Esas No: 2020/4457
Karar No: 2022/10362
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/4457 Esas 2022/10362 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2020/4457 E. , 2022/10362 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Mahkumiyet
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 03.07.2012 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 03.11.2013 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyan suçunun oluşması için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir. Yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı, bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıp da belgeyi sonra düzenlemesinin gerekli olduğu takdirde, belgeye dayanak oluşturan bilgi yalan beyan olmayıp görevlinin araştırması sonucu ulaştığı bilgi olduğundan yine beyan olunan bilgiler, ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirirse veya yalan beyan üzerine memurun kandırılamaması neticesinde doğru şekilde belge oluşturulması durumunda anılan suçun oluşmayacağı açıktır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kimliği bildirmeme” başlığını taşıyan 40. maddesinin birinci fıkrasında ise “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir.” hükmüne haiz olup, bu kabahat fiili ile 5237 sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisinin, görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK’nin 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması halinde Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın kullandığı ... plaka sayılı aracın tehlikeli bir şekilde sevk ve idare edildiğinin ihbar olunması üzerine, ... İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından aracı durdurulan sanığın görevli polis memurlarına kendisini, ... olarak tanıttığı ve üzerinde kimlik olmadığını beyan ederek ... Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından ... adına düzenlenmiş trafik idari para cezası tutanağını gösterdiği, ardından hakkında trafik cezası uygulanması için polis merkezine götürülen sanığın gerçek kimlik bilgilerini söylediği, ... adı ile düzenlenmiş herhangi bir tutanak bulunmadığı, tutanakların ... kimlik bilgilerine göre düzenlendiği anlaşılmakla, eylemin bu haliyle 5326 sayılı Kanun'un 40/1. maddesine uyduğu ve 5237 sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak sanığın eylemine uyan 5326 sayılı Kanun’un 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 20/2-c maddesinde yazılı zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği 19.12.2011 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK'nin 322 ve Kabahatler Kanunu'nun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, Kabahatler Kanunu'nun 20/1. maddesi uyarınca sanıklar hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 26.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.