Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/573
Karar No: 2010/1383
Karar Tarihi: 11.2.2010

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/573 Esas 2010/1383 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/573 E.  ,  2010/1383 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : FETHİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 24/06/1999
    NUMARASI : 1980/887-1999/292

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı Hazine, kayden davalılar adına kayıtlı bulunan dava konusu 24 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kumluk yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek tapunun iptali ile taşınmazda bulunan yapıların yıkımı isteklerinde bulunmuştur.
    Bir kısım davalılar vekilleri, taşınmazın öncesinin tapulu tarla vasfında olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın keşfen bilirkişilerce belirlenen kıyı kenar çizgisine göre kısmen kıyı kenar çizgisi içersinde kaldığı, kumsal vasfında olduğu gerekçesiyle bu bölümün tapusunun iptali ile hazine adına tesciline, diğer bölümlerle ilgili davanın reddine, yıkım davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Karar, davacı Hazine vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kumluk niteliğindeki taşınmazın tapu kaydının iptali, sicil kaydının kütükten terkini ve elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 24 nolu parselin müfrez parsel olduğu, ana parselin 1947 tarihinde yapılan kadastro ile meydana geldiği ve buna dayalı olarakta çap kayıtlarının oluştuğu (tespitin kesinleştiği) tarihe göre dava tarihi itibarıyla 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde öngörülen sürenin geçtiği görülmektedir.
    Her nekadar, çekişmeli taşınmazların kıyı-kenar çizgisi içinde kalan bölümlerinin devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak (Anayasanın 43, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen "bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmasızın uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin " bu kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davaların açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarih, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan, yürürlüğe konulan hükümler kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan ve re"sen gözetilmesi gerektiğinden somut olayda, aleyhe bozma yasağı ilkesinin de uygulanma yeri bulunmadığı izahtan varestedir.
    Ancak, bir taraf, dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren (geçmişe etkili) yeni bir yasa hükmü ya da yeni bir İnançları Birleştirme Kararı gereğince davayı kaybederse, davada haksız çıkmış olmasına rağmen, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaz.
    Anılan bu kural yasal ve yargısal uygulamada kararlılık kazanmıştır. (Baki Kuru, Hukuk Usulü Mahakemeleri 5. Cilt, sayfa 5338, dipnot 159; 10. H.D. 21.12.1976, 8770/8739 ve dipnot 160: 5. HD 12.09.1977, 5445/5655 dipnot 161: 10. HD 24.02.1976, 6296/1297) Ayrıca, her dava açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır. Öte yandan avukatlık ücreti 04.09.1957 tarih ve 4/16 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca yargılama giderlerinden sayılır. Davacı Hazine, temyiz dilekçesinde sair nedenlerden söz etmek suretiyle bu hususa değinmiştir. O halde, Hazine’nin haklı olduğunun anlaşılması halinde davalının tüm yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerekeceği açıktır.
    Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi, ayrıca yargılama masraflarının da buna göre hüküm altına alınması için karar bozulmalıdır.
    Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi