17. Hukuk Dairesi 2015/2210 E. , 2017/8526 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 03.10.2017 Salı günü davacı vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldiler. Davalılar ... ve ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ve davalı ... vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını 22.08.2011 tarihinde davalı ..."e onun da 03.07.2012 tarihinde diğer davalı ..."a devredildiğini belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, satışın borçtan önce yapıldığını, aciz belgesi sunulmadığını, müvekkilinin arkadaşı ..."e yardımcı olmak amacı ile taşınmazı satın aldığını ve 1 yıl sonra elden çıkardığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın gerçek değeri üzerinden nakit ödeme yaparak alındığını, üzerindeki ipoteklerin ...ve ...arasında yapılan protokole güvenerek alındığını, 2013 Nisan ayında ipoteğin kaldıracağını taahhüt ettiğini, müvekkilinin borçlunun mali durumunu araştırdığını iyi olduğunu tesbit ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin tacir olup satışı ticari amaçlı olarak gerçek bedeli üzerinden yaptığını belirtmiştir.
Mahkemece, davacı tarafça geçici ve kesin aciz belgesi sunulmadığı, taşınmazların icra yolu ile satıldığı ve tarafların kötü niyetleri de ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Davanın görülebilmesi için diğer dava koşulları yanında borçlunun aciz halinde olması da gerekmektedir.
Somut olayda, borçlu adreslerinde 15.08.2012, 16.10.2012 ve 19.12.2012 tarihlerinde hacizler yapıldığı haczedilen malların borcu karşılamaya yetmediği bu hali ile borçlunun aciz halinde olduğu sabit olduğu halde mahkemece davanın red sebeplerinden biri olarak aciz belgesinin sunulmadığı yönündeki gerekçesi ile reddi yerinde olmadığı gibi, kabule göre de bu halde davanın usulden reddi ile vekalet ücretinin maktu olarak hükmedilmesi gerekirken nisbi olarak hükmedilmesi de isabetsiz bulunmuştur.
2-Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Aynı şekilde davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz cebri icra yolu ile satılması halinde de davalı 3. kişi elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulur.
Dava konusu taşınmazlar ... 13.İcra Müdürlüğü"nün 2013/4601 sayılı takip dosyasından yapılan 17.03.2014 tarihli ihalede borçlu ..."un borcundan dolayı satıldığı ve ipotek alacaklısının alacağını karşılamadığı geriye bir bedel kalmadığı anlaşılmaktadır
Bu durumda, davanın konusu kalmadığı anlaşıldığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmelidir. Mahkemece her ne kadar davalıların kötü niyetli olmadığına karar verilmiş ise de, varılan bu sonuç da, davalı ..."in borçlunun arkadaşı olduğu ve taşınmazları yardım amaçlı olarak satın aldığı, dördüncü kişi ..."in ise taşınmazlar üzerindeki ipoteğin kaldırılması konusunda borçlu ile görüşüldüğü ve garanti altına alındığı ve borçlu hakkında araştırma yapıldığı açıklamaları karşısında İİK"nun 280.madde kapsamında anılan şahısların borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bildiği dolayısı ile kötü niyetli olduklarının sabit bulunması nedeni ile yerinde değildir.
Bu nedenlerle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderinin haksız oldukları anlaşılan davalılar aleyhine hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.