17. Hukuk Dairesi 2016/9326 E. , 2017/8510 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı şirketin ruhsat sahibi olduğu, davalı ..."ın ise sürücüsü bulunduğu ... plaka nolu aracın 29/04/2005 tarihinde müvekkiline çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/447 E. Nolu dosyası ile davalılar aleyhine maddi tazminat davası açıldığını, müvekkilinin 4.260,67 TL maddi zararının olduğu hesaplandığı ve hüküm altına alındığını, müvekkilinin %4,2 oranında iş ve güçten yoksun kaldığını belirterek 10.000,00 TL manevi tazminatın 29/04/2005 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalı şirket yönünden açılan davanın reddine, 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 29/04/2005 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer davalı ..."dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 12.02.2015 günlü 2013/12474 E, 2015/2656 K sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, 8.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 29/04/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte diğer davalı ..."dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş,hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucunda yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi (TBK 56. md) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 03.10.2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.