20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/13328 Karar No: 2016/11882 Karar Tarihi: 08.12.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/13328 Esas 2016/11882 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2015/13328 E. , 2016/11882 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili 14/11/2014 havale tarihli dava dilekçesinde; ... köyü 175 ada 24 parselde kayıtlı bulunan tarla vasfındaki taşınmazın 1994 yılında bölgede yapılan kadastro çalışmaları sırasında 30.537.38 m2 miktarlı olarak 3. kişiler adına tespit ve tescil edildiğini, aradan bir yıl gibi bir süre geçtikten sonra müvekkiline satılan ve tapuca ferağı verilen bu taşınmaz için davalı Hazinenin; bu yerlerin taşlık ve kayalık araziler olduğu, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğundan bahisle tapu iptali ve tescili davası açtığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/280 E. -1999/135 K.sayılı kararı ile 10.267.32 m2 miktarlı bölümü 175 ada 24 parsel olarak müvekkili üzerinde bıraktığı, 20.270.06 m2 miktarlı bölümü ise taşlık ve kayalık olduğundan bahisle 175 ada 136 parsel numarası ile ... adına tesciline karar verildiği, 15.03.2006 tarihinde de davalı Hazine adına tescil edildiğini, TMK 1007. maddeye göre tapu kütüğünün doğruluğuna güvenerek bu taşınmazı satın alan, fakat bu mülkiyetin sakat oluşu nedeniyle malı elinden çıkan, Anayasanın 129/5. fıkrası ile ve TMK 1007. maddeye göre sorumlu olan, bu sorumluluğu da BK 55. maddeye göre kusursuz sorumluluk esasına dayalı olan devlet aleyhine fazlaya ilişkin alacak ve tazminat hakkı saklı kalmak üzere metrekaresi en az 20.00.-TL olan bu taşınmaz için 20.270 m2x20.00=405.400.00 - (Dörtyüzbeş bin dörtyüz) Türk Lirasının dava tarihinden başlamak üzere yasal faizi ile birlikte davalıdan tazminine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Hazine tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesi ile öncelikle davanın zamanaşımı ile usulden reddine, olmadığı takdirde ise esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığından davanın usulden reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK"nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın tapusunun iptaline karar verilen ve tazminat isteminin dayanağını oluşturan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/280 E. 1999/135 K. sayılı dosyasında verilen ilamın 13/09/2001 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 14/11/2014 tarihinde 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Kanunun 125. maddesi) 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığına, davalı Hazine tarafından süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunulduğuna göre, mahkemece davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonuç olarak dava reddedilmiş olduğundan sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08/12/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.