
Esas No: 2014/20329
Karar No: 2016/1852
Karar Tarihi: 15.02.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/20329 Esas 2016/1852 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, trafik kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan yardımların davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulan istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesinde; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir... Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.” hükmü öngörülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmeye göre; hak sahiplerine yapılan yardımların 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre yapıldığının anlaşılması nedeni ile anılan Kanun hükümlerince yapılan davaya konu yardımların sorumlulardan tahsilinin de 5434 sayılı Kanunun 129. maddesi hükmüne tabi olduğu, uyuşmazlığın çözümünde ne 506 sayılı Kanun’un ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır
İş Mahkemelerinin 5521 sayılı Kanun ile kurulan istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, bu durumda 5510 sayılı Kanunun 101’inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış İş Mahkemesinin görevli olmadığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesine göre, gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında idari yargı yerinde dava açılamayacağı ve dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu nazara alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.