın bitişiğinde yer alan 6100 m2’lik taşınmazın vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, imar ve ihyayla kazanılacak yerlerden olmadığını, kazanma koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı G.. B.. vekili ile A.. B.. vekilleri taşınmazın nazım imar planları kapsamında kaldığını, imar ve ihyayla kazanılacak yerlerden olmadığını açıklamışlar ve davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, teknik bilirkişinin 25.02.2012 tarihinde rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 5915 m2 yüzölçümlü taşınmaz bakımından davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava da aktif dava açma bakımından taraf teşkilinin sağlanmadığı belirlenmiştir.
    Davacılar vekili, dava dilekçesinde açıkça dava konusu taşınmazın vekil edenlerinin dedeleri ile babaları Halil’den kaldığını bildirmiş, keşifte dinlenen yerel bilirkişi de aynı doğrultuda açıklamada bulunmuştur. Saptanan bu olgu karşısında taşınmazın bitişikte bulunan ve dava dışı olan 536 sayılı parsel ile birlikte dip miras bırakan İ. Ç.’dan kaldığının kabulü gerekir. İ. Ç. 06.09.1947 tarihinde öldüğüne göre TMK’nun 701 ve 702. maddeleri gereğince terekesinin elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu açıktır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçılarının belirlenmiş payları olmayıp her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Terekeye dahil taşınmazlar bakımından yapılacak tasarrufi işlem TMK’nun 702. maddesi gereğince tüm mirasçıların katılımıyla sağlanacak oybirliği ilkesine tabi olmaktadır. Dava, davacılar tarafından üçüncü kişilere karşı açılmıştır. Kural olarak terekeye dahil bir taşınmaz için tüm mirasçılarının birlikte üçüncü kişilere karşı dava açmaları gerekir, davacıların terekeye dahil bir taşınmaz için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyetleri bulunmamaktadır. Çünkü dava dilekçelerinde açıkça dava konusu taşınmazın kendi adlarına tapuya kayıt ve tescilini istemişlerdir.
    Açıklanan bu durum karşısında taşınmaz kök miras bırakan İ. Ç.’dan kaldığına göre terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise hangi mirasçılara düştüğü konusunun öncelikle araştırılarak belirlenmesi, taşınmaz satış, bağış ya da terekenin taksimiyle İzzet’ten oğlu Halil’e ve Halil’den de aynı biçimde belirtilen yollardan biriyle davacılara geçmiş ise davanın bulunduğu bu hali ile yürütülmesi ve aşağıda açıklanacak eksikliklerin yerine getirilmesi gerekmektedir.
    Dava konusu taşınmaz satış, bağış veya terekenin taksimi yoluyla davacılara kalmamış ve hala elbirliği hükümlerine tabi ise davacıların tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyetleri bulunmadığı görüşüyle davanın reddine karar verilmesinin düşünülmesi gerekmiştir.
    Yapılan incelemede uzman bilirkişi tarafından 1980 ve 1991 tarihli hava fotoğraflarının uygulandığı anlaşılmaktadır. 1991 tarihli hava fotoğrafı kazanma süresi açısından yetersiz olup uygulama olanağı yoktur. Kalan tek fotoğraf ile de sonuca ulaşılamaz. Kural olarak ve Yargıtay uygulaması gereğince davanın açıldığı 30.12.2010 tarihinden geriye doğru 1980-1990 yılları arasında iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları ile Kadastro İl Müdürlüğü"nden getirtilecek fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların keşifte uzman bilirkişiler aracılığıyla uygulanması ile dava konusu yerin imar ve ihya edilip edilmediği hangi tarihte imar ve ihya edildiğinin ve tarım arazisi haline getirildiğinin sonucuna ulaşılması mümkündür.
    Bundan ayrı miras bırakan İ. Ç.’nın tüm mirasçıları ile davacılar bakımından 3402 sayılı Kadastro"nun 14. maddesi gereğince belgesizden taşınmaz edinip edinmedikleri hususu üzerinde mahkemece durulmamıştır.
    Şu halde Mahkemece yapılacak iş; 1980-1990 yılları arasında iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı"ndan, aynı tarihler arasında düzenlenmiş fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise Kadastro İl Müdürlüğü"nden getirtilerek uzman üç harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu tarafından yapılacak keşifte uygulanması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK’nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, davacılar ile miras bırakanlarının hangi tarihte taşınmazın imar ve ihyasına başladıkları imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri, nasıl emek ve para sarfettikleri hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında aykırılık bulunduğu taktirde HMK’nun 261/b. maddesi gereğince giderilmesi, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıllık kazanma süresinin hesaplanmasının düşünülmesi, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihler ile paftaların düzenlendikleri tarihlere göre taşınmazın imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirilip getirilmedikleri ya da hangi nitelikte bulunduğu konusunda gerekçeli ve denetime açık uzman bilirkişilerden rapor istenilmesi, daha önce götürülmeyen toprak konusunda uzman bir akademisyen aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenmek suretiyle dava konusu yerin yaklaşık hangi tarihten itibaren imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirildiği konusunda uzman bilirkişiden rapor sunulmasının istenilmesi gerekmektedir.
    Bundan başka davacılar ile miras bırakanlarının ve murislerinin tüm mirasçıları bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanun"un 14. maddesi uyarınca miktar araştırmasının yapılması, belgesizden edinilen taşınmazların olup olmadığının tapu müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davaları açıp açmadıklarının o yer hukuk mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü"nden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtları ile kadastro tutanaklarının tapu müdürlüğünden zilyetliğe dayalı olarak açılan tescil davalarına ait olan dosyaların ise ait olan mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlandırmaları yönünden değerlendirilmesi, teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu yerin hangi imar planı kapsamına alındığı Gölbaşı ve Ankara Büyükşehir Belediyle Başkanlıklarından sorulması, içinde kaldığı imar planının onay tarihi ile buna ilişkin belgeler ilgili belediyelerin İmar Müdürlüklerinden getirtilerek dosya arasına konulması ve uyuşmazlığın çözümünde göz önünde tutulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dava koşulu yerine getirilmeden eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.05.2014 tarihinde oybirilğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi