Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/14798
Karar No: 2013/23582
Karar Tarihi: 26.12.2013

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/14798 Esas 2013/23582 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2013/14798 E.  ,  2013/23582 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05.02.2013gün ve 2012/152-2013/26 sayılı kararı onayan Daire’nin 17.06.2013 gün ve 2012/4798-2013/12551 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının müvekkili şirkete ait hamiline yazılı hisse senetlerine sahip olduğunu taraflar arasında bu şekilde ortaklık ilişkisinin kurulduğunu, buna rağmen davalının Almanya Kassel Asliye Hukuk Mahkemesi"nde, müvekkiline karşı yanıltılarak parasının alındığı iddiası ile alacak davası açtığını, yabancı mahkemece hisse senetlerinin iadesine karar verilmeksizin 25.509,03 Euro"nun faizi ve yargılama giderleriyle birlikte müvekkilinden tahsiline hükmedildiğini, bu kararın Türkiye"de tenfiz edilerek icra takibine konu edildiğini, davalının davaya konu hisse senetleri için ödediği bedeli yabancı mahkemece ilamına dayalı olarak davacıdan tahsil etmesine karşın hisse senetlerini de elinde bulundurduğunu ve bu şekilde sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, davalının yerinde bulunan müvekkili şirket hisse senetlerinin aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, yurtdışında alınan kararın kesinleşip Türkiye"de de tenfizine hükmedildiğini, tenfiz kararınında keşinleştiğini, dolayısıyla ortada kesin hüküm bulunduğundan davanın kara şartı yokluğundan reddinin gerektiğini savunarak kararın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacı talebinin hukuken korunmaya muhtaç bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, hisse senetlerinin iadelerine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce onanmıştır.
    Bu kez davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 50,45 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 219,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 26.12.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Mahkemece hisse senetlerinin iadesine karar verilmiş olup bu karar Dairemizce onanmıştır. Ancak aşağıdaki nedenlerden dolayı karar düzeltme talebinin reddine dair karara karşıyım.
    Tenfize esas Alman Mahkemesi kararında davacı ve bağlı şirketlerin geçmiş yıllarda camilerde, Türk Kültür Derneklerinde ve onlara inanan yatırımcıların evlerinde davacının ve çeşitli bağlı şirketlerinin iştirak paylarını sattıkları, pek çok Türk vatandaşının islam dinine uygun bir yatırım yapmak amacıyla davacı şirkete para verdikleri, davacı şirketlerce yatırılan sermayenin her an geri istenebilmesi olanağının bütün yatırımcılara vaat edildiği, ancak alınan paraların iade edilmediği belirtildikten sonra kararın maddi hukuk durumuna ilişkin III. bölümünde "yukarıda belirtilen durumdan dolayı davacı taraf, Alman Medeni Kanunu"nun 823. maddesinin 2. fıkrası ve bununla ilgili olarak Alman Ceza Kanunu"nun 263. maddesine göre davalı aleyhine haksız fiilden dolayı maddi tazminat hakkına sahiptir. Alman Medeni Kanunu"nun 823. maddesine göre bunun koşulu, zarar verenin koruyucu bir kanunu ihlal etmiş olmasıdır. Ceza Kanunu Alman Medeni Kanunu"nun 823. maddesinin 2. fıkrasına göre koruyucu bir kanundur.
    Dolandırıcılık için aşağıdaki suç unsurları gereklidir; 1-Gerçekler hakkında yanılgıya düşürmek, 2-Hata, 3-Mallar üzerinde tasarruf, 4-Zarar, öznel unsurlar ise; 1-Nesnel unsur bakımından basit kasıt, 2-Sebepsiz zenginleşme, 3-Maddenin eşitliği olup, bu olayda yukarıdaki koşulların hepside yerine getirilmiştir." demek suretiyle Türk vatandaşlarının dolandırıldığı kabul edilmiş olup kararda hisse senetlerinin durumuda tartışılmıştır. Yine aynı kararda; "gerçi davacı tarafa davalının pay senetleri verilmiştir. Ancak davalının bu pay senetleri fiilen değersizdir. Veya en azından 49.950,00 DM tutarındaki bir değeri yoktur. Çünkü davalı borsada kayıtlı bir şirket değildir. Ve payların iki tarafın rızası ile satılması sadece yönetim kurulunun önce onaylamasından sonra mümkündür. Bu hisseler için ne bir piyasa bulunduğundan, ne de tekrar satılmaları kanunen mümkün olmadığından dolayı davacı tarafın yaptığı yatırım başından itibaren değersizdir. Ve bu yüzden davacı tarafa 49.950,00 DM miktarında bir zarar açılmıştır." değerlendirilmesi yapılmıştır.
    Tenfize esas Alman Mahkemesi kararında, davacı ve bağlı şirketlerin eylemleri dolandırıcılık olarak tavsif edilmiş, aynı şekilde davacı şirketler tarafından verilen hisse senetlerinin hukuki bir değeri olmadığı, yapılan yatırımın da başından itibaren değersiz bir yatırım olduğu anlaşılmıştır.
    Bu durumda dava konusu yapılan ve iadesi istenen senetlerin hukuki bir değeri olmadığı anlaşıldığından, işbu davanın açılmasında da hukuki bir yarar yoktur. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Kararın onanması ve karar düzeltme isteminin reddi doğru olmadığından karara muhalifim.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi