12. Ceza Dairesi 2015/10692 E. , 2016/13363 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Hüküm : TCK"nın 133/1, 62/1, 51/1-3, 53/1-a-b-d-e, 53/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin adı ve soyadının gerekçeli karar başlığına yazılmaması, mahallinde ilavesi mümkün noksanlık olarak kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- İncelenen dosya kapsamına göre; mağdur ... ile telefonda görüşmekte olan arkadaşı ..."ın telefonunun hoparlörünü açması üzerine taraflar arasındaki telefon görüşmesinin ve mağdur ..."nin ... isimli arkadaşının lezbiyen olup, oral seks yaptığına dair açıklamalarının, bu esnada ..."ın yanında olup, kendi telefonunun kayıt fonksiyonunu açan ve arkadaşları arasında ... ismi ile bilinen sanık ... tarafından gizlice kaydedildikten sonra sanık ..."ın ..."ye dinlettiği ses kaydını bluetooth sistemi aracılığıyla onun telefonuna gönderdiği 11.03.2013 günü saat 15.00 sularında kuaför dükkanında karşılaşan mağdur ... ile ..."nün ses kaydındaki konuşmalardan dolayı tartışıp, kavga ettikleri iddiasına konu olayda,
Konuşmada, kişiler arasında vasıta bulunmaksızın iletişim gerçekleştiği halde, haberleşmede, elverişli bir araç sayesinde kişilerin iletişime geçtikleri, dolayısıyla sanık ... hakkında TCK"nın 133/1. maddesinin uygulanmasının talep edildiği iddianamede, sanık ..."ın, mağdur ... ile ... arasındaki telefon görüşmesini kaydetmesi ve tarafı olmadığı haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa etmesi şeklinde tarif edilen eylemlerinin, kaydedilen görüşmenin telefon aracılığıyla gerçekleşmesi nedeniyle TCK"nın 132/1 ve 132/2. madde ve fıkralarında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturacağı, anılan suçun aynı Kanun"un 139/1. maddesi gereğince soruşturulmasının ve kovuşturulmasının şikayete tabi olduğu, kolluk görevlilerince 11.03.2013 tarihinde CMK"nın 234. maddesindeki yasal hakları hatırlatılarak ifadesi alınan ve ses kaydındaki konuşmaların kendisine ait olmadığını iddia eden mağdur ..."nin gerek bu ifadesinde gerek duruşmanın 21.02.2014 tarihli oturumuna kadar sanık ..."dan şikayetçi olduğuna dair bir beyanının bulunmadığı, duruşmanın 21.02.2014 tarihli oturumunda ise ses kaydındaki konuşmaların kendisine ait olduğunu kabul eden mağdur ..."nin aynı oturumda sanık ..."dan şikayetçi olduğunu ifade ettiği dikkate alındığında, şikayet konusu fiili ve failini, en geç 11.03.2013 tarihinde öğrenen mağdur ..."nin, TCK"nın 73/1. maddesinde öngörülen 6 aylık süre geçtikten sonra 21.02.2014 tarihinde sanık hakkında şikayette bulunması ve dosya içeriği itibariyle de CMK’nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmaması karşısında, sanık hakkındaki davanın kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülüp, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle ve sübutu kabul edilen eylemin mağdurunun Şerife olduğu göz ardı edilip, suçun ..."ye karşı işlendiğine dair yanılgılı kabule dayalı olarak TCK"nın 133/1. maddesinde tanımlanan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
Uzun süreli hapis cezaları ertelenen sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde yazılı hak yoksunluğuna, aynı Kanun"un 53/3. maddesi de nazara alınarak hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık hakkındaki davanın TCK"nın 132/1, 132/2, 139/1, 73/1 ve CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.