Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK.nun 169-a/6. maddesine göre, "Borçlu itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere; takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi halinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir."
Somut olayda, borçlunun takipten önce ödediği miktarın 3000 YTL olduğu anlaşılmış olup, bu durumda borçlu lehine bu miktar üzerinden %20"den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerekirken, tazminata esas alınan miktar belirtilmeksizin %40 oranı üzerinden borçlu lehine tazminata hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, takibin geçici olarak tensiple durdurulmasına ve talebi de bulunmasına rağmen alacaklı lehine, reddedilen asıl alacak miktarı olan 2.100 YTL üzerinden %40"tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmemesi de isabetsiz olduğundan mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.