18. Ceza Dairesi 2015/41941 E. , 2016/3581 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemcce verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) YCGK"nın 17/07/2007 tarih ve 2007/105-174 sayılı kararında iddia ve savunma dokunulmazlığı kavramı değerlendirilirken; “.....765 sayılı Yasanın 486/1. maddesinde;
"Tarafların. veya vekil, müdafi, müşavir yahut kanuni mümessillerinin bir dava hakkında kaza mercilerine verdikleri dilekçe, layiha veya sair evrakın yahut yaptıkları iddia ve müdafaaların ihtiva ettiği hakareti mutazammın yazı ve sözlerinden dolayı takibat yapılmaz."’ şeklinde yer alan düzenlemeden, savunma (veya iddia) amacıyla vaki olan yazı ve sözlerin" hakaret suçları açısından hukuka uygunluk nedenlerinden birisini teşkil eden "hakkın kullanılmasını" oluşturabileceği.
Böyle bir hakkın ihdas edilmesinin amacının, ceza yargılaması bakımından gerçeğin ortaya çıkarılması ve adaletin yerine getirilmesi olduğu.
Bu şekilde, davada taraf olan; davalı, davacı, şahsi davacı, katılan, sanık ve savcının iddianın ve savunmanın gerektiği şekilde yapılabilmesi için belirli koşullar dahilinde bazı isnadlarda bulunabilecekleri, bunu yaparken de bazan muhataplarını küçük düşürücü ifadeler kullanabilecekleri öngörülmekle, iddia ve savunmanın gerekliliği ile orantılı olmak şartıyla bu şekilde ortaya çıkan eylemlerin hukuka uygun sayılacağı,
Ancak, bu hakkın kullanımının bazı koşullara bağlı olduğu, bu koşulların;
a) Eylemin iddia veya savunma niteliğindeki evrak ile yazılı olarak veya iddia ve savunma sırasında sözlü olarak yapılması gerektiği (Şekil şartı).
b) Eylemin, yargı organlarına verilen dilekçelerde veya bu organlar huzurunda yapılması zorunluluğu (Yer şartı).
c) Hak kullanılırken sınırın aşılmamasının gerekli olduğu (Ölçülülük şartı).
Şeklinde sıralanabileceği.
Ölçülülük koşulu değerlendirilirken. 765 sayılı Yasanın 486. maddesinin 2. fıkrasından da bahsetmek gerektiği; 486. maddenin 2. fıkrasındaki düzenlenin; "Dava ile ilgili olmayan ve ilgili olduğu takdirde dahi iddia ve müdafaa hududunu aşan hakareti mutazammın yazı ve sözler yukarıdaki fıkra hükmünden hariçtir." şeklinde olduğu.
Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde, ölçülülük koşulunda önemli olanın, eylemin yargılama konusu ile ilgili olması hususu olduğu, yani eylemin, iddia veya savunmaya katkıda bulunmasının gerektiği.
Bu katkı ile ilgili olarak; eylemle savunma veya iddia arasında mantıksal bir bağlantının arandığı, iddia ve savunma ile ilgili olmayan veya iddia ve savunma açısından zorunlu bulunmadığı halde sarfcdılen hakaret ve sövme içerikli yazı veya sözlerin savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilemeyeceği.
Sonuç olarak, bir hakkın kullanımının, başka bir hakkın ihlali neticesini doğurmaması ve Anayasa ile teminat altına alınmış özgürlükleri yok etmemesi gerektiği.” belirtilmiştir.
İddia ve savunma dokunulmazlığı. 5237 sayılı TCK"nın 128. maddesinde de Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir." şeklinde düzenlenmiştir.
Sanığın, yargılamasının yapıldığı Antalya 6. Sulh Ceza Mahkemesinin, 2012/447 esas sayılı dosyasına sunduğu 22/11/2012 tarihli dilekçesinin içeriği, aşamalardaki savunmaları, YCGK"nın 17/07/2007 tarihli içtihadı ve TCK"nın 128. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; iddianamede yer alan sözlerin, sanığın, yargılamayı yapan Mahkeme hakiminin tarafsızlığını yitirdiğine dair somut davranışları açıklamaya ve tanıklarının tarafsız bir mahkemede dinlenilmesine yönelik olması nedeniyle savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı ve somut olayda, hakaret suçlarında hukuka uygunluk nedeni oluşturan hakkın kullanılmasına ilişkin koşulların gerçekleştiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle mahkumiyet hükmü kurulması.
2)Kabule göre;
a)Hapis cezasının paraya çevrilmesi işleminin yasal dayanaklarından biri olarak, uygulanma koşulları bulunmayan TCK’nın 50/3. maddesinin de gösterilmesi,
b)TCK"nın 50/1-a maddesinin uygulanması sırasındaki hesap hatası sonucu eksik ceza belirlenmesi.
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düzeltilerek onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahltemesine gönderilmesine, 29/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.