11. Hukuk Dairesi 2013/7174 E. , 2013/23492 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 52. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16.10.2012 tarih ve 2012/40-2012/172 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait kimyasal madde cinsi emtianın 22/02/2012 tarihinde SEDEF KALKAVAN isimli gemiyle Newyork"tan İstanbul"a taşınması işini organize ettiğini, söz konusu emtiaların 11/03/2011 tarihinde İstanbul Kumport limanına geldiğini ve davacıya aynı gün malzemesinin geldiğine dair varış ihbarı gönderildiğini, davalı şirketin taşımaya konu edilen malzemenin yanıcı malzeme olduğuna dair hiçbir bildirimde bulunmadığını, emtianın varış limanına geldikten sonra malzemenin yanıcı malzeme olduğunun tespit edildiğini, malzemenin yanıcı olması nedeni ile konteynırdan müvekkili şirket tarafından tahliye edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin dava konusu olayda taşıma işleri komisyoncusu olarak hareket ettiğini, Turkon Konteynır Taşımacılık Denizcilik A.Ş. ünvanlı şirkete 1.020,00USD ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin kendine düşen tüm edimlerini ifa ettiğini, konteynırın limanda 33 gün beklemesi nedeni ile ortaya çıkan demuraj ücretini ödemede davalının temerrüte düştüğünü, alacağın tahsili amacıyla İstanbul 27. İcra Müdürlüğü’nün 2011/15332 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçlunun yapılan takibe itiraz ederek takibin durduğunu belirterek İstanbul 27. İcra Müdürlüğü"nün 2011/15332 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile davalı aleyhine %40"tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline davacı tarafından ,emtianın geliş tarihinden ve nakliye bedellerinin ödenmesinden yaklaşık bir ay sonra demuraj bedeli olarak fatura gönderildiğini, demuraj talep edilen konteynırın parsiyel olarak geldiğini, herhangi bir depo bedeli kesilmediğinden ilgili malın parsiyel mal olarak geldiğinin anlaşıldığını, parsiyel gelen mallarda da nakliyeci firmaya herhangi bir demuraj bedelinin ödenmeyeceğini, yüklemenin yapılacağı limandan üretici firmanın malın yanıcı olduğunu belirtmeden yüklenmesini talep etmesinin mümkün olmadığını, yüklenecek emtianın yanıcı olduğunun davacı tarafından bilindiğini, davacının üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiş, davacı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davacı firma, davalı ile yapılan yazışmalarda açıkça IMCO"lu malzeme alamayacaklarını belirtmiş ise de, malzemelerin üzerlerindeki işaretler ve resmi makamlarca hazırlanmış evraklar doğrultusunda Schenker Arkas USA firmasının malzemeyi kabul ve istif etmesi ve konşimento düzenlemesi ile malı kabul ettiği ve tehlikeli mallar masrafı olarak da davalıya masraf yansıtıldığı, ayrıca emtianın parsiyel mal olduğu, parsiyel taşımalarda genel uygulamada malzemelerin taşıyıcı tarafından alt özet beyan verilmesi sureti ile gümrüklü depoya alınması ve buradan müşterilere sevkiyatının yapılmasının gerektiği, bu sebeple LCL (Less Than Container Loading) yüklemelerde, müşteri konteynırın içerisinde belli bir bölüme mal koymak üzere anlaşma yaptığından, konteynırın demurajının söz konusu olamayacağı, malzemenin yanıcı olması sebebi ile konteynırın iç boşaltmasının yapılamamasının alıcının sorumluluğunda olmadığı ve demuraj ücretinin de alıcıdan istenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili; kararı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.