Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/11124
Karar No: 2007/19024

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/11124 Esas 2007/19024 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/11124 E.  ,  2007/19024 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi      : Kütahya  İş Mahkemesi
    Tarih                : 19.04. 2007
    No                    : 1391-235


    Davacı, eşi NÇ."ın yersiz karne kullanımı nedeniyle davalı Kuruma borçlu olmadığının tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar  vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi Ö.A. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı, davalı Kurum tarafından adına tahakkuk ettirilen yersiz sağlık karnesi kullanımına ilişkin borcu bulunmadığının  tesbitini istemiştir
    Mahkemece dava  konusu uyuşmazlık dava açıldıktan sonra yasal düzenleme ile çözümlendiğinden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına  karar verilmiştir.
    Gerçekten  29.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun 29.maddesi ile   “ 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı sosyal güvenlik kanunlarından herhangi biri kapsamında sağlık yardımı alması gerekirken, aynı dönemde diğer bir sosyal güvenlik kanunu kapsamında hak etmediği halde sağlık yardımı almış kişilerden, yersiz olarak sağlık ödemeleri yapan sosyal güvenlik kurumu tarafından tahakkuk ettirilmiş veya ettirilecek borçlar, varsa bu nedenle ilgililerin açtıkları davadan vazgeçmeleri halinde, tahsil edilmez. Bu borçlara ilişkin açılmış olan dava ve icra takiplerinden sosyal güvenlik kurumlarınca da vazgeçilir” hükmü getirilmiştir. Gerçekten anılan yasal düzenlemenin amacı sayılan sosyal güvenlik yasalarından biri kapsamında sağlık yardımından yararlanırken veya yararlanması gerekirken başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamında sağlık yardımı alanlar hakkında tahakkuk etilen borçların takibinden vazgeçilmesinin ancak  ilgililerin açmış oldukları dava varsa bu davalarından vazgeçmeleri şartıyla mümkün olabileceğine  ilişkindir.
    Yapılan incelemede davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi emekli Bağ-kur sigortalısı olduğu,  eşi N.Ç.adına Kurumca 2/649157 tahsis numarasıyla sağlık karnesi düzenlendiği,  sigortalının eşinin 01.07.1997 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak yaşlılık aylığı aldığı,  kurumun davacıya  gönderdiği 23.05.2006 tarihli yersiz karne kullanımından doğan ana borç ve gecikme faizi toplamı 10.102,32 YTL. lik ödeme emrinin, sigortalının eşinin 06.04.2000-09.02.2004 tarihleri arasında  sağlık karnesi kullanımı ve hastane masraflarına ilişkin olduğu görülmektedir.
    Mahkemece her ne kadar  söz konusu yasal düzenleme esas alınarak uyuşmazlığın çözümlendiğinden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına  karar verilmiş ise de; söz konusu yasal düzenleme gereği henüz davalı Kurumca bir işlem yapılmamıştır. Nitekim söz konusu Kanun uyarınca mahkemece davacı vekiline 22.02.2007 tarihinde Kuruma başvurup uyuşmazlığı idari yoldan çözmesi için  önel verildiği halde, davacı vekilince Kuruma başvuru yapılmamış ve yine Kurum tarafından mahkemeye verilen cevapta  da davacının Kuruma herhangi bir başvurusundan bahsedilmemiştir.  
    Yapılacak iş;  davacıya Kuruma başvurup uyuşmazlığı çözmek için önel vermek, Kurum tarafından anılan borç takibinden vazgeçilmesi halinde yazılı olduğu şekilde karar vermek, aksi halde  işin esasına girilerek gerekli araştırmaları yapıp çıkacak  sonuca göre karar  vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki  olgular  gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması  usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.   
    O halde, davalı Kurumun  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,23.10.2007  gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi