(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi 2018/2771 E. , 2020/1174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülmekte olan ipoteğin fekki davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi tarafından davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine yönelik olarak verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının 12/12/2012 tarihinde satın aldığı taşınmaz üzerinde davalı banka lehine mevcut ipotek olduğunu, dava dışı ipotek borçlusunun krediye ilişkin davalı bankaya herhangi bir borcunun kalmadığını, ipoteğin fekki için 28/08/2017 tarihinde davalı bankaya yazılı başvuru yapılarak ilgili taşınmaz üzerindeki ipoteğin fek edilmesinin talep edildiğini ancak davalı bankanın taşınmaz üzerindeki ipoteği fek etmediği gibi, başvurularına da cevap vermediğini belirterek ...,...,... parselde sayılı taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili duruşmada, davacı tarafın yazılı olarak başvuruda bulunduğunu, ipotek fek harcının yatırılması halinde ipoteğin fek edileceğinin bildirildiğini, yazılı başvurudan sonra herhangi bir ödeme yapılmadığını, dava açıldıktan sonra yeniden başvuruda bulunularak 21,70 TL fek ücretinin ödendiğini ve ipoteklerin fek edildiğini, davanın konusu kalmadığını, davalının davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacı tarafın sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı bankanın kendisine yapılan yazılı başvuru ve ipotek borçlusunun ipotek alacaklısı bankaya ipotekten veya farklı bir husustan kaynaklanan herhangi bir alacağının olmamasına rağmen dava açılmasından evvel kendisine yapılan başvurudan sonraki 15 gün içerisinde ipoteğin fekkini gerçekleştirmemesinden dolayı davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin açık olduğunu, davanın konusunu teşkil eden ipotek dava açıldıktan sonra ancak ön inceleme tutanağı imzalanmadan fek edildiğini, davacı tarafından dava açıldıktan sonra davalı bankaya tekrar yazılı başvuruda bulunulmuş ve ipotek fek harcı ödenerek ipotek fek ettirildiğini, bankaların ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeleri masrafları ipotek yükümlüsünden isteyebileceğini, 21,70 TL tutarındaki ipotek fek harcının zorunlu miktar olarak kabulünün mümkün olmadığını, ipoteğin yargılama aşamasında kaldırıldığını, davanın konusunun kalmadığını, bu nedenle açılan davada hüküm kurulmasına yer olmadığına, davanın açılmasına davalı banka sebebiyet verdiğinden, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, yargılama sırasında davacı tapu malikinin davalı bankaya müracaat ederek 02/11/2017 tarihinde terkin harcını yatırmış olduğu davalı bankaca da terkin harcının yatırılması sonucu dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırıldığı, dava açılmadan önce davacı tarafın davalı bankadan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına yönelik talebinin davalı bankaca ipotek fek harcının zorunlu bir gider olmamasına rağmen terkin harcının yatırılması halinde taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılabileceği yönündeki savunmasının yerinde olmadığı,davanın açılmasına davalı bankanın sebebiyet verdiği anlaşıldığından, davanın konusu kalmadığından davada hüküm kurulmasına yer olmadığına ve yargılama gideri ile vekalet ücretinden davalı bankanın sorumlu tutulmasına yönelik ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmediği, ayrıca ... ilçesinde kurulmuş yetkili ve görevli müstakil ticaret mahkemesi bulunmadığından asliye hukuk mahkemesinin ticaret mahkemesi sıfatıyla açılan davalara bakmakla görevli olduğu, mahkemece de tüketici mahkemesi sıfatıyla açılan davada davanın temelinin tarımsal kredi sözleşmesi olduğu tespiti ile davacı tarafa harcın ikmali için süre vermesi de dikkate alındığında TTK"nın 5/son fıkrası gereğince davalı banka vekilinin bu yöndeki istinaf itirazına da itibar edilmediği gerekçesiyle davalı banka vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddine; davacı tarafça nisbi harcın 31/10/2017 tarihinde yatırıldığı, ön inceleme duruşmasının 22/11/2017 tarihinde yapılarak davanın konusu kalmadığından davada hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karar verildiği, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesine göre ilk derece mahkemesince davacı vekili yararına takdir edilen vekalet ücretinin tarife hükümleri uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin tam vekalet ücreti verilmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava ipoteğin fekki davası olup, dava açıldıktan sonra davalı banka tarafından ipotek fek edildiği için konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre ipoteğin fekki için ödenmesi gereken harcın mükellefi ipoteğin fekkinden yarar sağlayacak olan taşınmaz sahibidir. Davacı taşınmaz sahibi davalı bankaya ipoteğin fekki gerektiğini belirterek yazılı olarak fek talebinde bulunmuş davalı banka makul sürede ipoteği fek etmediğinden işbu dava açılmıştır. Davalı banka, davacıya ipotek fek harcını yatırması halinde ipoteğin fek edileceğini bildirdiğini savunmuş ise de bu savunmasını ispatlayamamıştır. Bu durumda davalı banka davanın açılmasına sebebiyet vermiş ve dava devam ederken fek harcı davacı tarafından yatırılmak suretiyle ipotek davalı banka tarafından fek edilmiştir. Dolayısıyla davalı banka, davacının haklı talebine makul süre içinde cevap vermemek suretiyle davanın açılmasına neden olduğu için ilk derece mahkemesinin kararı doğrudur. Ancak ilk derece mahkemesince, davaya konu ipotek ile ilgili kredinin verilmesi için zorunlu makul ve belgeli masrafların ipotek yükümlüsünden istenebileceği, ipoteğin fekki için gereken harcın zorunlu masraflardan olmadığı gerekçesiyle davanın yazılı şekilde kabulü ve istinaf mahkemesince de bu gerekçe düzeltilmeden davalının istinaf talebinin esastan reddi doğru olmamıştır. İstinaf mahkemesi kararının bu sebeple bozulması gerekirse de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden istinaf mahkemesinin kararının gerekçesinin 6100 sayılı HMK."nun 370/4 maddesi gereğince yukarıda yazıldığı gibi düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve yukarıda belirtilen husus dışında istinaf mahkemesi kararı muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun olduğundan, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle istinaf mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.