4. Ceza Dairesi 2020/6181 E. , 2021/7701 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, temyiz isteğinin reddi
K A R A R
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Anayasa Mahkemesi"nin 20/10/2011 tarih ve 2011/54-123 sayılı kararı ile 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 13. maddesiyle, 02/07/1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun (1) sayılı Tarifesinin "A) Mahkeme Harçları" bölümünün değiştirilen "IV. temyiz, istinaf ve itiraz harçları" kısmının "Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 TL" biçimindeki (b) fıkrasının iptaline karar verilmiştir. Kararda da belirtildiği üzere Kanun koyucunun yargı hizmetlerinin verilmesi karşılığında harç alınması biçiminde düzenleme yapma yetkisi bulunmakla birlikte, bunun Anayasa"nın 36. maddesi kapsamında bulunan mahkemeye erişim hakkını engellememesi için, "harcın miktarının makul olması", "harcın alınmasında haklı bir amacın olması", "ulaşılmak istenen amaç ile harç miktarı arasında orantı olması" ve "ödeme gücü olmayanlar bakımından etkili adlî yardım sisteminin olması" kriterlerine uyulması gerekir. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları da bu yöndedir. (Tolstoy-Miloslavsky/İngiltere, 13/06/1995, No:18139/91; Kreuz/Polonya, 18/06/2001, No:28249/95; Bakan/Türkiye, 12/06/2007, No: 50939/99; Ülger/Türkiye, 26/06/2007, No: 25321/02).
Bu açıklamalar ışığında, Yerel Mahkemece 40 TL temyiz harcının sanık tarafından yatırılmaması nedeniyle sanığın temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenmiş olan adil yargılanma hakkı, taraflar arasında (hukuk davasında davacı ve davalı, ceza yargılamasında sanık ve iddia makamı) bir fark gözetilmeksizin, karşılıklı olarak iddia ve savunmanın eşit ölçülerde yapılabilmesi anlamına gelir. Hakkı düzenleyen 6. madde pek çok hak ve ilkeyi içeren genel bir madde olup, yargılamanın hakkaniyete uygun, adil bir biçimde yerine getirilmesini amaçlar. Anayasa"nın 90. maddesinin son fıkrasında usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Andlaşmaların Kanun hükmünde olduğu, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağı düzenlenmiştir. Ayrıca Anayasa"nın 36. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmesi karşısında, Yerel Mahkemece temyiz talebinin reddine dair kararının ödeme gücü olmayanlar bakımından mahkemeye erişim hakkını engelleyecek nitelikte olması nedeniyle,
Yerel Mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin 12.11.2018 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve bu tarihten önce verilen ek kararların hükümsüzlüğüne karar verilerek, bu suretle 08.03.2011 tarihli mahkumiyet hükmünün kesinleşmediğinin anlaşılmasına göre yapılan incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Sanığa atılı suçlara ilişkin yasa maddesinde öngörülen cezaların üst sınırı uyarınca, 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e. ve 67/2. maddelerine göre, suçların tabi bulunduğu 8 yıllık olağan dava zamanaşımın süreçte gerçekleştiği anlaşıldığından sanık ..."nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnamaye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e. ve CMK"nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞMESİNE, 04/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.