Esas No: 2016/11215
Karar No: 2020/12243
Karar Tarihi: 08.12.2020
Danıştay 6. Daire 2016/11215 Esas 2020/12243 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/11215
Karar No : 2020/12243
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. … (Aynı adreste)
İSTEMİN KONUSU : Mersin İli, Tarsus İlçesi, … Mahalle, … Ada, … parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacı tarafından, davalı idarenin uzun yıllar imar uygulaması yapmaması, daha sonra yapılan imar uygulamasının İdare Mahkemesi kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle mahiyeti itibariyle kamulaştırmasız el konulan taşınmazından dolayı tasarruf hakkının engellenmiş olması ve ayrıca halende haksız el atmanın sürdürülmüş olması sebebiyle meydana geldiği ileri sürülen 50.000,00 TL maddi zararın adli yargıda dava açma tarihi olan 30.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılan davanın reddine dair … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarenin 25 yıldır taşınmazı imar açısından belirsiz bıraktığı hukuka aykırı olduğu mahkeme kararı ile tespit edilen parselasyon işlemi ile taşınmazının üç parçaya bölündüğü, davalı idarenin mahkemenin iptal kararını uygulamaması nedeniyle taşınmazı satamadığını ve yapı yapamadığını ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : 2013 yılında taşınmazla ilgili parselasyon işleminin yapıldığı, davacının işleme itiraz etmediği, iptal kararının uygulanmasının gecikmesinde kusurları olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden; davacının Mersin İli, Tarsus İlçesi, … Mahalle, … Ada, … parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu, davalı idarenin 2001 yılında taşınmazı da kapsayan alanda parselasyon yaptığı, ancak bu parselasyon işlemine davacı tarafından … İdare Mahkemesi E: … sayılı dosya üzerinden dava açıldığı, İdare Mahkemesinin … tarihli K: … kararı parselasyon işleminin iptal edildiği dolayısıyla mevzuata aykırı parselasyon işlemi yapan idarenin kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan iptal kararının ardından davalı idarenin iptal kararını " belediye tarafından satılan 74m2'lik arsanın geri alınması için dava açıldığı" gerekçesiyle uzun yıllar uygulamadığı, burada da davacının bir kusurunun bulunmadığı, davacının zararının ancak 2013 yılında yapılan parselasyon işlemi ile giderildiği, davacının 2001 yılından 2013 yılına kadar taşınmazından kaynaklı mülkiyet hakkını kullanamadığı da sabittir.
2577 sayılı Kanunun "Kararların sonuçları" başlıklı 28. Maddesinin "1.fıkrasında, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez." hükmüne,
3. fıkrasında, "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir." hükmüne,
4. fıkrasında ise "Mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi hâlinde tazminat davası ancak ilgili idare aleyhine açılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
Davacının dava dilekçesi, cevaba cevap ve temyiz dilekçesinde geçen ifadelerden, dava açma nedeninin taşınmazın idari bir işlemle uzun süre kısıtlanması değil, hatalı parselasyon işlemi tesis edilmesi ve akabinde bu işlemin mahkemece tarafından iptal edilmesine rağmen, davalı idarenin iptal kararını kendi kusurundan kaynaklanan nedenle ( parsel satışını gerekçe göstererek) 2013 yılına kadar uygulanmaması üzerine uğradığını iddia ettiği zararın tazmini istemi olduğu görülmektedir.
Dava konusu olayda, davacının mülkiyet hakkını uzun süre kullanamamasının temel nedeni davalı idarenin yargı kararı uzun süre uygulamaması ve davacının parselini parselasyon işlemi ile belirlememesidir.
Davacının dava dilekçesinin 2. sayfasında açıkça yargı kararının uygulanmaması nedeniyle zararının doğduğunu ifade etmesi karşısında, oluşan zararın tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken "davacının yargı kararının uygulanmaması nedeniyle dava açmadığından bahisle" tazminat talebinin reddinde hukuka uyarlık bulunmadığı, davanın kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının tazminat isteminin yargı kararının uygulanmamasından değil de davalı idarenin işlemi hukuk uygun yapsaydı elde edeceği kar ile hukuka uygun yapmaması nedeniyle, taşınmazını kullanamamasından kaynaklandığını ileri sürdüğü değer kaybına dayandırdığı, talep ettiği tazminata ile ilgili olarak meydana gelen zararını somut belgelerle ortaya koyamadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacının mülkiyet hakkını kullanamamaktan yakınarak, tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmakta ise de; esasen davacının uyuşmazlık konusu taşınmaz için kısıtlılık durumunun mevcut olmadığı, mülkiyet sahibi olan davacı açısından, kısıtlılık halinden kaynaklanan tazminatı gerektirir mağduriyetinin ve mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlanması durumunun gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmıştır.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.