
Esas No: 2019/6439
Karar No: 2020/1854
Karar Tarihi: 10.03.2020
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/6439 Esas 2020/1854 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine dair Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 15.03.2018 gün ve 2017/466 Esas, 2018/126 Karar sayılı hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile hükümlerin kaldırılarak zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınıp, 5271 sayılı CMK"nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız yapılan incelemede gereği görüşüldü:
Katılan Bakanlık vekili ile katılanlar vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılamada davadan haberdar edilmeyerek yokluğunda kurulan hükümlerin tebliği üzerine Bakanlık vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuş ve duruşma açılarak yapılan istinaf incelemesi sırasında Bakanlığın davaya katılmasına karar verilmiş ise de; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re"sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükümleri temyize hakkı bulunmadığı gibi Bölge Adliye Mahkemesince verilen katılma kararı da bu hakkı vermeyeceğinden ve aynı Kanunun 294/1. maddesinde yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede, katılanlar vekilinin süre tutum dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermeyip gerekçeli temyiz dilekçesi de sunmadığı anlaşıldığından, vaki temyiz istemlerinin CMK"nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Bölge Adliye Mahkemesince sanığın çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını ne şekilde zincirleme biçimde işlediği açıklanmadan, yazılı şekilde cezalarında 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca artırım yapılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 23.11.2018 gün ve 2018/2155 Esas, 2018/2102 Karar sayılı hükümlerinin 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmesine, 10.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.