Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/960
Karar No: 2018/161

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/960 Esas 2018/161 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/960 E.  ,  2018/161 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Ağır Ceza

    Temyiz Edenler : Sanıklar ... ve ... müdafileri ve kısmen resen
    Nitelikli kasten öldürme suçundan sanıklar ... ve ..."in TCK"nun 38/1. maddesi, sanıklar ... ve ..."ın ise TCK"nun 37/1. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 82/1-a, b, h, i maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası; nitelikli kasten öldürme ve nitelikli yağma suçlarından sanık ..."ın TCK"nun 37/1. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 82/1-a, b, h, i ve 31/3. maddeleri uyarınca 24 yıl hapis cezası; TCK"nun 37/1. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 149/1 ve 31/3. maddeleri uyarınca 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında TCK"nun 53/1. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna, tüm sanıklar hakkında TCK"nun 63. maddesi uyarınca mahsuba ve sanık ..."in her iki suçtan beraatine ilişkin Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06.02.2012 gün ve 184-38 sayılı kısmen resen temyize tabi hükümlerin, sanıklar Azat, Yusuf, İmdat, Mustafa ve Tuncay müdafileri ile Cumhuriyet savcısı tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 08.10.2013 gün ve 2519-5592 sayı ile;
    “Gerekçeli kararın Anayasanın 141 ve 5271 sayılı CMK"nun 34, 230 ve 232. maddelerinde belirtilen nitelikleri taşıması zorunluluğu karşısında, sanıkların tüm aşamalarda suçlamaları kabul etmemeleri de dikkate alınarak, mahkemece dosya içeriğine göre iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirme yapılarak, kasten öldürme ve nitelikli yağma suçlarından sanık ..."ın beraatine, sanıklar ...,...,... ve ... "ın mahkûmiyetlerine yönelik maddi vakanın kabulü de somut olarak gösterilmek suretiyle delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, Yargıtay denetimine imkân verecek biçimde ayrı ayrı gösterilmesi ve hangisinin hangi sebeple diğerine üstün tutulduğu belirtilerek, ulaşılan kanaat ve suç oluşturduğu sabit görülen fiiller ve bunların nitelendirilmesi ile buna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeyerek, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkûmiyet ve beraat hükümleri kurulması,” isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 10.02.2014 gün ve 282-50 sayı ile;
    "...Yukarıdaki eski gerekçeye ek olarak Cumhuriyet savcılığının iddianamesinde de belirttiği gibi; maktulün ilişki içerisinde olduğu yakın arkadaş çevresi araştırıldığında son dönemde ...’in, maktulün mal varlığından faydalanmak için şoförlüğünü yapmaya başladığı, arazilerini kat karşılığında müteahhide vermesi durumunda kendisine de bu dairelerden bir tanesini verebilir düşüncesinde olduğu, ayrıca maktulün alkol almasına müteakip sarhoş durumdayken boş senet imzalattırarak tüm mal varlığını ele geçirme planı yaptığı ancak maktulün sarhoş olmasına rağmen boş senede imza atmadığı, bu planını yalnız başına gerçekleştiremeyeceğini anlayınca maktulün bayanlara karşı zaafından faydalanmak için yakın çevresindeki arkadaşlarına böyle bir planı kim yapıp uygularsa bol paraya kavuşacaklarından bahsettiği anlaşılmıştır. Ancak bu planın mimarının ... olmadığı anlaşılmaktadır. Zira ... ile maktul ..."ı tanıştıran ve samimiyet kurmalarını, devamında ..."in maktule ait araçta şoförlük yapıp maktulle birlikte gece eğlencelerine gitmesini sağlayan maktulün hem köylüsü, hem uzaktan akrabası, hem de uzun yıllardır komşusu olan sanık ..."dir. ... maktulün mal varlığını ayrıntıları ile bilmektedir. Hangi arsasını ne zaman nereye sattığı, eline ne kadar geçtiği konusunda bilgi sahibidir. Kendisinin uzun zamandır maddi sıkıntılar içerisinde olması, maktulden yardım istemesine rağmen kendisine yardımcı olmaması ve ..."ın da ifadesinde net olarak beyan ettiği üzere maktulün, ..."in ikinci hanımı ve hâlen evli olduğu Emine isimli bayanla ilişkisi olduğu yönündeki söylentilerin etkisi de ..."in maktule ... üstü kapalı bir husumet duyması ve bir şekilde mal varlığından faydalanma amacına yönelmesine neden olmuştur. Sanık ..."in maktulden sürekli bir maddi yardım veya ortaklık beklentisi olduğu görülmektedir. Maktulün arkadaşı olan ..., bu planı uygulamak için öncelikle gayrimeşru işlerle çokça içli dışlı olan ve kahvehanesine sürekli takılıp kumar oynayan ..."i ikna etmiştir. Düzenli bir işi ve geliri olmayan, gün bulup gün yiyen, sürekli alkollü ve yeri geldiğinde haplı dolaşan, neredeyse her gece kumar oynayan ... de bu plana mesafeli durmamış ve öncelikle ..."in planı çerçevesinde maktulle yakınlık kurup gece eğlencelerinde yanında bulunmaya, tabiri caizse parasını yemeye başlamıştır. ..."in işlettiği kahvehanenin sahibi olmakla birlikte kiraya verdiği bir kahvehanede çalışan ve kriminal geçmişi nedeniyle tanınan ... da bu plana öncelikle fikren dâhil olmuştur. ... bu plan çerçevesinde ..."in yakın arkadaşı olan ve "şapka" lakaplı ..."e bu planı aktarmış, ... de ekonomik sıkıntı içerisinde olması nedeni ile bu plana çok sıcak bakmıştır. Tosmur beldesinde işletmekte olduğu kahvehanede ..., ... ile buluşarak dost hayatı yaşadığı ..."na böyle bir planlarının olduğundan bahsetmişler, sonrasında ..."nu plan gereği maktul ile kahvehanede buluşturmuşlardır. Maktul, ... ve ..."in aynı araç ile Tosmur beldesindeki kahvehaneden ayrılarak Mahmutlar beldesinde ..."in kahvehanesine gitmişlerdir. Yolda bir ara ..., maktulün bulunmadığı bir sırada ..."na maktulü sarhoş edip cilve yaparak boş bono imzalatması konusunda tekrar telkinlerde bulunmuştur. Maktul, Tuncay ve ..., ..."e ait kahvehanede bir süre oturduktan sonra Göksu da bu plana sıcak bakmamıştır. 03.09.2007 gecesi havaalanına tanık Göksu"yu bırakmak üzere giden ..., yolda Göksu"yu bu plan çerçevesinde maktule boş bono imzalatma konusunda ikna etmeye çalışmıştır. ..."nun Samsun iline gitmesi ve bu planı uygulamaya isteksiz olması nedeniyle ..., daha önceki yıllarda iş ortağı iken yüklü miktarda parasını kaptırdığı Yasemin Yerli"ye "çok zengin birisini bulduğunu, bu kişinin bayanlara, içkiye, eğlenceye düşkün olduğunu, şahsın alkol almasını sağlayarak sarhoş hâldeyken boş senet imzalattırmayı başarması hâlinde bu kişinin tüm mal varlığını ele geçirip, her ikisinin de borçlarından kurtulabileceklerini ve çok zengin olacaklarını" söylemiş ve hatta maktulün kaybolduğu gün olan 06.09.2007 tarihinde HTS raporlarında da görüleceği üzere Yasemin Yerli’yi arayıp buluşmuş, Yasemin"den yardım talep etmiş, ancak Yasemin de bu plana dâhil olmamıştır. Tanık Yasemin Yerli de, ..."in kendisini o günlerde sürekli aradığını ve buluşmak istediğini, maktule bono imzalatma planından bahsettiğini beyan etmiştir. 06.09.2007 tarihinde ..., kendisi tarafından kullanılan ve Arif Özdemir adına kayıtlı olan 0 535 549 32 86 numaralı telefon ile saat 14.31.12‘de maktulü arayarak yanına çağırmıştır. Maktul, ...’in kahvehanesinde arkadaşları ile birlikte oturmakta iken bu telefon görüşmesine müteakip ... ile birlikte kendisine ait araçla Mahmutlar"da bulunan ... Otelin yanına gitmiş ve burada sanıkların beyanlarına göre ... ve ... ile birlikte sanık ..."ın, ..."e olan borcuna ilişkin bir konuyu konuşmuşlardır. Daha sonra maktul, ... ile birlikte oradan ayrılmış ve o saatten sonra maktulün cep telefonunda 06.09.2007 saat 23.09"da sanık ..."ın kullandığı 0 539 243 4188 numaralı hat takılana kadar herhangi bir hareketlilik görülmemiştir. Maktulün, 03.09.2007 akşamı yanında Yusuf ve İmdat olduğu hâlde Ayışığı isimli bara giderek birlikte eğlendikleri ve alkol aldıkları, ertesi gün yani 04.09.2007 günü yine yanında İmdat ve İmdat"ın kardeşi olan ... olduğu hâlde birlikte eğlenip alkol aldıkları, 05.09.2007 gecesi, bu sefer yanında saçları sarı boyalı iki bayanla tek başına Ayışığı isimli bara giderek içki içtiği, ertesi gün yani 06.09.2007 günü cinayet akşamında Ayışığı isimli barın yeni açıldığı saatlerde, takriben 21.00-22.30 saatleri arasında ... ve ... ile birlikte Ayışığı isimli bara gelip kısa bir süre sonra birlikte ayrıldıkları, tanık ..."nin ifadelerinden anlaşılmaktadır. Tanığın 06.09.2010 tarihinden emin olduğunu, zira maktulün kendisini öğleden sonra arayarak yemeğe davet etmiş olduğu akşam İmdat ve Yusuf"un maktulle aynı mekana geldiklerini beyan ettiği, HTS raporlarına göre tanık Selvet ile maktulün telefonla 06.09.2007 günü saat 14.16 dışında bir görüşmelerinin olmadığı ve de İmdat"ın tanık Selvet"i, maktulün yemeğe çıkma teklifini kabul etmemiş olması nedeniyle söverek masadan kovması olayı, bu tarihi tanık açısından akılda kalıcı hâle getirmiştir. Maktul bu geceden sonra kaybolmuş, 09.09.2007 tarihinde de İncekum beldesi Arıtma Üstü mevkiinde cesedi bulunmuştur. Maktulün geçmişe dayalı görünen bir husumet içerisinde olduğu bir kişi ya da kişiler bulunmamakla birlikte, öldürülme nedeninin, sanıkların planladıkları ve üzerinde çalıştıkları boş bono imzalatma amacına ve çabasına yönelik olduğu açıktır. Ölü muayene ve otopsi raporlarında da görüleceği üzere, maktulün boğazında ve karaciğerinin üzerinde derine inmeyen yüzeysel çok sayıda kesici delici alet yaraları bulunmaktadır. Sadece karaciğere nafiz olan tek bir darbe neticesi iç kanamaya bağlı olarak ölüm gerçekleşmiştir. Bu da maktulün ölmeden önce kesici bir aletle sürekli dürtülmek suretiyle işkence gördüğünü, bir şeyleri yapmaya zorlandığını, ancak her nedense aşırıya kaçan tek bir darbe neticesi hayatını kaybettiğini göstermektedir. Maktul öldürüldükten sonra veya henüz daha öldürülmeden önce sanıklar Azat, İmdat, Yusuf ve Tuncay tarafından maktulün evine girildiği şüphesi mevcuttur. Zira maktulün üzerinden evinin anahtarının çıkmaması maktulün kaybolduğu gece ..."ın yanında teşhis edilemeyen iki veya üç kişiyle maktulün evinin etrafından maktule ait araçla görüldüğüne dair tanık beyanları da bunu doğrulamaktadır. Maktulün evine girmekteki amaçlarının, para ya da kıymetli bir eşya olduğu düşüncesidir. Maktulün olaydan bir gün önce bankadan para çektiği bilgisine sanıklardan sadece ... sahiptir. Bu paranın her nedense yüksek bir para olduğu kanısına kapılan sanıkların, maktulün evine de girdikleri anlaşılmaktadır. Tanık Nuray"ın, ..."in kendisine, Tuncay"ın ağzından "ne 25-30 bin lirası, adamın üzerinden 600 TL para çıktı" şeklinde beyanda bulunduğuna dair ifadesi de olayı doğrulamaktadır. Genel değerlendirmede; ..."in, boş bono imzalatma planı ve buna yönelik olarak Tuncay"ı azmettirmesi, devamında her ikisinin maktulün kadınlara ve gece hayatına düşkünlüğünden faydalanarak bu işi yapma düşüncesi çerçevesinde sanık ..."in bu konuda yardımcı olabileceğini bildiklerinden dolayı planı ..."e açtıkları, ..."in Göksu ve Yasemin"i ikna edememesi üzerine sanık ..., Tuncay ve İmdat"ın arkadaşı olan Azat"ın, olay gecesi maktulü sarhoş edip boş bono imzalatmaya çalıştıkları, ancak maktulün direnmesi üzerine Mahmutlar beldesinde bilinmeyen bir yerde öfkeye kapılan Tuncay"ın bıçakla maktulü öldürdüğü, daha sonrasında maktule ait araçla maktulü İncekum beldesi çöplüğüne attıkları, ancak daha öncesinde maktule ait eve de girilip kıymetli eşya arandığı, maktule ait aracın İmdat ve meçhul bir şahıs tarafından ertesi gün gece saat 11.00 civarında otogar otoparkına bırakıldığı anlaşılmıştır. Sanık ..."in maktulün o gece öldüğünü bildiği, tanık Göksu"nun beyanlarından, tanıştıktan sonra her gün sürekli aradığı maktulü o geceden sonra hiç aramamasından, ayrıca ceset İncekum beldesinde bulunduğu hâlde, teknik takip sonucu elde edilen görüşme dokümanlarında cinayetin Mahmutlar beldesinde işlendiğini belirtir beyanlarından anlaşılmaktadır.
    Ayrıca; sanıkların beyanları dikkatle incelendiğinde, özellikle cinayet akşamına ilişkin olarak sürekli çelişkili ve şüpheleri birbirlerinin üzerine yönlendirecek tarzda beyanlarda bulundukları, savunmalarının tanık beyanları ile de çeliştiği görülmektedir. Sanık ..., savunmasında sürekli çelişkili ifadelerde bulunmuş, olayların oluş sırasını farklı anlatmaya çalışmış, maktul ile cinayetin olduğu gün görüşmediğini, en son bankaya gidip para çektiği tarih olan 05.09.2007 tarihinde gördüğünü beyan etmiş ise de, HTS raporlarından ve ..."in beyanından görüleceği üzere 06.09.2007 tarihinde Mahmutlar ... Otelin yanındaki buluşmada bulunduğu açıktır. Yukarıda genel değerlendirmede bulunurken ..."in cinayet olayındaki azmettirici rolü ve nedenleri açıklanmıştır. Ayrıca ... ile ..."ın, 06.09.2007 gecesine dair kahvehanenin kapatılması veya kapatılma saatine ilişkin beyanları çelişmektedir. Bu çelişkiyi ..."in beyanları da destekler niteliktedir. Sanık ..., sanık ..."in kahvehanesinde çalışan hırsızlıktan ve pek çok olaydan kaydı bulunan yani kriminal geçmişi pek parlak olmayan, kahvehanenin bulunduğu mahallede büyümüş ve diğer tüm sanıkları yakinen tanıyan şahıstır. Sanık ..., diğer sanık ..."ı tanımadığını ve hatta adliye nezarethanesinde tanıdığını beyan etmiş ise de, bir kısım tanıklar beyanından aynı mahallede büyümüş olmaları ve çalıştığı kahvehaneye Azat"ın gidiyor olması yönündeki tespitler nazara alındığında bu konuda yalana başvurduğu anlaşılmaktadır. ... 