7. Hukuk Dairesi 2015/40162 E. , 2016/331 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 4.5.2004-21.9.2012 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını, ücretlerinin düzensiz ödenmesi ve son ay ücretinin ödenmemesi nedeniyle iş akdini feshettiğini, davalının borcunu ödeyeceğini belirtmesi üzerine müvekkilinin maddi sıkıntı içinde olması ve kısa sürede para ödemesi alabileceği kanısı ile 1.10.2013 tarihinde sözleşme imzaladığını, bu sözleşmede 9.000,00 TL"nın 1.10.2012-15.1.2013 tarihleri arasında ödeneceğinin belirlendiğini, ancak 1.000,00 TL dışında ödeme yapılmadığını, davacının iradesinin sakatlanması nedeniyle sözleşmenin hüküm doğurmayacağını, 08:00-19:00 saatleri arasında çalıştığını, Arife günü dahil resmi tatil günlerinde çalıştığını, dini bayramlarda çalışmadığını, yer yer hafta sonları çalıştığını belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, tatil ücreti, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve ücret alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili duruşmada alınan beyanında, davayı kabul ettiklerini, dava dilekçesi ekinde sunulu bulunan 01.10.2012 tarihli sözleşmeden de anlaşılacağı üzere tarafların işçi alacakları konusunda 9.000.00 TL"na anlaştıklarını ve bu anlaşılan miktarın 1.000,00 TL"nın ödendiğini, dava konusu edilen 4.500,00 TL olduğundan ve bu miktar taraflarca anlaşılan miktar dahilinde olduğundan 4.500,00 TL üzerinden açılan davayı bu şekliyle kabul ettiklerini, ayrıca miktarı belli olan davalarda fazlaya ilişkin haklar saklı tutulamayacağından fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını kabul etmediklerini ifade etmiştir.
Mahkemece, davalının kabul beyanı dikkate alınarak davacının davalı iş yerinde 4.5.2004-21.9.2012 tarihleri arasında çalıştığı, iş akdinin işveren tarafından haklı bir nedene dayanmaksızın feshedildiği gerekçesiyle fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücretinde %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında 21.09.2012 fesih tarihinden sonra 1.10.2012 tarihinde sözleşme yapıldığı ve bu sözleşmede aynen "İşyerinizden ayrılan ..."ın çalışmakta olduğu 21.09.2010 tarihine kadar aylık maaşı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücretleri ve yıllık izin bedelleri dahil karşılıklı olarak 9000,00 TL"ye anlaşılmıştır. İşbu para 01.10.2012 tarihinden itibaren 15.01.2013 tarihine kadar ödenecektir" denilmek suretiyle taraflar arasında anlaşma sağlandığı anlaşılmıştır. Davalı vekili 07.05.2014 tarihli oturumda, 01.10.2012 tarihli sözleşme kapsamında kalacak şekilde davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Davalı sözleşmeye göre sadece 1.000,00 TL ödeme yapmıştır. Sözleşmede kararlaştırılan bakiye 8.000,00 TL"nın ise 15.01.2013 tarihine kadar ödenmediği ve davacı tarafın alacakları için dava yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Sözleşme hükmüne göre davalının ödeme yapmaması ve işçinin dava yoluna başvurması ile birlikte 1.10.2012 tarihli sözleşme artık geçersiz hale gelmiştir. Bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
2-Davalı vekili duruşmada alınan dava konusu edilen miktarın sözleşme kapsamı içinde bulunduğundan açılan davayı bu şekliyle kabul ettiği yönündeki beyanı doğrultusunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme davanın kabulü yönünde karar vermiş ise de, dava konusu alacaklarla ilgili hesap raporu almamıştır. 01.10.2012 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğu da gözetilerek uzman bir bilirkişiden alacak talepleri ile ilgili hesap raporu alınarak talep edilebilecek alacak miktarının belirlenmesinin gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır. Ayrıca sözleşmede yer alan alacakların miktar olarak karşılığı açıklanmamış olup mahkemenin tahsil hükmünün aynı zamanda tespit hükmü de içereceği gözetildiğinde, ileride açılması muhtemel davada bakiye alacakların tespiti yönünden ayrıştırmaya gidilerek hüküm kurulması gerekirken davalı vekilinin kabul beyanı yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının sözleşmede belirtilen aylık maaş, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti alacakları dışında ihbar tazminatı ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı talebinde de bulunduğu görülmektedir. Ancak ihbar tazminatı ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı için açık bir kabul bulunmadığından bu talepler hakkında mahkemece tarafların delilleri toplandıktan sonra karar verilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.