17. Hukuk Dairesi 2015/2709 E. , 2017/8542 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve maliki olduğu aracın yaya olan müvekkiline tam kusurlu ve alkollü şekilde çarpması sonucu müvekkilinin sakat kaldığını, elem çektiğini beyanla, 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, araç sahibi olarak müvekkilinin sorumlu olmadığını, zamanaşımının dolduğunu, davacının olay esnasında alkollü olduğunu, yolu kontrol etmeden aniden yola fırlayarak kazanın meydana gelmesine neden olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 11/11/2007 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacı tarafın manevi tazminattan fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, ceza zamanaşımının dolmamış olmasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı ... vekili ve davalı ...’un yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda davacının %40 oranında kusurlu olması, kaza tarihi (11.11.2007) gibi hususlar dikkate alındığında davacı için hükmedilen 25.000,00 TL manevi tazminatın miktarı fazla olup hakkaniyet ve adalete uygun düşmediğinden, hükmün davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı ... vekili ve davalı ...’un yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ...’un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 6,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 3.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.