06.09.2007 gecesi saat 21.00 civarında ... ile birlikte misafirlerini kendisine ait pikapla otogara bıraktığını, daha sonra da saat 22.30 civarında amcasının oğlu ..."ın kayınvalidesinin evine giderek orada birlikte çay içip oturduklarını, saat 22.30 civarında da kahvehaneye gittiğini, kendisi kahvehaneye gittiğinde ..."in kahvehanede hâlâ kumar oynattığını ve saat 01.00 civarı kahvehaneyi kapattıklarını, kendisinin eve gittiğini beyan etmiş ise de, amcasının oğlu ..., ifadesinde "misafirlerini otogara bıraktıktan sonra, İmdat ile birlikte kendi evine gittiklerini, daha sonra bir saat kadar oturan İmdat"ın evden çıkıp gittiğini" beyan etmiştir. Sanık ... ise net olarak perşembe günü öğleden sonra saat 14.30 sıralarında ..."in kahvehanesine gittiğini, maktulü orada gördüğünü ve hatta maktulün "bugün perşembe mübarek gün yaylaya gidip kocakarının gönlünü edeyim" dediğini, o gün yani perşembe günü bütün gün gece dahi kahvehaneden hiç ayrılmadığını, saat 22.00 civarı maktulün kahvehaneye gelip tekrar çıktığını, o gece saat 03.30 civarında İmdat"ın kahvehaneye ..."ın arabası ile yalnız olarak geldiğini, birkaç saat sonra tekrar Muammer"in arabasıyla bir kez daha geldiğini beyan etmiştir. Bu beyanlar karşısında İmdat"ın o geceye dair beyanlarının doğru olmadığı ve sürekli bir çelişki hâlinde olduğu görülmektedir. Mevcut sanık savunmaları, tanık ifadeleri ve sanık ..."ın çelişkili beyanları karşısında ..."ın, o gece, yani maktulün kaybolduğu gece maktulle birlikte olduğu ve boş bono imzalatma planına dâhil olduğu, maktule bu yönde bıçak zoruyla işkence yapılırken iştirakinin bulunduğu, devamında cesetten ve maktulün aracından kurtulma işinde de iştiraki olduğu açıktır. Sanık ..., maktul ..."la ilk kez Göksu"nun Samsun"a gittiği gün olan 03.09.2007 tarihinde ... aracılığıyla kahvehanede tanışmış ve bu plan çerçevesinde görevi maktulün aklını çelecek ve elinden imzalı boş bono alınabilecek bir kadın ayarlamaktır. Bu yönde de hem Göksu ve hem de Yasemin üzerinde çalışmalar yapmış, ancak başarılı olamamıştır. Bu nedenle planın zorla icrası yönünde diğer şüphelileri azmettirmiştir. Lakin maktulün malum gece öldürüldüğünü bildiği hususunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır. Sanık ... bu konuda da sürekli çelişkili beyanlarda bulunarak kendi eylemlerini gizleyip diğer sanıkların eylemlerine ilişkin beyanlarda bulunmaktadır. Sanık ..., cinayet olayında bıçağı vuran fail olarak görünmektedir. Gerek sanık ..."in, gerek ..."in ayrıntılı beyanlarından, gerekse planın kuruluş ve gelişme aşamasındaki rolü, genel karakter ve yaşayışından durum anlaşılmıştır. Keza tanık ..."nun ek beyanında ..."in ağzından anlattığı, "... bana Tuncay"ın, ..."ı öldürdüğünü anlatırken Tuncay"a niçin öldürdün diye sorduğunda -çok inat etti. Öldürmeyecektik ama korkutmak amacıyla yaralayalım derken bırakamayacak duruma geldik, bu nedenle öldürdüm- demiş. Söylediğine göre yaparken yalnız değilmiş, yanında başkaları da varmış" şeklindeki beyanı da maktulün öldürülüş şekli ve amacıyla tutarlıdır. Sanık ..., diğer sanık ..."ın arkadaşı olup bu plana muhtemelen İmdat tarafından dâhil edilmiş olduğu değerlendirilmektedir. Maktulün kaybolduğu gece cep telefonu ilk olarak sanık ..."ın kullandığı ve ...adına kayıtlı 0 539 243 4188 numaralı telefonla 23.09"da kullanıldığı HTS raporlarından tespit edilmiştir. Sanık ... telefonu nereden ve ne şekilde temin ettiğine dair akılcı ve tutarlı bir savunma yapamadığı gibi savunmasının ayrıntılı incelemesinde görüleceği üzere, tanıdığı bildiği ve görüştüğü kişileri dahi tanımadığı yönünde inkâra yönelmiş, özellikle ... ile olan bağlantısını kabul etmemiştir. Ancak savunmasında, önce tanımadığını beyan ettiği şahısları daha sonra tanıdığını belirtmiştir. Kendisini tanıyan tanıkları dahi tanımadığını beyan etmiştir (Örn: ...). Sanık ..."ın cinayetin işlendiği gecenin ertesi günü, yani 07.09.2007 günü alelacele Tekirdağ Çorlu"ya gitmiş olması da kaçmaya çalıştığı yönünde şüphe oluşturmaktadır. Mevcut delillerden sanık ..."ın, cinayet olayında sanık ... ve İmdat ile birlikte, maktulün öldürülmesine, cesetten ve maktule ait araçtan kurtulmaya yönelik eylemlere asli olarak iştirak ettiği anlaşılmaktadır. Sanıkların maktule bono imzalatıp imzalatamadıkları tespit edilememiştir. Ancak maktulün üzerindeki para ve cep telefonunu aldıkları anlaşılmaktadır" gerekçesiyle, önceki hüküm gibi karar vermiştir.
    Nitelikli öldürme suçu yönünden resen temyize tabi olan bu hükümlerin, sanıklar ... ve ... müdafileri tarafından da temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.04.2015 gün ve 151567 sayılı "düzeltilerek onama" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilen dosya aynı Dairece 06.10.2015 gün ve 2465-4709 sayı ile; mahkeme kararının eylemli uyma niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmiş, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 1027-704 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca dosyanın kararına direnilen daireye gönderilmesi üzerine, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 10.07.2017 gün ve 223-2611 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi nedeniyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanıklar ..., ... ve ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen beraat kararları ve sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli yağma suçundan verilen mahkûmiyet kararları temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin ve temyizin kapsamına göre inceleme; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçu ile sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri, sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürme ve nitelikli yağma suçundan kurulan beraat hükümleri yönünden ise vekalet ücretiyle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; nitelikli öldürme ve nitelikli yağma suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin gerekçesinin yeterli olup olmadığının, beraat eden sanık ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanıklar hakkında nitelikli öldürme ve nitelikli yağma suçlarından kurulan ilk mahkûmiyet ve beraat hükümlerinin, Özel Dairece; "...delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, Yargıtay denetimine imkân verecek biçimde ayrı ayrı gösterilmesi ve hangisinin hangi sebeple diğerine üstün tutulduğu belirtilerek, ulaşılan kanaat ve suç oluşturduğu sabit görülen fiiller ve