12. Ceza Dairesi 2016/8204 E. , 2016/13357 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 134/2. maddesi, 134/2-son cümlesi, 43/1, 62/2, 53/1-2-3. maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2015 tarihli ve 2014/120 esas, 2015/139 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1- Sanığın, şikayetçiye ait özel görüntüleri internet ortamında yayımlamak suretiyle gerçekleştirdiği eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 134/2. maddesinde yer alan suçu oluşturduğu kabul edilerek yapılan incelemede; suç tarihinin 2010 yılının Şubat ayı olduğu, suç tarihinden sonra 05.07.2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un 81. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 134. maddesinin ikinci fıkra metnine göre, “Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.” şeklindeki düzenleme ile değişiklikten önceki “Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.” şeklindeki hükümler karşısında sanığın eylemine uyan ilgili maddelerinin karşılaştırılarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 7. maddesine nazaran lehe kanunun tespit edilip uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un 81. maddesi ile değiştirilmeden önceki 134. maddesinin ikinci fıkrasına göre hüküm kurulduğunun kabulü halinde, anılan Kanun"un 134/2. maddesi gereğince takdir edilen 1 yıl hapis cezası üzerinden, 134/2-son cümle gereğince cezanın yarı oranında artırılması gerekirken 1 kat artırım yapılarak 1 yıl 6 ay yerine, 2 yıl hapis cezasına hükmedilmesi ve bu hatayı takiben 43/1 ve 62/2. maddeler uyarınca yapılan artırım ve indirim işlemleri neticesinde de sonuç olarak 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası yerine, 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmedilerek fazla ceza tayininde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 02.06.2016 gün ve 94660652-105-34-14957-2015-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.06.2016 gün ve 2016/240004 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yerel mahkemece, sanığın, şikayetçiye ait cinsel içerikli özel görüntüleri 2010 yılının Şubat ayında farklı internet sitelerinde yayımlamak suretiyle TCK"nın 134/2. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediği kabul edildiği halde, suç tarihinden sonra ve karar tarihinden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmediği anlaşılmış olup, kanun yararına bozma yasa yolu incelemesinde, ilgili Yargıtay dairesi taleple bağlı olduğundan ve tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi zorunlu bulunduğundan, bu konuda da kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceğinin değerlendirilmesi için dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.