18. Ceza Dairesi 2015/31302 E. , 2016/3675 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/1 ve 119/1 -c maddeleri uyarınca 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 51. maddesi uyarınca cezanın ertelenmesine dair Asliye Ceza Mahkemesinin 01/11/2011 tarihli ve 2010/392 esas 2011/561 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/05/2015 gün ve 179506 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosyanın diğer sanığı Mehmet Akif Akkuş"un anılan kararı temyiz etmesi üzerine, Yargıtay Ceza Dairesinin 05/05/2014 tarihli ve 2013/19721 esas. 2014/8726 sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere;
Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalarda verdiği ifadelerine, tanıkların anlatımlarına, görgü tespit tutanağına ve tüm dosya kapsamına göre; katılanın, emniyet müdürlüğünde vermiş olduğu 26/10/2010 tarihli ifadesinde; kendisine yönelik gerçekleştiği iddia olunan konut dokunulmazlığının ihlali eylemine ilişkin olarak şikayetçi olduğuna dair herhangi bir anlatımının bulunmamasına rağmen soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olan konut dokunulmazlığının ihlali suçundan da kamu davasının açıldığı, katılanın yargılama aşamasında verdiği 14/06/2011 tarihli ifadesinde; konut dokunulmazlığının ihlali eyleminden dolayı da şikayetçi olduğunu belirtmiş ise de; söz konusu eylemin. 26/10/2010 tarihinde gerçekleştiği dikkate alındığında; katılanın fiili ve faili öğrendikten sonra 6 aylık yasal süresi içerisinde şikayet hakkını kullanmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında açılan kamu davasının, 5237 sayılı Kanun"un 73/1-2 ve 5271 sayılı Kanun"un 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, şikayet şartı gerçekleşmeyen konut dokunulmazlığının ihlali suçundan hüküm kurularak 5237 sayılı Kanun"un 73. maddesine muhalefet edilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi "Hüküm, cezanın tatbikatında kanuna muhalefet edilmesinden dolayı maznun lehine olarak bozulmuşsa ve bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan diğer maznunlara da tatbiki kabil olursa bu maznunlar dahi temyiz talebinde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından istifade ederler." şeklindedir.
Maddenin uygulanabilmesi için
-Birden fazla sanığın aynı suçu işlemiş olması,
-Aynı mahkemede yargılanıp aynı ilamla mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
-Hükmün temyiz edilebilir nitelikte olması,
-Kanuna muhalefet edilmesi nedenine dayalı bozma kararının, sanıkların lehine olması, gerekir.
Bozma kararının, hükmü temyiz etmeyen sanığa sirayet ettirilmesi için bu hususun açıkça bozma kararında belirtilmesine ya da sanığın talep etmesine gerek yoktur. Mahkemenin kendiliğinden anılan düzenlemenin gereğini yerine getirmesi mümkündür.
İnceleme konusu somut olayda; birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığının ihlali suçundan sanıklar .... ve ... hakkında kamu davası açıldığı, sanıkların aynı mahkemede yargılanıp birlikte TCK"nın 116/1 ve 119/1-c maddelerinden mahkum oldukları, hükmün temyizi kabil olduğu, Yargıtay Ceza Dairesince hükmün, suçun şikayete tabi olduğu ve 6 aylık yasal süresi içerisinde şikayet hakkının kullanılmadığı gerekçesiyle hükmü temyiz eden sanık yönünden düşme kararı verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, diğer sanık ... hakkında ise temyiz isteminde bulunmaması nedeniyle cezasının kesinleştirildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Dairesince düşme kararı verilmesi gerektiğine ilişkin yapılan bozmanın, aynı suçu sanık .... ile birlikte işleyen sanık ...’ın hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle, temyiz davası açma hakkından yararlanamayan bu sanık için, yasal şartları oluştuğundan 1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi gereğince, bozma kararının sirayet ettirilmesi suretiyle mahallinde yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması mümkündür. Ancak Asliye Ceza Mahkemesinin bozma sonrası devam ettiği yargılamada diğer sanıkla ilgili düşme kararı verdiği ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından, hukuka aykırılığın başka yolla giderilmesi imkanı bulunmaması nedeniyle, bozma kararının kanun yararına bozma yoluyla sirayet ettirilmesine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan sanık ... hakkında, Asliye Ceza Mahkemesinin 01/11/2011 tarihli ve 2010/392 esas 2011/561 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan Kanun maddesinin 4-d fıkrası gereğince, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan açılan DAVANIN DÜŞÜRÜLMESİNE,
3-Bu suçtan hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 29.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.