bunların nitelendirilmesi ile buna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeyerek, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hükümler kurulması" nedeniyle bozulmasından sonra, yerel mahkemenin, önceki kararda yer almayan "...Ayrıca; sanıkların beyanları dikkatle incelendiğinde, özellikle cinayet akşamına ilişkin olarak sürekli çelişkili ve şüpheleri birbirlerinin üzerine yönlendirecek tarzda beyanlarda bulundukları, savunmalarının tanık beyanları ile de çeliştiği görülmektedir. Sanık ..., savunmasında sürekli çelişkili ifadelerde bulunmuş, olayların oluş sırasını farklı anlatmaya çalışmış, maktul ile cinayetin olduğu gün görüşmediğini, en son bankaya gidip para çektiği tarih olan 05.09.2007 tarihinde gördüğünü beyan etmiş ise de, HTS raporlarından ve ..."in beyanından görüleceği üzere 06.09.2007 tarihinde Mahmutlar ... Otelin yanındaki buluşmada bulunduğu açıktır. Yukarıda genel değerlendirmede bulunurken ..."in cinayet olayındaki azmettirici rolü ve nedenleri açıklanmıştır. Ayrıca ... ile ..."ın, 06.09.2007 gecesine dair kahvehanenin kapatılması veya kapatılma saatine ilişkin beyanları çelişmektedir. Bu çelişkiyi ..."in beyanları da destekler niteliktedir. Sanık ..., sanık ..."in kahvehanesinde çalışan hırsızlıktan ve pek çok olaydan kaydı bulunan yani kriminal geçmişi pek parlak olmayan, kahvehanenin bulunduğu mahallede büyümüş ve diğer tüm sanıkları yakinen tanıyan şahıstır. Sanık ..., diğer sanık ..."ı tanımadığını ve hatta adliye nezarethanesinde tanıdığını beyan etmiş ise de, bir kısım tanıklar beyanından aynı mahallede büyümüş olmaları ve çalıştığı kahvehaneye Azat"ın gidiyor olması yönündeki tespitler nazara alındığında bu konuda yalana başvurduğu anlaşılmaktadır. ... 06.09.2007 gecesi saat 21.00 civarında ... ile birlikte misafirlerini kendisine ait pikapla otogara bıraktığını, daha sonra da saat 22.30 civarında amcasının oğlu ..."ın kayınvalidesinin evine giderek orada birlikte çay içip oturduklarını, saat 22.30 civarında da kahvehaneye gittiğini, kendisi kahvehaneye gittiğinde ..."in kahvehanede hâlâ kumar oynattığını ve saat 01.00 civarı kahvehaneyi kapattıklarını, kendisinin eve gittiğini beyan etmiş ise de, amcasının oğlu ..., ifadesinde "misafirlerini otogara bıraktıktan sonra, İmdat ile birlikte kendi evine gittiklerini, daha sonra bir saat kadar oturan İmdat"ın evden çıkıp gittiğini" beyan etmiştir. Sanık ... ise net olarak perşembe günü öğleden sonra saat 14.30 sıralarında ..."in kahvehanesine gittiğini, maktulü orada gördüğünü ve hatta maktulün "bugün perşembe mübarek gün yaylaya gidip kocakarının gönlünü edeyim" dediğini, o gün yani perşembe günü bütün gün gece dahi kahvehaneden hiç ayrılmadığını, saat 22.00 civarı maktulün kahvehaneye gelip tekrar çıktığını, o gece saat 03.30 civarında İmdat"ın kahvehaneye ..."ın arabası ile yalnız olarak geldiğini, birkaç saat sonra tekrar Muammer"in arabasıyla bir kez daha geldiğini beyan etmiştir. Bu beyanlar karşısında İmdat"ın o geceye dair beyanlarının doğru olmadığı ve sürekli bir çelişki hâlinde olduğu görülmektedir. Mevcut sanık savunmaları, tanık ifadeleri ve sanık ..."ın çelişkili beyanları karşısında ..."ın, o gece, yani maktulün kaybolduğu gece maktulle birlikte olduğu ve boş bono imzalatma planına dâhil olduğu, maktule bu yönde bıçak zoruyla işkence yapılırken iştirakinin bulunduğu, devamında cesetten ve maktulün aracından kurtulma işinde de iştiraki olduğu açıktır. Sanık ..., maktul ..."la ilk kez Göksu"nun Samsun"a gittiği gün olan 03.09.2007 tarihinde ... aracılığıyla kahvehanede tanışmış ve bu plan çerçevesinde görevi maktulün aklını çelecek ve elinden imzalı boş bono alınabilecek bir kadın ayarlamaktır. Bu yönde de hem Göksu ve hem de Yasemin üzerinde çalışmalar yapmış, ancak başarılı olamamıştır. Bu nedenle planın zorla icrası yönünde diğer şüphelileri azmettirmiştir. Lakin maktulün malum gece öldürüldüğünü bildiği hususunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır. Sanık ... bu konuda da sürekli çelişkili beyanlarda bulunarak kendi eylemlerini gizleyip diğer sanıkların eylemlerine ilişkin beyanlarda bulunmaktadır. Sanık ..., cinayet olayında bıçağı vuran fail olarak görünmektedir. Gerek sanık ..."in, gerek ..."in ayrıntılı beyanlarından, gerekse planın kuruluş ve gelişme aşamasındaki rolü, genel karakter ve yaşayışından durum anlaşılmıştır. Keza tanık ..."nun ek beyanında ..."in ağzından anlattığı, "... bana Tuncay"ın, ..."ı öldürdüğünü anlatırken Tuncay"a niçin öldürdün diye sorduğunda -çok inat etti. Öldürmeyecektik ama korkutmak amacıyla yaralayalım derken bırakamayacak duruma geldik, bu nedenle öldürdüm- demiş. Söylediğine göre yaparken yalnız değilmiş, yanında başkaları da varmış" şeklindeki beyanı da maktulün öldürülüş şekli ve amacıyla tutarlıdır. Sanık ..., diğer sanık ..."ın arkadaşı olup bu plana muhtemelen İmdat tarafından dâhil edilmiş olduğu değerlendirilmektedir. Maktulün kaybolduğu gece cep telefonu ilk olarak sanık ..."ın kullandığı ve ...adına kayıtlı 0 539 243 4188 numaralı telefonla 23.09"da kullanıldığı HTS raporlarından tespit edilmiştir. Sanık ... telefonu nereden ve ne şekilde temin ettiğine dair akılcı ve tutarlı bir savunma yapamadığı gibi savunmasının ayrıntılı incelemesinde görüleceği üzere, tanıdığı bildiği ve görüştüğü kişileri dahi tanımadığı yönünde inkâra yönelmiş, özellikle ... ile olan bağlantısını kabul etmemiştir. Ancak savunmasında, önce tanımadığını beyan ettiği şahısları daha sonra tanıdığını belirtmiştir. Kendisini tanıyan tanıkları dahi tanımadığını beyan etmiştir (Örn: ...). Sanık ..."ın cinayetin işlendiği gecenin ertesi günü, yani 07.09.2007 günü alelacele Tekirdağ Çorlu"ya gitmiş olması da kaçmaya çalıştığı yönünde şüphe oluşturmaktadır. Mevcut delillerden sanık ..."ın, cinayet olayında sanık ... ve İmdat ile birlikte, maktulün öldürülmesine, cesetten ve maktule ait araçtan kurtulmaya yönelik eylemlere asli olarak iştirak ettiği anlaşılmaktadır. Sanıkların maktule bono imzalatıp imzalatamadıkları tespit edilememiştir. Ancak maktulün üzerindeki para ve cep telefonunu aldıkları anlaşılmaktadır" şeklinde, yeni ve değişik gerekçelerle hükümler kurduğu anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle hükümler kurulmuş olması nedeniyle "yeni hüküm" niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle,
    Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.02.2014 gün ve 282-50 sayılı karar "yeni hüküm" niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.04.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi