1. Hukuk Dairesi 2019/4938 E. , 2020/619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT-KİRA ÖDEMELERİNE TEDBİR KONULMASI
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl ve birleştirilen davada davacı vasisi, kardeşi ...’ın savurganlık ve kötü yönetim nedeniyle TMK’nın 406. maddesi uyarınca kısıtlandığını ve kendisinin vasi tayin edildiğini, kısıtlı ...’ın kısıtlanmadan kısa süre önce aslında tüm aileye ait ancak kısıtlı adına kayıtlı dava konusu 7765 ada 13 sayılı parseldeki A Blok 8. Kat 35 nolu bağımsız bölümü hiç bir neden yokken değerinin çok altında 26.000,00 TL bedelle davalıya satış yoluyla devrettiğini, taşınmazın rayiç değerinin 425.000,00 TL olduğunu, satışın gerçek olmadığını, gösterilen bedelin dahi ödenmediğini, davacının savurganlığından ve saflığından yararlanıldığını, iradesinin fesada uğratıldığını, kısıtlı ...’ın son üç yıldır yaptığı nedensiz tasarruflar ile kendisi ve aile fertlerini büyük bir borç altına soktuğunu, gabin unsurlarının somut olayda tam anlamıyla gerçekleştiğini ileri sürerek, çekişmeli bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile kısıtlı adına tescilini, olmadığı takdirde gabin nedeniyle edimler arasında tespit edilecek farkın davalıdan tahsilini, ayrıca iptal-tescil isteği kabul edildiğinde tescil en baştan itibaren yolsuz hale geleceğinden 2011 yılı Şubat ayından itibaren kiracı tarafından davalı adına yatırılacak kira paralarının bir hesapta tutulmasını, davalının kiracıdan kira paralarını istemesine yönelik muarazanın önlenmesini istemiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının hem kötüniyetli olarak eldeki davayı açtığını hem de 3. bir kişi aleyhine ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/9 Esas sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davasını açtığını, dava konusu işlemde iradeyi sakatlayan bir neden yada gabinin bulunmadığını, davacı ...’ın satış işleminden sonra kısıtlandığını, satış tarihinde tam ehliyetli olduğunu, çekişmeli bağımsız bölümü 425.000,00 TL’yi davacı ...’a elden ödeyerek devraldığını, alım gücünün bulunduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin verilen karar Dairece; "...... ( Aşırı Yararlanma ) ilişkin yukarıda yer verilen ilkeler uyarınca somut olayın değerlendirilmesinde, çekişmeli bağımsız bölümün devrine ilişkin resmi senette 26.000,00 TL satış bedeli gösterilmiş, davalı taraf ise 425.000,00 TL yi elden ...’a ödediğini savunmuştur. Ne var ki, bu savunmaya itibar edilmesi olanaksızdır. Zira, 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi uyarınca miktar itibariyle 425.000,00 TL’nin ödendiğinin yazılı delil ile ispatlanması gerekmektedir. Öte yandan, TMK’nın 406. maddesi uyarınca kendisine vasi tayin edilen kişinin hukuki ehliyeti yerinde ise de, hiffetsizliği açıktır. Daha önce tanıştığı davalının, davacının bu durumundan yararlandığı kuşkusuzdur. Ayrıca, çekişmeli bağımsız bölüm 14/10/2009 tarihinde davalıya devredilmiş olmasına rağmen kiralarının 12/05/2010 tarihinden 11/01/2011 tarihine kadar her ay düzenli olarak ...’ün kardeşinin eşi ...’ün Akbank’taki hesabına yatırıldığı kayden sabit olduğundan, bu durum da hayatın olağan akışına aykırıdır. O halde, yukarıda yer verilen tespitler ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde somut olayda gabinin unsurlarının oluştuğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, asıl davadaki iptal ve tescil isteğinin kabul edilmesi ve asıl davadaki kira bedellerine ilişkin talep ile birleştirilen davanın da kabule göre incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, kira bedelinin ödenmesine ilişkin isteğin ise atiye terki nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar bu kez Dairece; "...HMK"nın 184. maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi ve taraflara meşruhatlı davetiye gönderilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yasal düzenlemeler gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece asıl davada iptal tescil isteğinin kabulü ile depo edilen 26.000,00 TL’nin tüm nemaları ile birlikte davalıya ödenmesine, birleştirilen davada kira bedeline yönelik muarazanın menine ilişkin isteğin kabulüne, kira bedelinin ödenmesine ilişkin isteğin ise atiye terki nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hâkimi ..."ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.303.95 TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 05/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.