8. Ceza Dairesi 2014/23218 E. , 2014/19701 K.
"İçtihat Metni" Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık ...’in, 5327 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1 ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5-8. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına dair ... 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.12.2012 tarihli ve 2012/189 esas, 2012/1353 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi üzerine, anılan mahkeme tarafından daha önce verilen hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi gereğince kaldırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62 ve 52. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 50/1. maddesi hükmüne göre, kısa süreli hapis cezasının 5 ay süre ile her türlü alkollü içki servisi yapılan umama açık yerlere gitmekten yasaklanmasına ilişkin (...) 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.12.2013 tarihli, 2013/912 esas, 2013/999 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre;
1- ... 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.12.2012 tarihli ve 2012/189 esas, 2012/1353 sayılı kararına yönelik yapılan incelemede; davaya konu yerin kamuya ait alan olduğu kabul edildiği ve ... Cumhuriyet Başsavcılığının 14.02.2012 tarihli ve 2012/2135 sayılı iddianamesinde, sanığa yükletilen korsan otoparkçılık yapma eyleminin, olay tarihinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 4262 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde, karayolu üzeri park yerindeki araçlar için sadece karayolunun bakımından sorumlu kuruluş birimlerince ücret alınabilir. Bunlar dışında hiçbir gerçek veya tüzelkişi herhangi bir şekilde para alamaz. Bu park yerleri hiçbir şekilde kiralanamaz. Park ücreti, alınma şekli ve diğer esaslar yönetmelikte belirtilir. Bu madde hükmüne uymayanlar 1.800.000. lira para cezası ile cezalandırılırlar.” hükmüne göre, idarî para cezasını gerektirdiği; mahkemenin İdarî para cezası vermesinde görevli olmadığı ve itiraz mercii olduğu; mahkemece öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği; şayet görevli mahkeme olduğunun kabul edilmesi hâlinde ise mahkemece idarî para cezası verilmesi gerekirken yazılı şekilde kurulan mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde,
2- ... 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.12.2013 tarihli, 2013/912 esas, 2013/999 sayılı kararına yönelik yapılan incelemede; 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesinde yer “denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak mahkemesince sanık hakkındaki hüküm açıklanırken açıklanması geri bırakılan hükümde değişiklik yapılmaksızın mevcut hâliyle açıklanması gerekeceği cihetle, sanık hakkında açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 203/1. maddesindeki adlî para cezası tercih edilmesine karşın açıklanmasına karar verilen hükümde seçenek yaptırım olarak yazılı şekilde 5 ay süre ile her türlü alkollü içki servisi yapılan umuma açık yerlere gitmekten yasaklanmasına karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16.06.2014 gün ve 41306 sayılı Kanun Yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 23.06.2014 gün ve KYB/2014-231563 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinde de belirtildiği üzere, sanığın yokluğunda verilen kararın, bilinen en son adresine yapılması, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya bu adrese tebligat yapılamaması halinde ise adres kayıt sistemindeki adresin bilinen en son adres olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılması gerekmekte olup, incelemeye konu olayda, sanığın bilinen en son adresinin 19.06.2012 tarihinde alınan savunmasında bildirdiği adres olmasına karşın, doğrudan sanığın bildirdiği adresten farklı olduğu anlaşılan adres kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın henüz kesinleşmediği cihetle kanun yararına bozmaya konu edilemeyeceği anlaşılmış, temyiz evresi gözetildiğinde bu aşamada (1) no"lu istemi incelenmemiştir.
Adalet Bakanlığının Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin (REDDİNE), dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.