16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/6336 Karar No: 2015/3335 Karar Tarihi: 07.04.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/6336 Esas 2015/3335 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/6336 E. , 2015/3335 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 821 parsel sayılı 2.539,80 metrekarekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ..."nin fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak kargir ev ve arsa vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri, taşınmazın 1000 metrekarelik bölümünün kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazla ilgili olarak yapılan sözleşmeye göre belirlenmiş olan 1000 metrekarelik kısmın davacılar ... mirasçıları ... ... ve ... adlarına zilyetliklerinin tespitine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, kadastrodan önceki nedene dayalı tespite itiraz davasında ilk zilyetlik ve zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve süresi bakımından davacının davasını ispat ettiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespiti 21.02.1997 tarihinde hükmen kesinleşmiş olup, çekişmeli taşınmazın kargir ev ve tarla vasfıyla ... kullanımında olduğu belirlenmiştir. Davacılar 27.2.2013 tarihli dava dilekçeleri ile 1993 yılında taşınmazın 1000 metrekarelik kısmını satın aldıklarını belirterek zilyetliklerinin tespitini talep etmişlerdir. Bu hali ile dava; tespitten önceki nedene dayalı olarak açılmış tapu kaydının beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesine yöneliktir. Tespit 21.02.1997 yılında kesinleşmiş olup, davacılar 1993 yılındaki satın almaya dayanmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması ile kabule göre de bu tür davalarda tespit maliki olan Hazinenin yasal hasım durumunda olup, davaya dahil edilmesi gerektiği hususunun düşünülmemesi isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 07.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.