11. Hukuk Dairesi 2013/5014 E. , 2013/23521 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/12/2012 tarih ve 2006/162-2012/461 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirketin müdürü sıfatıyla kanunun ve ana sözleşmenin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeyerek, kanunlara ve ticari örf ve adetlere ve teamüllere aykırı kasıtlı davranışlarla ve suç teşkil eden fiillerle aldığı kararlar ve uygulamalar sebebiyle 1.000.000,00 TL zarara uğrattığını ileri sürerek, şimdilik 50.000,00 TL"nin temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacı şirkette tek yetkili müdür olmadığını, kendisinden başka iki veya üç müdürün daha yetkili olduğunu, ticari sözleşmeler yapılacağı zaman diğer yetkili müdürlerin "daha sonra imzalarız" diyerek sözleşmeleri imzalamaktan kaçtıklarını, ancak davalının şirketin devamlılığı açısından tek imza ile sözleşmeleri yaptığını, diğer müdürlerin bu sözleşmelerden haberdar olduklarını, davacı şirket yönetiminin değişmesiyle yeni yönetimin müvekkili ile çalışmak istemediğinden görevine son verdiğini, davalının ücret ve diğer alacaklarının verilmemesi sonucu davacı şirketi dava etmesi üzerine davacı şirketin de müvekkili aleyhine eldeki davayı açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı şirketin 2001-2004 yıllarına ilişkin bilançolarının onaylandığına dair kararın olmadığı, ancak kar dağıtım kararları olduğu, bu hususların ortakların bilgisinde olsa dahi bilançonun açıkça onaylandığı anlamına gelmeyeceği, davalının ibra edildiğine dair savunmaya itibar edilemeyeceği, davalının şirket müdürü olduğu dönemde dava dışı PB Turizm Ltd. Şti."yle yaptığı sözleşme gereği davacı şirket menfaatlerini göz önünde tutarak yeterli teminatı almaması, alacağın tahsil edilmemesine rağmen bilet satmaya devam ederek özen borcunu yerine getirmemesi nedeniyle zarardan sorumlu olduğu, davalıdan başka şirket müdürlerinin de bulunduğu, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmediğinden müdürlerin müteselsilen sorumlu olduğu, bu suretle diğer müdürlerin sorumluluk hususunun müdürler arasındaki iç
ilişki de tartışılacağı gerekçesiyle; davanın kabulüne, 50.000,00 TL"nin temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, limited şirket müdürünün sorumluluğuna dair tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgi gerektirdiği kabul edilerek bilirkişi görüşüne başvurulmuş; ilk bilirkişi raporuna itibar edilerek ibranın geçerli olmadığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen 1. bilirkişi raporunda; gerçeğe aykırı veya eksik bilgi ile tanzim edilmiş bilançoların ibraya yeterli olmadığı ve sorumluluk davasına engel oluşturmayacağı, bilançoların alacağın varlığını ve her yıl arttığını gösterdiği, bu durumda ibranın geçerli olmaması gerektiğinin düşünüldüğü, ibra geçerli olsa bile bu halde de yeterli teminat alınmadan açık hesapla çalışılmış olmasının ibra kararı sırasında bilerek gözden kaçırılmış olması nedeniyle sorumluluğun devam etmesi gerektiği belirtilmiş; 2. bilirkişi raporunda şirket müdürler kurulunun kâr dağıtım kararlarının, bilanço ve eklerinin ortaklar kuruluna sunulduğu ve açıkça onaylandığı anlamına gelmeyeceği, ancak, şirket müdürler kurulu, böyle bir kâr dağıtım kararını ortaklar kurulunun bilgisi dışında alamayacağından ortaklar kurulunun bilanço ve ekleri konusunda üstü örtülü (zimmî) bir bilgileri bulunduğu, bu üstü örtülü bilginin bilanço ve eklerinin onaylandığı, sorumluların ibra edildiği anlamına gelip gelmediğinin takdirinin yüce mahkemeye ait olduğu açıklanmıştır. 3. bilirkişi raporunda ise dava konusu olay bakımından dava konusu iddialarla ilgili olarak, şirket müdürlerinin ibra edilmiş kabul edilmesi gerekeceği kanaati bildirilmiştir.
Bu itibarla; mahkemece, bilançoların onaylanması sırasında dava konusu edilen hususların gizlenip gizlenmediği, bilançoların onaylanıp onaylanmadığı, onaylanmasıyla birlikte davalının ibra edilmiş sayılıp sayılmadığı konusunda bilirkişi raporlarındaki aynı konuda yapılan farklı değerlendirmeleri tartışan ve çelişkiyi gideren, sorumluluğu yeniden değerlendiren, bilirkişi raporunda yer alan tespitlere aykırılıkları açıklayan, tarafların itirazlarını karşılayan yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde noksan incelemeyle ve yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.