18. Ceza Dairesi 2015/9905 E. , 2016/3674 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Basın yolu ile hakaret suçundan şüpheliler, ..., ..., Doğan Gazetecilik A.Ş , Milliyet Gazetecilik A.Ş., ..., ..., ...ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/03/2013 tarihli ve 2013/1126 soruşturma, 2013/9604 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/09/2013 tarihli ve 2013/1158 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/05/2014 gün ve 194213 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından itirazın reddine karar verildiği belirtilmiş ise de; müşteki vekili tarafından dosyaya ibraz edilen belgelere göre, söz konusu basılmış eserlerin 30/09/2012 ila 08/10/2012 tarihleri arasında yayınlandığı ve müştekinin şikayetinin de 08/01/2013 tarihinde yapıldığı bu durumda 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 26/1 maddesinde yer alan 4 aylık şikayet süresinin geçmediği bu durum karşısında, itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5187 sayılı Basın Kanunu"nun 26. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında : “Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak, günlük süreli yayınlar yönünden dört ay , diğer basılmış eserler yönünden altı ay içinde açılması zorunludur.
Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihten başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu süreler, Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımına ilişkin maddesinde öngörülen süreleri aşamaz.” hükümleri düzenlenmiştir.
Şikayet konusu gazetelerde yapılan haber ve yorumlar sebebiyle kişilik haklarına saldırıldığı iddiasına ilişkin olarak açılacak kamu davasının 5187 sayılı Kanunun 26/1. maddesinde öngörülen 4 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. Bu sürelerin muhakeme şartı olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Şikayete konu haber ve yorumların, 19.08.2012 tarihli Posta gazetesinde, 30.09.2012 ve 04.10.2012 tarihli Takvim gazetesinde, 03.10.2012 tarihli Milliyet gazetesinde ve 08.10.2012 tarihli Sabah gazetesinde yayınlandıkları ve şüphelilerin bu yayınlar yoluyla hakaret suçunu işlediklerinin iddia edildiği tespit edilmiştir.
Soruşturma dosyasında, söz konusu gazetelerin Cumhuriyet Başsavcılığı"na teslim edilip edilmediğine dair herhangi bir açıklık bulunmadığından, fiillerin Cumhuriyet Başsavcılığınca öğrenildiği tarihin esas alınması gerektiği, bu tarihin de müştekinin savcılığa şikayet dilekçesini verdiği tarih olan 08.01.2013 tarihi olarak belirlenmesi ve 4 aylık hak düşürücü sürenin bu tarihten itibaren hesaplanması gerekmektedir.
5187 sayılı Kanun"un 26/1. maddesinde öngörülen 4 aylık hak düşürücü süre, fiilin Cumhuriyet Başsavcılığınca öğrenildiği tarih olan 08.01.2013 tarihinden itibaren hesaplanmalıdır. Buna göre, hak düşürücü sürenin bitim tarihi, 08.05.2013 tarihidir. Dolayısıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği 19.03.2013 tarihi itibariyle, 4 aylık dava açma süresinin geçmemiş olduğu anlaşılmakla, bu gerekçeye dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın hatalı olduğu görülmüştür.
Yine söz konusu haber ve yorumlarda geçen şikayet konusu sözler nedeniyle, 5271 sayılı CMK"nın 170/2. maddesi uyarınca dosyadaki mevcut delillerin iddianame düzenlenebilmesi için yeterli şüphe oluşturduğu, eylemlerin suç oluşturup oluşturmadığının şüpheliler lehine ve aleyhine toplanacak tüm kanıtların, mahkemece birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla merciince itirazın kabulüne karar verilmesi yerine reddedilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/09/2013 tarihli ve 2013/1158 değişik iş kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 29.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.