Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/20520
Karar No: 2007/19508

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/20520 Esas 2007/19508 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/20520 E.  ,  2007/19508 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kayseri 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 19/04/2006
    NUMARASI : 2005/736-2006/220

    Davacı, 20.4.1982-29.8.2005 tarihleri arası zorunlu sigortalı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine  karar vermiştir.
    Hükmün  davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere   göre  davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan  temyiz itirazlarının reddine.
    2-Dava  davacının 20.4.1982-29.8.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı olduğunun ve 1.9.2005 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
    1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde  zorunlu Bağ-Kur  sigortalılığı için  esnaf sicili veya kanunla  kurulu  meslek kuruluşu kaydı aranırken  20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren  2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı  Yasa"nın  24. maddesi değiştirilecek  zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için  gelir vergisi  mükellefi olması şartı getirilmiş ancak  gelir vergisinden  muaf olanlar  için meslek kuruluşuna kayıtlı  olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı  Yasa ile 24. madde  değiştirilerek  zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması  yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek  zorunlu Bağ-Kur   sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak  gelir vergisinden muaf olanlar için  esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden  davacının 19.2.1983-29.7.2005 tarihleri arasında  oda, 15.1.1980-30.12.1983, 15.7.1988-31.12.1993 ve 30.11.1995-28.12.1997 tarihleri  arasında vergi, 10.10.1984-15.8.2005 tarihleri arasında sicil kaydının bulunduğu, 23.1.1984,  tarihli bildirge  üzerine davalı  kurumca 20.4.1982 tarihi itibariyle vergi kaydına istinaden 1479  sayılı Yasa"ya tabi  sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği,  1.9.1986-30.10.1986, 4.6.1987-25.7.1987 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu, davacının vergi kaydından davalı Kurumun haberdar olması  üzerine davacının sigortalılığının 30.12.1983 tarihinde terkin edilerek 22.3.1985 tarihinde yeniden başlatıldığı, SSK."na tabi sigortalı olduğu dönemdede 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak kabul edildiği, davacının 15.8.2005 tarihli dilekçesi ile hizmet birleştirmesi yapılarak yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu davalı Kurumca 1479 sayılı Yasa"ya tabi 21 yıl 9 ay 26 gün, SSK."na tabi 3 ay 11 gün ve 1 yıl 8 ay askerlik borçlanması ile toplam 23 yıl 9 ay 7 gün hizmeti bulunduğu gerekçesi ile davacının yaşlılık aylığı talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
    Sosyal Güvenlik Sisteminizde çifte sigortalılık mümkün bulunmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmıştır. Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar
    Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunundaki birbirine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla Sosyal Güvenlik Kurumuna tabi olması yasaklanmış, sigortalının önceden başlayarak devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanınarak, çatışan sigortalılık sorunu çözüme ulaştırılmıştır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumuna girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa’nın 3. madde I-(F) bendinde “ Kanunla Kurulu Emekli Sandıklarına aidat ödemekte olanların”, (K) bendinde “ herhangibir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası’nın 24. madde I.II, fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başka bir Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere iki sigortalılığın bir arada bulunması halinde asıl olan, önceden başlayarak devam eden sigortalılıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-389 – 430 sayılı ve 29.06.2005 günlü Kararı ile 2001/21-627-659 sayılı ve 03.10.2001 günlü kararlarında da bu husus açıkça belirtilmiştir.
    Davacının 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığı ile 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu 1.9.1986-30.10.1986, 4.6.1987-25.7.1987 tarihleri arasındaki süre çakışmaktadır. Bu durumda ihtilaf SSK."nun hak alanınıda ilgilendirmektedir.
    Davacının vergi kaydının  bulunmadığı 30.12.1983-22.3.1985 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olması mümkün değilse de,  davacı vergi kaydının bulunmadığı  30.12.1983-22.3.1985 tarihleri  arasındaki döneme ilişkin primleri 1992 yılındaki aftan           yararlanmak suretiyle davalı Kuruma ödendiğini ileri sürmektedir. Davacının sigortalılık  şartlarının taşımadığı bu döneme ilişkin primlerin davalı Kurumca  tahsil edilip uzun süre
    kullanılmasından sonra sigortalılığın iptal edilmesi MK"nun 2. maddesinde öngörülen iyi niyet  kuralları ile  bağdaşmadığından davacının  30.12.1983-22.3.1985 tarihleri arasında sigortalı sayılması gerekir.  Ne varki prim ödeme cetvelinden yapılan ödemelerin bu dönemi kapsayıp kapsamadığı  anlaşılmaktadır.
    Yapılacak  iş;  gerekirse konusunda uzman  bilirkişiden rapor  almak  suretiyle davalı kurumca davacıdan ihtilaflı döneme ilişkin primlerin 1992 affı ile tahsil edilip edilmediğini tesbit edip ayrıca SSK Başkanlığı"nın davaya yöntemince katılımının sağlanarak bu kurumun delilleri toplanarak davacının yaşlılık aylığı koşullarıda tartışılmak suretiyle  çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki  olgular gözetilmeksizin  yazılı şekilde hüküm kurulması  usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.10.2007  gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi