11. Hukuk Dairesi 2013/14175 E. , 2013/23542 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28.03.2012 gün ve 2010/689-2012/127 sayılı kararı bozan Daire’nin 13.03.2013 gün ve 2012/10370-2013/4938 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilin yurt dışında ikamet ettiğini, davalı banka nezdinde 29/03/2004 tarihinde 218744 nolu vadeli hesap açtırdığını ve aynı tarihte 67,993,017 TL yatırdığını, müvekkilinin 20/12/2004 tarihinde de aynı hesaba 74.000 TL yatırmak istediğini ancak davalı banka yetkileri tarafından müvekkili ve dava dışı ... adına teselsüz müşterek hesap açıldığını ve paranın bu hesaba yatırıldığını, ayrıca 218744 nolu hesabının da talimatı olmadığı halde müvekkilinin Türkçe bilmemesinden yararlanan banka yetkililerince imza attırmak suretiyle kapatıldığını, buradaki bakiyenin de müşterek hesaba aktarıldığını, müvekkilinin vadeli hesabındaki parayı 07/12/2009 tarihinde çekmek istediğinde hesabında para olmadığının bildirildiğini, müşterek hesaptaki paranın da dava dışı ... tarafından çekildiğini, davalı bankanın bu suretle müvekkilini zarar uğrattığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 218744 nolu hesaptaki 67.993,017 TL"nin 33.996,005 TL"lik kısmının, hesap türü itibariyle işlemesi gereken akdi faiz belirlenerek temerrüt tarihi itibariyle oluşacak anapara kısmı bulunarak, bu suretle bulunacak anaparaya 07/12/2009 tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesine, bu kabul görmediği takdirde müvekkilinin talimatı dışında teselsüz müşterek hesaba aktarılan ve hepsi dava dışı ... tarafından çekilen 67.993,017 TL"nin 33.996,005"lik kısmının 27/12/2004 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte, 407448 nolu teselsüz müşterek hesaba yatan 74.000 TL"nin 37.000 TL"sinin 21/12/2004 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 218744 nolu hesaptan doğan alacağının 124.002,39 TL olduğunu, bu miktarın dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili banka tarafından yapılan işlemlerin davacının talimatıyla yapıldığını, 407448 sayılı müşterek hesabın teselsüllü olduğunu savunarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalı banka nezdinde bulunan 218744 nolu vadeli hesabının talimatı dışında kapatılarak 407448 sayılı müşterek hesaba aktarıldığı, 407448 sayılı müşterek hesabın teselsüz olduğu, zira hesabın teselsüllü veya teselsüzlü olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığı, bu nedenle teselsüz kabul edilmesi gerektiği, bu hesaptan da bütün miktarın dava dışı ... tarafından çekildiği, davalı bankanın kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 218744 sayılı hesapla ilgili 67.993,02 TL asıl alacak, 55.981,11 TL işlemiş faiz olarak toplam 123.974,13 TL"nin davalıdan tahsiline, asıl alacağa dava tarihinden itibaren aylık mevduat faizi işletilmesine, 407448 sayılı hesapla ilgili olarak 37.000 TL"nin 21/12/2004 tarihinden itibaren işletecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13.03.2013 günlü ilamıyla davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilerek, karar davacı yararına uygulanan faiz yönünden bozulmuştur.
Taraf vekilleri bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin karar düzeltme istemine gelince; dava, davacının davalı banka nezdinde bulunan mevduat hesaplarındaki paranın usulsüz işlemler ile çekilmesi sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, davacının bankaya mevduatının tahsili için başvurduğu tarihe kadar ilgili mevduata banka tarafından uygulanan faiz oranları da eklenerek belirlenecek miktarın ana para olarak kabulü ile bu şekilde belirlenecek ana para miktarı üzerinden davalı bankanın başvuru tarihinde temerrüde düştüğü nazara alınarak, bu miktara temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi gereken başvuru tarihinden sonra avans faizi oranları uygulanmasına karar verilmek suretiyle davacının, davaya konu mevduat hesaplarından doğan alacağının belirlenmesi gerekirken, sadece uygulanacak faiz oranları belirtilip, temerrüde düşülen tarih itibariyle davalı bankanın sorumlu olduğu ana paranın belirlenme yöntemine ilişkin bir bozma yapılmaması doğru olmadığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 13.03.2013 günlü ilamındaki bozmanın kaldırılarak, kararın açıklanan gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin Dairemizin 13.03.2013 günlü, 2012/10370 Esas-2013/4938 Karar sayılı ilamına yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının davacı yararına açıklanan değişik gerekçe ile BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, alınması gereken 50,45 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 219,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 26.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.